Şarkın Kandili: Nureddin Mahmud Zengi

Ben eski zamanları, daha önceki hükümdarların ahlakını ve yaşayışını da inceledim. Dört halife ve Ömer bin Abdülaziz dışında Nureddin Zengi’den daha güzel ahlaklı, adaletli ve erdemli birini görmedim. (İbnü’l Esîr, el-Kâmil fi’t Tarîh)
Nureddin’in kâfirle cihadı, onun günlük öğünüdür.
Üstümüze çöken karanlığa, kandilini cesaret ve umutla tutan adam. Yaşadığı dönemde Müslüman Şark’ın ilk uyananı, ilk büyük çerağı. Anaların, kadınların, genç kızların feryatlarına kulak tıkamayan adam. Zillet örtüsünü Müslümanların üstünden bütünüyle atan adam, izzetin burçlarını ışıklandıran yiğit. Nureddin mazlumların kabul olmuş duası.
Nureddin sadece dağılan sürüyü değil, parçalanan kalpleri, niyetleri ve hedefleri de birlemeye çalıştı. Kimsenin boynuna zorla ip geçirmedi ama dinimiz bir olsun dedi. Cehd ve titizlik Nureddin’in direğiydi. Allah yolunda mücahedeyi kendine gaye edinmişti. Alimleri, dervişleri, askerleri, göçerleri, misafirleri, talebeleri memnun eder onlara hoş muamele de bulunurdu. Zor durumdaki halka, yoksul ve çaresizlere, yaşlılara, hastalara yiyecek dağıtırdı. Yokluk nedeniyle evlenemeyen gençleri evlendirirdi. Yetim ve kimsesiz çocukların sünnet olmasını sağlardı. Yetimleri, öksüzleri dışarıda bırakmazdı. Hem onları doyurdu hem de okumalarını sağladı. Kadınların ilim tahsil etmesi, haklarının korunması, usulünce ticaret ve hatta savunmaya katılması için çok çaba sarfetti. Kılıcı kitaptan, hükmü meşveretten uzak değildi.
Kudüs için yeri geldi gözyaşı döktü, yeri geldi cenk meydanında kâfirin kellesini aldı. Ve Kudüs’ün fethi için Selahaddin’e o büyük yolu açtı.
Aşkla yandı, aşkla pişti, aşkla son nefesini verdi.