Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik & Bu Toprağın Değerleri

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay sizlerle Erkam Yayınlarından çıkan iki eseri inceleyeceğiz. Tanıyacağımız eserler, Dr. Âdem ERGÜL’ün Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik ile Mesut KAYA’nın hazırladığı Bu Toprağın Değerleri isimli kitaplardır.

 Dr. Adem ERGÜL’ün hazırladığı kitabımızla kişisel gelişim çalışmalarının yoğunlaştığı zamanımızda “Konuşma” ve “Beden Dili” alanlarına “ Şahsiyet Dili” isimli üçüncü bir alan daha ekliyoruz. Günümüzdeki kişisel gelişim hep dışa yönelik. Bu kitapta ise öze iniliyor. Asıl nedir? Aslında etkili olan nedir, hal sahibi kişi nasıl olunur, sorularının cevabı aranıyor.

 Şahsiyet dili, kişiliğimizin söz ve kelimelere muhtaç olmadan, hemen her varlıkla çok özel ve sırlı bir şekilde konuşan yönü olarak tanımlanıyor. Bu tanımdan sonra bizlere şahsiyet kazandıran hususlar genel hatlarıyla ve örneklerle açıklanıyor. Samimiyet, dürüstlük, adalet ve denge, cömertlik, güvenilirlik, alçak gönüllülük, kimseye yük olmamak, boş şeylerden yüz çevirmek, edeb ve nezaketle zinetlenmek şahsiyetimizi zirveye taşıyacak hususlardır.

Yazarımız kitabın ikinci bölümünde de geliştiren ve özgürleştiren liderlikle ilgili bizleri bilgilendiriyor. Liderde bulunması gereken özellikler özetli şöyle sıralanıyor: Lider, insana saygı duymalıdır. Bilgili ve bilge olmalıdır. Çevresindeki kişilere yavan değil besleyici bir ilgi göstermelidir. Güvenmeli ve güvenilmelidir. Engin gönül sahibi olmalıdır. Kişisel organizasyon sahibi olmalı, çevresindeki kişilerin duygularını her zaman gözetmelidir. Ayrıca her zaman kendini yenileyerek etrafına ilham veren bir kişilik sergilemelidir.

BU TOPRAĞIN DEĞERLERİ’nde yazarımız Mesut KAYA arı gibi çalışmış. Kitapları arı misali gezmiş, özlerini almış ve bizlerin istifadesine sunmuş. Eserde yazarımız mirasçısı olduğumuz büyük mirasın kapılarını biraz aralamaya çalışarak irfan atlasımızı keşfetmeye çalışmış. Ayrıca davamızın abide insanlarından bizlere bir soluk taşımış. Kaybettiğimiz bazı değerlerin peşine düşerek, kaybettiğimiz en büyük değerin ilim olduğu tesbitinde bulunarak dikkatlerimizi yitiğimiz olan ilmin üzerine çekmiş.

Yazarımız, bu toprağa ruh verenlerden bazılarını da bizlere çeşitli yönleriyle tanıtıyor. Hakikati arayan adam olarak İmam Gazali’yi, yaşadığı döneme ve günümüze ruh saçmayı başarabilen Mevlana’yı, Türkçemizi halen canlı tutmayı başaran Yunus Emre’yi, zulme başkaldıran, ümmetin derdiyle dertli bir şair Mehmed Akif’i, yağmur tanesi kadar saf ve berrak, yaraya basılan bir pamuk kadar yumuşak olan Mahmud Sami Ramazanoğlu’nu, büyük mütefekkir Muhammed Hamidullah’ı ve nice dava önderlerini bizlere farklı bir üslupla tanıtmaya çalışıyor yazarımız,“Daha hayatlarındayken, bir anlamda ölümsüzlüğü tadanlardı onlar. İnsanların gönüllerinde çoktan murassa tahtlarına kurulanlardı. Şairimizin deyişiyle, yanarken küllerinden hisarlar yükselen; hiçliğin ve faniliğin zehrine ağız sürmeyen şahsiyetlerdi onlar.”