Saff Suresi 7-9. Ayetler

Rahman ve Rahim olan sonsuz yaratıcının 99 adı ile…
Yalnız Allah’a teslim olmaya çağırılıp dururken Allah hakkında asılsız şeyler yakıştırmaya çalışandan daha büyük haksızlığı kim yapabilir? Allah zalimlere hidayet nasip etmez. (Saff, 7)
İsterler ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürüversinler; ama inkârcılar hoşlanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlayacak! (Saff, 8)
Müşrikler istemese de, bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O’dur. (Saff, 9)
Ayetler bize ne anlatmak istemektedir? Allah azze ve celle kullarını “selamet yurduna çağırır.[1]” Allah Teâlâ kullarını kendisiyle necata ve fevz’e erişebilecekleri İslâm’a çağırır. Nitekim bu çağırışa şu hadisi şerif numune-i timsal teşkil etmektedir. Uhud gazvesinde Resul’ün yanına yüzü demir zırh ile kapalı bir şahıs geldi ve: “Ey Allah’ın Peygamberi! Şimdi hemen harbe katılsam da sonra Müslüman olsam olur mu, diye sordu? Rasulullah: “Önce Müslüman ol, sonra harp et buyurdu”. O zat, Müslüman oldu, sonra savaştı ve şehit edildi. Bunun üzerine Rasulullah aleyhisselam “az çalıştı ancak çok kazandı” buyurdu.[2] Bu hadisi şerifte de mülahaza edildiği üzere Rabbimiz bütün kullarını önce kendi yoluna, dinine çağırmaktadır.
Ayette Allah’ın bu davetine karşılık Allah hakkında asılsız şeyler yakıştırmaya çalışandan murad, en başta müşrikler ve Allah’ın davetine yüz çeviren herkesi kapsamaktadır. Ayetin kapsamına kulluk haklarını ihlal edip yalanı, dedikoduyu, gıybeti, iftirayı, insanlar arasında bozgunculuğu her türlü fuhşu ve münkerâtı yaymak ve bunlara kulak veren zümreleri de dâhil etmek mümkündür. Çünkü kul hakkına zarar vermek ve ihmal etmek, Rahman’ın en çok gazap ettiği hususlardan biridir. Dolayısıyla İslâm olmak kul hakkına hassasiyet göstermeyi öncelemektedir.
Günümüzde özellikle sosyal medya denen aslında fesat medyasına dönüştürülen bu mecralarda dezenformasyon haberler yaymak, fesadı öncelemek, her türlü günahı ifşa etmenin de kul hakkını ihlal etmek ve Allah hakkında asılsız şeyler uydurmak kategorisinde değerlendirilmesi kaçınılmazdır. İnsanlığın ıslahını öncelemek yerine ifsadını öncelediğimizde karşımıza çıkan tablo çok vahim olacaktır. Allah cümlemizin şerden muhafaza buyursun. Unutmayalım ki; yapacağımız ilk hayır, şerri terk etmektir. Allah zulme sapanlara, zulümde ısrar edenleri doğru yola iletmez.
Saff suresi 8. ayette kâfirler istemese de Allah’ın dininin, kelimesinin tamamlanacağı, kâfirlere galip geleceği bildirilmiştir. Biz, zaferden değil seferden sorumluyuz. Bu ayet bizlere bunu öğretmektedir. Biz Allah için gayret edeceğiz onun kelimesini cihana yaymaya gayret edeceğiz ki Allah Teâlâ kendi kelimesini bütün kelimelere üstün kılsın. “Ya Rabbi! Önüme şu deniz çıkmasaydı senin kelimeni yüceltmek için cihada giderdim” diyen sahabenin ufkuna sahip olmalıyız. Unutmayalım ki seferimiz nasıl olursa zaferimiz de o derece de olacaktır.
Son ayette İslam’ın yüceliğine, resulün hak oluşuna, İslam’ın dinler arası diyaloga karşı olduğuna vurgu yapılmıştır. İslam hiçbir sistem ile din ile yarışmaz çünkü İslam hepsinden yücedir, azizdir, muhteremdir. Kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah bu dini galibiyete ve zafere ulaştıracaktır.
Yazımı şu özlü hadisle bitirmek istiyorum. Rasulullah aleyhisselam “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu. Ashab “Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir.” dediler. Rasulullah aleyhisselam “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelecek. Fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir.” buyurdular.[3]
[1] Yûnus,10/25
[2] Buhârî,Cihâd,13
[3] Müslim,Birr,59