RAMAZANLA BÜYÜMEK

RAMAZANLA BÜYÜMEK

 Ramazanın yaklaşmasıyla bizim evde büyük bir coşku başlamıştı. Ramazan’a birkaç gün kalmıştı ve biz neredeyse hazırlıkları tamamlamıştık. İhtiyaç sahipleri için hazırladığımız yardım kolileri, evimizde ağırlayacağımız misafirler için ikramlık bir şeyler…

Ramazan ayı coşkusu çok farklı oluyordu. 30 gün boyunca gelişen empati yeteneği ve nefsimizi terbiye etme konusunda kazandığımız bilinç tam da amacına uygun bir Ramazan geçirmemizi sağlıyordu. Bizim evimizde ramazan genel olarak çok neşeli geçer. Hal hareketlerimize, sözlerimize daha çok dikkat eder; büyükler, akrabalar, çocuklar ve komşularla sürekli iletişim içinde oluruz. Aynı zamanda Ramaza´nın sekizinci günü babaannemin ölüm yıldönümü olduğu için büyük bir davet veririz. Kadir gecesi de bu tarz bir davet yaparız. Benim yıllardır ailemden gördüğüm şeyler bunlar. Bu yüzden Ramazan’a karşı içimde hep bir heyecan, mutluluk vardır.

Ramazan başladı. Ailecek ilk sahurumuzu yaptık ve de namazlarımızı kılıp yattık. Normalde ben sahura kalkmayı sevmezdim, ezandan birkaç dakika önce kalkar namazımı kıldıktan sonra yatardım. Bir gün okuldaki bir hocamızın söylediği bir hadis çok hoşuma gitti: ” Sahura kalkın çünkü sahurda bereket vardır.” bu hadisi duyduğum günden beri sahura kalkmaya özen gösteririm.

Bugün ramazanın sekizinci günü evde büyük bir hazırlık var. Vereceğimiz davet için hazırlanıyoruz. Ben yemek işlerine annemlere yardımcı oluyorum. Babamlar da tabak, çatal gibi ihtiyaçları hallediyor. İftara birkaç saat kala akrabalarımız geldi ve onlar da yardımcı oldular. İftardan yarım saat önce herkes gelmişti. Ailem tanıdıkları, tanımadıkları tüm ihtiyaç sahiplerini çağırmaya özen gösterdi. Ezana kısa bir süre kala herkesin yemeği hazırdı. İftardan sonra hep birlikte teravihe gittik. Bu benim ramazanda en sevdiğim şeylerden biriydi.

Ramazan’ın son günü. Ramazanın sonuna geldiğimiz için üzgün hissediyordum. Ramazan benim için oruçtan ziyade yenilenme, Allah’a ve de cennete yaklaşma ayıydı. Kendimi hiç olmadığım kadar iyi, temiz hissediyordum. Ramazanın bitişi içimde bir burukluk oluşturuyordu. Yine de mutluydum çünkü bugün aslında bayram arifesiydi. Büyümüş olmama rağmen Ramazan Bayramı´nda hâlâ içimdeki o çocuğu hissediyorum. Küslerin barışması, akrabaların birbirini hatırlaması aslında Ramazanın gerçekten de on bir ayın sultanı olduğunu kanıtlıyordu.

Bayram günü. Artık büyümüştüm, babamlar namazdan gelince hemen bayramlaşmak yerine önce kahvaltı yapmayı beklemeyi öğrenmiştim. Kahvaltıdan sonra herkes birbiriyle bayramlaştı. Yeğenlerim benim elimi öptüklerinde büyüdüğümü fark ediyordum. Bu yüzden her bayram benim için bir yaş günü oluyor.

Kendi bayramlaşmamız bitince önce büyüklerimizi ziyarete gittik. Ondan sonra da kabir ziyareti için yola koyulduk. Ben hemen babaannemin yanına koştum onun yanında ben hâlâ 8 yaşındaydım. Onsuz bir Ramazan daha geçirmiştik. Bu beni her ne kadar üzse de onun adına mutluydum. Babaannemden sonra diğer vefat eden yakınlarımızı da ziyaret edip eve döndük. Tam o sırada bizim eve komşu çocukları şeker için gelmişti. Aslında Ramazan kısaca ifade edilecek olursa ben  çocukların yüzündeki tebessümde gördüğüm mutluluk derim.

Büşranur KOÇ, Liseler arası  Ramazan konulu hikaye yazma birincisi

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.