Olduran da Öldüren de O (cellecelaluh)

Olduran da Öldüren de O (cellecelaluh)

Dünya hayatının başladığı hatta Allah Teâlâ’nın varlığı dışındaki her şeyin mevcudiyet âlemine geçtiği andan itibaren her şeyi olduran/yaratan Allah Teâlâ’dır. Bizleri yoktan var eden, bizlere hayat veren ve hayat alan O’dur (cellecelaluh). İnsan olmamızın da belki de en büyük göstergesi olan unutmak nimetinin bir tezahürü olarak, en çok unuttuğumuz yargıdır bu. Bizleri olduran ve öldüren Allah Teâlâ’dır.

Bir dünya meşguliyeti içerisinde, alışkanlıklar bütünü sarmalında günlerimiz, aylarımız, yıllarımız geçip gitmektedir. Sadece bedenî ihtiyaçlarımızı idame ettirme gayretindeyiz. Ve bu süreçte de ne de çok zahmetler çekmekteyiz. Hiç ölmeyecek gibi dünyaya yatırım yapmaktayız. Alıştık bu rahatlığa ve unutturdu bize asıl işlerimizi. Bizleri yaratan merhametiyle muamele ederek hep bir ikaz göndermekte, içerisinde olduğumuz durumdan uyanmamız için.

Bizlerin dünya hayatı içerisinde kulluğumuzu en iyi şekilde ifa edebilmemiz için şu Hadis-i Şerif’e dikkatimizi verelim. Efendimiz aleyhisselam bir gün, amcasının oğlu Abdullah b. Abbas’la yolculuk yaptığı esnada ona şu tavsiyelerde bulundu: “Delikanlı! Sana bazı şeyler öğreteceğim. Allah’ı gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah’ı gözet ki O’nu daima yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah’tan iste! Yardıma muhtaç olduğunda Allah’tan yardım dile! Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana fayda veremezler. Bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana hiçbir zarar veremezler…”[1]

Yakalandığımız, çokça zahmetlere duçar olduğumuz felaketler ve imtihanlara karşı sahip olmamız gereken bakış açışı bizim için en çok ihtiyaç duyduğumuz durumdur. Zaman her şeyin ilacı olmaktadır. Sistemler kurulmakta, düzen sağlanmaktadır. Ama bütün düzenleri sağlayanın Allah Teâlâ olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bütün varlığın düzenini sağlayan O’dur. (cellecelaluh) Hayatı ölümle bitmeyen insanın bu dünyada zahmeti az olmalıdır. Bizler ahirete odaklandığımızda her halimizde artık her duruma hazır olmuş oluruz. Ayağımıza diken batmış, başımıza ev yıkılmış, en sevdiğimizi kaybetmişiz. Biliriz ki bunlar Allah’tandır. Ama bunu bilmediğimiz de ne düzenimiz kalır ne huzurumuz. Ebû Ya’lâ Şeddâd İbni Evs r anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören)dır.”[2]

Bizlere her an yakın olan ölümü devamlı düşünmeli ve ötesi için hazır olmalıyız. Bu dünyada gölgelendiğimizi unutmamalıyız. Her şeye hazır olmak için her an tetikte olmak gerekir. Bunu da ancak ahirete hazırlanarak yapabiliriz. Çünkü her şeyin yaratıcısı Allah Teâlâ’ya vereceğimiz hesap en çetin işimizdir.


[1] Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59; İbn Hanbel, I, 293.

[2] Tirmizî, Kıyâmet 25.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.