OKÇULAR TEPEMİZ NERESİ?

Okçular tepesi; hani ne zaman İslam Tarihinden söz açılsa, ne zaman Uhud’dan, bir zaaftan söz açılsa hadsizce dilimize dolayıp şöyle olsaydı böyle olurdu gibi yorumlarda bulunduğumuz okçular tepesi…
Okçular tepesinde yaşananlar öncesi sonrası olaylar, olayların karşısında Efendimizin(sav) tavrı, sonrası inen ayetler hepimizin malumu…
Buna rağmen başta da söylediğim gibi bizim hadsizliğimiz, olaylardan üzerimize düşeni alamayışımız, olayları okumadaki acizliğimiz her ne sayarsanız… Başta nefsim adına okçular tepesinde kalanıyla terk edeniyle o gün Uhud’un meydanında tüm yaşananlarıyla oradaki hangi sahabe efendimiz olursa olsun öncelikle şunu kabul etmeliyiz ki; bizler onların ayağının tozu bile olamayız. Onun için bir şeyleri konuşurken yaparken, ederken haddimizi aşmayalım derim.
Sahi bizler okçular tepesini konuşurken hiç düşündük mü? Bizim okçular tepemiz neresi, nereleri? İnsan bedenin Mekke’si, Medine’si, okçular tepesi vardır.
Bana göre insanın beyni aklı insanın Mekke’sidir. Çünkü akıl imanın, yönetimin, ticaretin merkezidir. Akıl olmadan iman makbul değildir. Mekke de imanın, yönetimin, ticaretin merkezi idi. Mekke imanın doğduğu, imanın filizlendiği şehirdi.
İnsanın kalbi insanın Medine’sidir. Çünkü kalp nazargah-ı ilahidir. Bu vasfın bilincinde bir kalpten bir medeniyeti inşa edecek güzellikler meydana gelir.
İnsan bedenin okçular tepesi, okçular tepeleri ise göz, kulak ve ağızdır. Göz insan bedenindeki okçular tepesinden bir tanesi; çünkü insan gözünden kirlenir. Bakılmaması gereken ne varsa göze temas ettiğinde gözümüz kirlenmeye başlamıştır. Rabbimizin” Gözünüzü haramdan sakının “buyurduğu ayeti kerime karşı cinsle ilgili mesaj verirken, aynı zamanda başkalarının hayatından da gözümüzü çevirmek, başkalarının malından da gözümüzü çevirmek, bize dünyevi ve uhrevi faydası olmayan ekranlardan, malayani işlerden uğraşlardan da yüzümüzü gözümüzü çevirmek gibi… vs . Gözümüzün kirlenmemesi noktasında dikkat etmemiz gereken önemli konularla ilgili de bize mesaj verir. Rabbimizin bize emiridir. Böyle baktığımızda bu gün terk etmememiz gereken okçular tepelerinden biri de gözümüzdür. Bu okçular tepesi değil Peygamber’in(sav) ,Allah’ın emrine rağmen terk edildiğinde ise ne olacağını varın siz düşünün. Tıpkı günümüz de olduğu gibi….
Okçular tepesinden biriside kulaktır. Şeyh Edebali der ki” Evladım, insan kulağından zehirlenir” evet insan gözünden kirlenir kulağından zehirlenir. Birçok bilimsel araştırma da sesin sözün insanlar hayvanlar ve bitkiler üzerinde tahmin ettiğimizden çok daha etkili olduğunu ispatlamıştır. Bundan dolayı söz insanın kalbine tesir eden en etkili iksirlerden biridir. Söz güzel ve faydalı ise şifa olur. Faydasız ise de insan için bir zehir olur. Bu gün kulaklarımızı açıp dinlediğimiz sesler sözler bizim için şifa mı? Yoksa zehir mi? Bi durup düşünelim; eğer ki şifadan çok zehir olacak şeylere açıksa kulaklarımız okçular tepelerimizden birini daha gereği gibi koruyamamışız demektir.
Bedendeki okçular tepesinden bir diğeri de ağzımızdır. Buranın korunması da iki türlüdür. Birincisi boş söz, dedikodu, gıybet, yalan… vs. İkincisi ise ağzımızdan girenler noktasında yani helal- haram hassasiyeti noktasındadır. Onun için burayı korumak ve boş bırakmamak çok önemli görevlerimizden, hassasiyetlerimizden biri olmalıdır. Başta yediğimiz içtiğimiz şeyler ve konuştuğumuz şeyler noktasında haram-helal hassasiyetini gereği gibi gösteremiyorsak nelere sebep olduğunu ya da olacağını bir kez daha düşünelim.
Hayatımızın her alanında Uhud’daki okçular tepesi kadar kritik öneme sahip okçular tepeleri var. Bana göre; devletin okçular tepesi adalettir. Hak ve hukukun gereği yerine getirilmez, adalet gereği gibi işlemezse düzen bozulur. Haksızlığın olduğu bir düzen de okçular tepesi terk edilmiş demektir. Ekonominin okçular tepesi zekat ve faizdir. Zekat gereği gibi verilmez ve faizli bir ekonomik sistem varsa ekonomi bozulur. Fakirin hakkı olan zenginin oyuncağı haline gelir. Bu da ne yazık ki toplumsal uçurumlar oluşturur. Uhud’dan sonra gelen ayetlerden birisinin de faizi haram kılan ayetler olması bu konuda manidardır.
Toplumun okçular tepesi aile, ailenin okçular tepesi annedir. Bu gün seküler düzenin hedefindeki bozmaya uğraştıkları iki önemli unsur aile ve kadındır.
Sosyal hayatın okçular tepesi ahlaktır. Bu gün kendini dindar olarak tanımlayan insanların bile ibadeti önemsedikleri kadar ahlakı hayatına yerleştirme konusunda hassasiyet göstermemeleri özellikle büyüklerini örnek almak isteyen gençlerin kafasında çelişkiler oluşturuyor. Rabbimiz Ankebut 45.ayette ” sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” buyuruyor iken ibadet ve ahlakı bir bütünün parçaları gibi görüp hayatımızın merkezine yerleştirmezsek okçular tepelerimizden biri daha ne yazık ki boş kalmış olur. Bu da sosyal bir çöküş ve kaybedilmiş nesiller demektir.
Kardeşliğin okçular tepesi” kendi nefsin için istediğini mü’min kardeşin için de istemek, kendin için istemediğini onun için de istememek” düsturudur. Kardeşliğimizin merkezine bu düsturu koyamadığımızda işin içine benlik girer, menfaat girer, hased girer, düşmanlık girer, nefis girer, şeytan girer vesselam… Bunların olduğu yerde ise kardeşlik olmaz. Şimdi kalplerimizi şöyle bir yoklayalım bu Peygamberi öğüt hayatımızın neresinde duruyor?
Ümmet coğrafyasının okçular tepesi Filistin’dir. Bu gün Gazze okçular tepesinden inen arkadaşlarına Abdullah bin Cübeyr’in bağırdığı gibi Alem-i İslam’a bağırıyor.” Okçular tepesini terk etmeyin, Peygamber’in (sav) emrine aykırı hareket etmeyin” diye. Sahi Gazze okçular tepesini canları malları pahasına terk etmezken bizler nereye doğru koşuyoruz? Yoksa Uhud’un ganimetleri elimizden gider diye mi korkuyoruz? Hani “mü’minler ancak kardeştir” ayeti kerimesi hayatımızın nersinde? Hani mü’min kardeşini zulme terk etmezdi? Hani..hani..
Peki, bizler şimdiye kadar hangi okçular tepelerini terk ettik de bu gün bu haldeyiz? Yoksa vehn hastalığına mı yakalandık da; ümmet darmadağın, dualarımız arşı titretmiyor? Yoksa okçular tepelerimizi boş mu bıraktık? Sahi sizin okçular tepeniz, tepeleriniz neresi?
VESSELAM…
SELAM VE DUALARIMLA…