O Kadar Özgür Olsa Duramayız

O Kadar Özgür Olsa Duramayız

Çocukluğumda ailecek oturur çarkıfelek seyrederdik. Şimdi düşünüyorum da aile fertlerimden hiçbiri üzerine para verseniz dahi o saçmalığı seyretmeye sabredemez. O zamanlar evde televizyon hep açık olurdu ve her ne varsa onu seyrediyor olurduk. Bir gün ailecek karar aldık ve televizyonu evden attık. Bunu yapabilmemizi sağlayan faktörlerden biri de hayatımıza internetin girmiş olmasıydı. Televizyondan daha fazla alternatif sunuyordu. Böylece ipler kısmen de olsa elimize geçmişti. Sonrasında hayatımıza iki şey benzer zamanlarda girdi. Sosyal medya ve akıllı telefonlar.

Sosyal medya başta sadece eski arkadaşlarımızı tekrar bulma aracı olarak hayatımıza girdi. Gerçek hayatta var olan çevreni aşmayacak şekilde bir düzen vardı. Sonra ise akıllı telefonlar ile bambaşka bir evreye geçti. Herkesin elinde fotoğraf makinası, kamera ve bunları hiçbir para ödemeden binlerce insana ulaştırabilme imkânı oluverdi. Beğeni butonuna bastırabilmek gibi bir dert başlamıştı. Sonra beğeni butonunu da aşıp takipçi sayısına döndü. Artık sadece mevcut arkadaşlarına değil tanımadığın binlerce insana hitap edebiliyordun. İşte bu noktada medyaya alternatif bir sosyal medya doğmuştu.

Medyaya girmek çok zordu. Bir kanal sahibi olmak çok ciddi servet gerektiriyordu. Medyanın bir parçası olmak istiyorsanız para sahiplerine vereceğiniz tavizin de sınırı yoktu. Sosyal medya ise basit bir akıllı telefonla size kapılarını açmıştı. Elbet birbirini destekleyen kanallar, kişiler vardı ama kapıyı açık tutan el dünyanın öbür ucundaydı. O el için hiçbirimizin farkı yoktu. Sadece bu kapıdan daha çok kişiyi getirmeniz bekleniyordu.

Sosyal medya öyle bir dünyanın kapısını açtı ki oturduğunuz yerden büyük medya kanalları ile yarışabilecek bir ortam doğdu. Artık medyanın dar dünya görüşüne kendinizi kabul ettirmeden de milyonlarca insana ulaşılabiliyor. Haberler medya süzgecinden geçmeden tüm çıplaklığı ile hemen yayılıyor. Bu özgür ortam sadece medyayı değil hayatımızdaki tüm otoriteleri sarsar hale geldi. Hatta gerçek hayatta toplumsal karşılığı olmayan fikirlerin dahi sosyal medya ile nasıl köpürebildiğine şahit oluyoruz.

Tabi bir yandan bu kadar özgür olan sosyal medyanın aslında kendi içinde sınırları da yok değil. Sonuçta binlerce içeriği milyonlarca insana ulaştırırken bir algoritma kuruluyor. Bu algoritmayı kuranlar elbet kendi dünya görüşlerini buna aktarıyorlar. Doğal olarak onlar gibi düşünenler bu platformda daha özgür oluyor. Hatta bazen algoritma bile sistemi kuranların dünya görüşünü üste çıkarmaya yetmiyor. Mesela en yakın örneğini Gazze konusunda yaşadık. İsrail karşıtı paylaşım yapan kanalların açıktan sansürlenip kapatıldıklarına şahit olduk. Şimdi bu noktada sosyal medyanın aslında özgür bir yer olmadığı vurgusu ile karşılaşıyoruz. Bana bu eleştiri ilginç geliyor. Sizi yok etsin diye düşmanınızın eline silah verir misiniz? Elbet onlar da vermeyecek. Diğer yandan Gazze ile ilgili direnç sansüre rağmen tamamen sosyal medya üzerinden oluşturuldu. Mesela devletimizin Gazze konusunda sansür uyguladığı alanlarda birçok insan fikrini söylemeyi bırakın o fikrin aklına gelmesine bile engel oldu. Kendi içimizde bu kadar keskin bir sansürümüz varken sosyal medyaya özgürlük eleştirisi yapmamız tutarsızca duruyor.

Sosyal medyanın özgürlük kısıtlayıcı hamlelerinden daha çok tedirgin olmamız gereken kısmı özgürlüğü kısıtlamadığı alanlar olmalı. Mesela algoritma bizi üzerimizde hiçbir toplumsal ahlaki baskının olmadığı şekilde tanıyor. Mesela toplum içinde utanacağımız birçok şeyi sosyal medyada yapıyoruz. Algoritma da bizi artık bu düşük ahlaki seviyede bir insan olarak tanımlıyor. Sonra sistem içinde bizi sürekli bu şekilde yönlendirmeye başlıyor. Toplumu da en ahlaksız hali ile tanıyor ve hiçbir müdahale yapılmazsa sonuçta en ahlaksız yöne doğru ilerleyecektir.

Diğer taraftan gerçek hayatta kendini hiçbir şekilde kanıtlamamış fikirler sosyal medyanın zeminsiz ortamında sanki anlamlı fikirlermiş gibi karşımıza çıkabiliyor. Ayakları yere basmayan uyduruktan birçok görüş hayatımızda bu sebeple anlamsız bir şekilde yer edinmeye başlıyor.

Sizce sosyal medya kısıtlayarak mı daha çok zarar veriyor yoksa kısıtlamadıkları ile mi?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.