Niyetin Tashihi

Yeni ve sağlıklı bir yapılanma için imanî noktadan sonra ikinci merhale olarak niyetlerimizi tashih etmeliyiz. Yapmış olduğumuz bütün ibadetleri, bütün hizmetleri yalnız ve yalnız Allah rızası için yapmalıyız. Niyetimizi tashih etmeden, amellerimizi tashih edemeyiz.
Herkesçe malumdur ki bütün ameller niyetlere göredir. Kişinin niyeti iyi olmadığı, Allah rızası gözetilmediği zaman, yapmış olduğu ameller zahiren iyi olsa da sahibine bir fayda sağlamaz.
Meselâ bir kimse Allah rızası için değil de; insanların beğenisini kazanmak için hayır yapsa, ibadet etse, bu yaptıkları Allah indinde makbul bir amel olmaz. Hatta ibadetlerimizi, hizmetlerimizi çok sevap kazanmak için değil; Allah emrettiği için, O’nun rızasını kazanmak için yapmalıyız.
İnsan, Allah rızası için, iyi bir niyetle, çok küçük bir amel işlese; meselâ, insanlara zarar vermesin diye yol ortasındaki bir taşı alıp kenara koysa, bu iyi niyeti, yapmış olduğu ameli Allah indinde makbul kılar ve Allah onu, çok büyük bir amel yapmışçasına kat kat mükâfatlandırır.
Elbette iyi niyetle; hem Allah rızası için, hem de büyük ve devamlı hizmetler yapmak nûrun alâ nurdur.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes için ancak niyet ettiğinin karşılığı vardır. Artık her kim nâil olacağı bir dünya (malı) veya nikah edeceği bir kadından dolayı hicret etmiş ise, onun hicreti hicret etmiş olduğu şeyedir.” (Buharî)
Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyh:
“Cennetliklerin cennette, cehennemliklerin de cehennemde ebedî kalmaları niyetleri yüzündendir.” demektedir.
Görüldüğü gibi, kişinin yapmış olduğu bütün ameller, niyetlerine göre değer kazanmaktadır.
Niyet kalbî bir ameldir. Kalp ise bütün azâlarımızın en üstünüdür. Çünkü o, makarr-ı imandır. O bakımdan bir müslüman, imanın ve niyetin mahalli olan kalbini; her türlü süfliyyattan, süflî düşüncelerden, süflî ahlâklardan, süflî niyetlerden, hülasa her türlü kötülüklerden temizlemelidir.
Kötülükler, kötü niyetlerle hayat bulur, canlanır. Çünkü insan kötü bir amelden önce kötü bir niyet sahibi olur. Sonra da bu kötü niyet zaman içerisinde depreşmeye ve hatta canavarlaşmaya başlar. Canavarlaşan bu kötü niyetler, canavarlaşan amellere dönüşür. Azalarımız bu kötü niyetin kör bir askeri olup, onun emrinde emredilenleri eksiksiz yapmak gayreti içinde bulunurlar.
Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Kıyamet günü Allah Teâlâ kulları arasında hükmetmek için nüzul edecektir. Her ümmet diz üstü çökecek, hakkında hüküm verilecek ilk insan Kur’an’ı ezberleyen kişi olacaktır. Ondan sonra Allah yolunda öldürülen kişi, ondan sonra da malı çok olan zengin kişi.
Allah, Kur’an okuyana:
– Ben sana Peygamberime indirdiğimi öğretmedim mi? diyecek.
Adam:
– Evet, ey Rabbim!
– Peki sana öğrettiğimle ne yaptın?
– Gece gündüz elimden bırakmadım. Devamlı okudum, diyecek.
Allah Teâlâ ona:
– Yalan söyledin, diyecek. Melekler de yalan söyledin, diyecekler.
Sonra Allah Teâlâ:
– Sen, “Filan ne güzel okuyor.” desinler diye okudun. Nitekim öyle de oldu. Öyle dediler.
Sonra malı çok olan adam getirilecek ve ona da soracak:
– Sana ben bol bol mal vermedim mi? Seni kimseye muhtaç olmayacak duruma getirmedim mi?
– Evet, ya Rabbi!
– Peki o malı ne yaptın?
– Akrabaya ikram ettim. Sadakalar ve zekâtlar verdim.
Allah ona:
– Sen yalan söyledin, diyecek. Melekler de yalan söyledin, diyecekler.
Sonra Allah şöyle buyuracak:
– Sen verirken, “Falan kimse amma da cömert!” desinler diye verdin. Nitekim öyle de denildi.
Sonra, Allah yolunda öldürülen (öyle zannedilen biri) getirilecek ve ona da soracak:
– Sen neden öldürüldün?
– Senin yolunda savaşırken öldürüldüm, diyecek.
Allah ona:
– Sen yalan söyledin, diyecek. Melekler de sen yalan söyledin, diyecekler.
Sonra Allah ona:
– Sen, “Falan adam amma da kahraman!” desinler diye savaştın ve öldürüldün. Nitekim de öyle denildi.
Ondan sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dizime vurup şöyle dedi:
– Ebu Hureyre, işte o üç grup var ya, üzerlerine cehennem ateşi tutuşturulacak ilk insanlardır.” (Müslim)
Dikkat buyrulsun! Hadis-i şerifte zikri geçen ameller çok büyük amellerdir. Fakat yapılan bu ameller Allah rızası için değil de kulların takdirini kazanmak için yapıldığından, niyet iyi olmadığından sahibine hiçbir fayda sağlamadığı gibi, o kişilerin cehenneme girmelerine sebep oluyor.
Yanlış düşünen, doğru iş yapamaz.
Kötü niyetli kişiden iyi davranış beklenemez.
Niyeti hayrolanın, âkıbeti hayrolur.
Niyeti kötü olanın, âkıbeti kötü olur.
Rabbimiz, cümlemizi bu gibi kötü niyetlerden, riyadan, gösteriş tutkusundan, fanî insanların takdirini almak uğruna, Allah Teâlâ’nın tekdir ve azâbına düçar olmaktan, amellerimizin boşa çıkmasından muhafaza buyursun. Hele hele fasık, fâcir ve münafıkları memnun etmek onlara hoş görünmek için Rabbimizi gücendirmek gafletinden korusun. Âmin.