Müslümanca Yaşamanın Tabii Motivasyonu: Ahirete İman

Müslümanca Yaşamanın Tabii Motivasyonu: Ahirete İman

Ahirete iman, imanın şartlarındandır. Allah’a imandan sonra belki de en çok konuşulan ve iman ya da inkâr konusunda en önemli ayrışım noktasıdır. Mü’min ya da kâfir olarak hayatı yaşamakta en önemli inanç esaslarından olan ahirete imanı çok farklı yönleriyle yazabiliriz. Biz bu yazımızda daha çok iman etmiş fert ve toplumların hayatında önemli bir motivasyon kaynağı olan ahirete imanı ve bu konudaki negatif olguları ele almaya çalıştık.

Biz Ahireti Biliyoruz

İmanın en kapsamlı ve bilinen (bilgi olarak) şartlarından biri, belki de birincisi ahirete imandır.

“Onlar hem sana indirilene hem de senden önce indirilene iman ederler. Bunlar aynı zamanda ahirete de şüphesiz ve kesin bir şekilde inanırlar.” (Bakara, 4)

Dünya hayatı gelici, geçici, oyun ve eğlenceden ibarettir, bu ilahi öğretiyi hepimiz biliriz. “Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak bir yurttur.” (Mü’min, 39)

Sohbet ortamlarında yalan dünyadan ve gerçek hayattan da bahsederiz. Asıl işimiz ahrettir deriz. “Kim dünya sevabını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah katındadır. Allah işitendir, görendir.” (Nisa, 134)

Yaptığımız işlerden ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğiz, bunları da konuşuruz, nasihat babında.

“O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler. Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzal, 6-8)

Hz. Peygamber aleyhisselam Efendimizin, Hz. Ebu Bekir ve Hz Ömer’e “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki kıyamet günü nimetlerden mutlaka sorgulanacaksınız.” dedi. (Müslim, Eşribe, 140, II, 1610)

Kabir hayatı, haşr, mahşer, hesap, amel defteri, mizan, sırat, cennet ve cehennem gibi kavramlarla ilgili hepimiz sunum yapacak kadar bilgilere sahibiz.

Kendimizce ahiret hayatı ile ilgili özel deyimlerimiz dahi vardır.

Ahirette birinden davacı olmak, hakkını istemek manasına “İki elim yakanda!” deriz.

Doğru ve faziletli yaşayıp dünya ve ahirette mükâfat görmek için “İki cihanda yüzü ak olmak” deyimini kullanırız. “Ahiretini yaptı.” deriz, hayır işlerini çok yaparak sevap kazananlara.

Daha nice söz ve deyimlerimiz vardır ahiretle ilgili. Ayetler ve hadisler de biliriz ahiretle alakalı. Hatta dualarımızda da en çok ahiret nimetlerine yer veririz.

Ahirete İman Yaşam Tarzını Belirler

Ahirete iman, daha yüksek ve ebedî bir hayata imandır. Bu dünyaya, ilim ve fazilet kazanmak, bulunduğu hayattan daha ulvî ve ebedî bir hayata yükselmek için geldiğine ve o âlemdeki mutluluğun bu dünyada kazanacağı yüksek ilim ve faziletlere bağlı olduğuna iman etmiş olan bir insan ve toplum için şu tesirler görülür:

  • Ahiret inancının gösterdiği yolu tutarak aklını, ahlâkını hakiki ve müspet ilimlerle aydınlatır. Ahiret inancı, insana hem ahireti hem de ahiretteki mükâfatları kazandıracak yolları öğretir. İlmi sadece dünya için kullanmak isteyenler ise hem ilimden hem de ahiret mükâfatından mahrum kalır.
  • İnsan, bu iman sayesinde her işinde doğruluktan ayrılmaz. Doğruluğun kazandıracağı mükâfatları tam kavramak, dünyada hangi nimet verilecek olursa olsun yanlıştan koruyacaktır.
  • Hayatını hep meşru yollardan kazanmak için çalışır, haram kazançtan uzak durur. Kazancını da daima yerinde ve faydalı işlerde kullanır. Ahiret inancı sadece kazandıklarımızı değil, harcayacaklarımızı da etkiler. Çünkü ahiretin en önemli konularından bir tanesi de hesap vermektir. Bir mükâfat ve ceza gününün varlığı ve herkesin bu dünyadaki işinden dolayı Allah’ın huzurunda sorguya çekilecekleri gerçeği ahirete iman etmiş olan kimselerin kalbine yer etmiş olur ve bu hakikat hayatımızın her saha ve safhasında etkisini gösterir.
  • Kulluk vazifelerini tam anlamıyla vaktinde yapmaya çalışır. “Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.” (Nisa, 162)
  • Milletler ve toplumlar arasındaki bağların ve ilişkilerin sağlam bir hale gelmesini kolaylaştıracak olan en büyük vasıta ahirete imandır. Bu iman fertlerin kalbinde ne kadar kuvvetli olursa, toplumlar arasındaki ilişkiler de o derece sağlam olur. Çünkü bu iman, her ferdi kendi sınırında durdurup başkasının sınırına geçirmez.
  • Ahirete iman eden insanlar huzurlu ve mutludurlar. Ne varlığa sevinir ne de darlığa yerinir, ahiret inancı kalbini kaplamış olan fert ve toplumlar. Mülk Allah’ındır ve bizde o mülk cinsindeniz derler.

Toplumun Ahiret İnancını Olumsuz Etkileyen Unsurlar

Hem fert hem de toplumun ahiret inancını etkileyen unsurlara bakacak olursak sekülerleşme diyebileceğimiz genel başlığı biraz açalım.

1- Dünya nimetlerinden istifade etmenin normal hatta yükümlülük haline geldiği yerler dahi olabilir. Ama bu nimetler için yaşamak hayatın gayesi haline gelirse bu en büyük problemdir. Yani hep daha iyisini istemek bitmeyecek arzular dizisi demektir ve ahireti unutturur.

2- Dünya hayatından olması gerektiğinin dışında haz almaya başlamak tabiri caizse eğlence ve zevk için yaşamaya başlamak da ahiret inancını olumsuz etkiler. Artık dünya haz için hız yaptığımız pist haline gelmiş demektir.

3- Başarı endeksli bir yaşamı kutsamak da ahireti unutturan etkenlerden bir tanesidir. Başarı kavramının tekrar yorumlanması gerektiği kanaatindeyim. Dünyada Allah’ın rızasını kazanmak için hayat sürmek en büyük başarıdır. Diploma ve kariyer başarısı dahi İslam için kullanılmalıdır.

4- Toplumumuzun özünde olmayan ama popüler kültürün pompaladığı küreselleşme hastalığı da ahiret inancımızı etkilemektedir.

Bize uymayan manevi elbiseler, bize uydurulan kıyafetler kadar dikkatimizi çekmez oldu maalesef.

5- Okumalarımızın değişmesi de bizim ahiret inancımızı kötü etkileyen unsurlardan bir tanesidir. Ölümü, hesabı ve cezayı anlatan okumalar zihni ve hayata bakışı negatif etkiliyor diyerek, ottan, çöpten, börtü böcekten ve romantik okumalara sarılır olduk. Nerede kaldı şu bizim kaynak eser okuyan adamlarımız? Yoksa onların ahirete gitmesi de bizim ahiret inancımızı mı etkiledi dersiniz?

6- Saymakla bitiremeyeceğimiz unsurlara burada son olarak şunu eklemek isterim. Günümüzü ve gündemimizi bizler ve bizden olanlar değil, şeytan ve dostları belirlemekte. Tuhaf olan kısmı da bizzat belirlediğimiz bizim gündemlerimizin banal olarak nitelenmesi. İslam adına konuşmalarımız yersiz ve zamansız diye eleştirilirken bizim geçmişte eleştirdiğimiz tavizler bugün füruat bile değil. Hassasiyetlerimizde gündeme yenik düştü.

Toplumun Ahiret İnancını Diri Tutan Unsurlar

1- Bir üst bölümdeki maddelerin tamamını pozitif olarak değerlendirmek ahiret inancımız ve ahiretimiz için faydalı olacaktır.

2- Ahiret inancımızı etkileyen özelliklerden bir tanesi de ölümü çokça hatırlamaktır. “İnsana nasihat olarak ölüm yeter.” öğretisini cenaze merasimlerinde, taziye ziyaretlerinde ya da ağır haldeki hasta ziyaretlerinde çok daha fazla yaşarız.

3- Meselelerden kendimize pay çıkaralım. Eskiden aynı mahallede ya da yaşadığımız kasabada bir cenaze varsa, herke çok daha fazla etkilenir ve bu hal ibadet hayatına yansırdı. Kur’an okumalarımız artar, camide yerimizi alırdık. Şimdilerde bireysel olarak kendimize pay çıkarmamız da etkilenmemiz de hissedilir derece de azaldı.

4- Ahiret inancı insanda birey olarak bir inkılâbı başlatmalı ve ateşten kaçar gibi günahlardan kaçmalıyız. Aslında bilgimiz ve konuşmalarımızla ahiret inancını kavradığımız görülebilir, fakat yalnızken toplum içindeymiş, toplum içerisindeyken de yalnızmış gibi yaşayabilecek maneviyata da ulaştırmalı. Günahsız olamayabiliriz ama tevbe ve istiğfara hemen götürmeli ahiret inancımız bizi.

5- Toplum olarak yaşadığımız felaketler ya da imtihanlar da bizim ahiret inancımızı etkiliyor. Herkes kendi döneminde yaşadığı olaylara bakarak bu konuyu değerlendirebilir. Mesela 17 Ağustos depremi, Van depremi vb. vakıalar insanları yardımlaşmaya götürürken alt yapısında yine ahiret inancı vardır.

6- 28 Şubat ve 15 Temmuz olayları her kesimin kendi inancı açısından baktığı ve yorumladığı hadiselerdir. Özellikle 15 Temmuz’a ne kadar olumsuz bakış ve nitelemeler olursa olsun onları sahiplerine bırakalım ve bizim bakış açımıza geçelim. Biz nöbete giderken tamamen cihad ve ribat şuuruyla çıktık ve yine bu çıkışın altında yatan hakikat “Allah yolunun şehidi ve gazisi” olmaktı. Şehadet tam da ahirete gerçek kahraman olarak gitmenin adıdır.

7- Basit bir iş dahi toplumun ahiret inancını etkiler. Ceza ve mükâfattan bahseden insan kalorisi en düşük ateşe dahi elini tutsa saniyeler içerisinde cehennemi ve azabını hatırlayacaktır. Aynı düşünce maalesef mükâfat için yapılamıyor. Allah’ın mükâfatları her an üzerimize yağarken acaba cennet nasıldır sorusu cehennem misalinde olduğu kadar canlı olmuyor.

8- Öncelikle bireylerin, özellikle de toplumun manevi dinamiği olan tabii tebliğcilerin ahiret inancını çok daha fazla işlemesi gerekiyor. Bu işleyiş ise önce yaşantıda aktif bir şekilde görülmeli ve söylemlere yansıyacak eylemlerle istikrarlı bir şekilde hayatımızda olmazsa olmaz haline gelmeli.

9- Toplum üzerinde etkili olacak örnek şahsiyetlerin uçuk kaçık anlatımlar yerine, hayatımızda değişiklik yapacak doğal ve gerçek özellikleri işlenmeli. Sahabe hayatlarından anlatım yaparken, onların ahiret inancı ekseninde yaşadıkları ve yaşanabilen hayatları sürekli işlenmeli. (Tabii kendimiz de uygulayarak.)

10- Her daim anlık reaksiyonlar yerine, her gün belki de günde birkaç defa ahiret hayatından beklentilerimizle dünyada yaşadıklarımızın yüzleştirilmesi gerekmektedir. Bu özellik bireyi değiştirecek, birey de toplumun değişimi için çok daha iyi çalışacaktır.

11- Allah ile irtibatımız, ibadetlerdeki huşu ve huzurumuz da ahiret inancımızla doğru orantılıdır. Hangisi diğerini daha çok etkiler tartışması çok şey kazandırmaz bize. Kazandıracak olan neticenin önemli olmasıdır.

Sonuç

Ahiret inancı çıplak bırakılmamalı. Üzeri sıkı bir şekilde giydirilmeli.

Bilgiyi değerli kılan, salih bir ameldir.

Yakîn ahiret inancı herkese lazım olduğuna göre ahirete hazırlık meselesi de ciddi bir meseledir.

Hepimiz toptan değil tek tek hesap vereceğiz ama kendisinin ve toplumun ahiret inancı için çalışanların hesabı daha da kolay olacaktır bi iznillah.

Ahiret Duamızdır

“Hani İbrahim: ‘Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır.’ demişti de (Allah, sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o.’ demişti.” (Bakara, 126)

“Onlardan öylesi de vardır ki: ‘Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru’ der.” (Bakara, 201)

Rabbim hesabımızı kolay kılsın. Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.