MUHASEBE-Müslümanın Dünyaya Geliş Maksadı

Müslümanın dünyaya geliş maksadı, Allah Teâlâ’nın rızasını ve âhiretteki ebedî mutluluğu kazanmaktır.
Âhiretin kazanılması, Müslüman olarak ölmeye bağlıdır. Müslüman olarak ölmek ise Müslüman olarak yaşamakla olur.
İslam’ın uygulanması, inanmakla başlar. İnanmadan ve uygulamadan önce inanacağımız ve uygulayacağımız esasları bilmemiz gerekir.
Demek ki ilim, imandan ve amelden önce gelir. Bunun delili şu âyet-i kerîmedir:
“Bil ki: Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.” (Muhammed, 47/19)
Âyet-i kerîme, dikkat edilirse önce “bil!” emri ile başlamaktadır.
İlk inen sûrenin ilk beş âyetinin başında “oku!” lafzı vardır; ilk emir: “Oku!”
Önce öğretim sonra uygulama. Uygulayabilmek için de öğretime göre eğitimden geçmek gerekir. Öğretim olmadan eğitim olmaz, eğitimsiz de öğretim kalmaz.
Neleri öğretelim ve nasıl eğitelim?
1. Ölçü kavratılmalı
Ölçüyü kavrayan ve ölçüye uyan daima gelişir, ölçüyü kavramayan ve ölçüye uymayan daima değişir. Yanılanın ölçüsü yanılır, yanılmayanın ölçüsü yanılmaz.
Yanılmayan ancak Allah Teâlâ’dır; yanılgıdan korunan ve isabet edemeyince o halde bırakılmayıp ya Allah Teâlâ tarafından veya Cebraîl aleyhisselam tarafından düzeltilen, Allah’ın yetiştirdiği ve öğretip eğittiği Hz. Peygamber aleyhisselam’dır.
Yegâne ölçümüz; Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîfler, Sahâbe-i Kirâm’ın âyet ve hadislerden çıkardığı icmadır.
Ölçüler şunlardır:
1) Ölçü bilgi: İslâm=Kitap+Sünnet: Vahiy.
Kitap, Kur’ân-ı Kerîm; Sünnet ise kavlî, fiilî ve takrirî hadîs-i şerîflerdir.
Kitap ve Sünnet’ten çıkarılan iki ölçü/usûl vardır: a) Usûliddîn, b) Usûl-i Fıkıh.
Usûliddîn, Ehl-i Sünnet akidesidir. Usûl-i fıkıh, amelî konuları anlamanın usulüdür.
2) Ölçü insan: Hatadan korunmuş ve Allah Teâlâ tarafından özel yetiştirilmiş olan Hz. Peygamberdir.
3) Ölçü hareket: Kur’ân ve Hadîslerde belirtilen Peygamberlerin Tevhid Hareketi.
4) Ölçü toplum: Hz. Peygamber aleyhisselam’ın yetiştirdiği Sahâbe-i Kirâmdır.
2. Hedef gösterilmeli
Esas hedef, nihaî hedef, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bu nihaî hedefe ara hedeflerle ulaşılır. Dünyevî ve uhrevî ara hedefler elde edilirken, Allah’ın koyduğu helaller ve haramlar gözetilerek elde edilirse, nihaî hedefe yani Allah’ın rızasına ulaşılır.
3. Her sahada örnek olarak Allah Teâlâ tarafından yetiştirilen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öğrenilmeli.
Çünkü Allah’a itaat, Hz. Peygamber’e itaat etmekle gerçekleşir.
4. Müslümanlarla din kardeşliği hukuku, gayrimüslimlerle de insan kardeşliği hukuku öğretilmeli.
5. Ne idik, ne olduk ve ne olmalıyız sorularına cevap olarak tarih öğretilmeli.
6. Kabiliyetine uygun olan meslekte uzmanlaşmalı…
Öğretimin Eğitimi
Eğitim, uygulamaların imana uygun olmalarını sağlamak için yapılır. Uygulamaların yani amellerin imana uyup uymadığına ve ilâhî ilme ters olmamasına göre eğitim olmalıdır.
Eğitim ailede başlar, okulda ve hayatta devam eder, ta ölüm öncesine kadar.
Her gün öğreneceğiz ve her gün öğrendiklerimizi uygulamaya gayret edeceğiz.
Önce aklı ilimle ikna edeceğiz; ruhu irfanla, hayırlı faydalı sohbetlerle, birlikteliklerle ikna edeceğiz, zorlama olmaksızın. Zorlama, ancak bilgi ve irfanla aklı iknadan sonra nefse uygulanabilir.
Önce uygulamalarda hepimiz birbirimizi ikaz edeceğiz, uygun lisanla uygun tarzda.
Büyükler, küçükleri şefkatle eğitecekler; küçükler büyüklere saygıyla karşılık verecekler.
Her yerde, her durumda ve her konuda Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bizim yerimizde olsaydı ne yapardı, sorusunu sormamız gerekir.
Okulda çocuklarımızın öğrendiklerinin İslam’a zıt olup olmadığı, daima okul dışında İslamî gerçeklerle yüzleştirilmelidir. Zira İslam’a ters düşen ilim, ilim değil; ahlak, ahlak değildir.
Her gün kendimizi gündüz kontrol etmeliyiz, ilâhî kontrol ile kontrol edildiğimizi de göz önüne alarak. Akşamleyin de nefsimizi, neslimizi muhasebe etmeliyiz. Muhasebe neticesinde nefsimizi affetmemeliyiz, neslimizi ise hoş tutmak, ikna ile uyarmak, başarıda motive etmek, yoksa motive etmemek…
Bütün yaptıklarımızı planlı ve programlı yapmaya azami dikkat etmeliyiz ve ettirmeliyiz.
Bütün hayat boyu ilimle, ilim meclisleriyle, ilim ve irfan ehliyle birlikte olmaya dikkat etmeliyiz.
Her gün kendimiz, faydalı ve lazım olan ilimden nasiplenmeliyiz; haftada bir gün mutlaka ilim meclisinde bulunmalıyız.
Bir Batılının dediği gibi; “Hristiyanlar, âlim olunca Hristiyanlıktan; Müslümanlar câhil kalınca Müslümanlıktan çıkarlar.”
“Güzel ahlak, bulaşıcı hastalık gibi güzel ahlaklılardan geçer” gerçeğini göz önünde tutarak güzel ahlaklılarla beraber olmaya çalışmak.
Hakk’a karşı kulluğun, Hak ile iletişimin ifadesi ve yolu olan namazı cemaatle ve cemaat şuuru içinde ifa etmeye çalışmak.
Halka karşı görevin, duyarlılığın, iletişimin, köprünün infak ve yardımlaşma olduğunu bilip yardımlaşmak!
Ey Müslüman! Oku, Düşün, İnan, Tatbik et!