Mikail Usta İlk 11’de

Mikail Usta İlk 11’de

“İnsan derdini, derdinin dermanı kadar sevebilmeyi öğrenmeli.”

Mikail Usta 1991 yılında Nevşehir’in Karapınar kasabasında dünyaya geldi. İlköğretimini Karapınar’da tamamladı. Liseyi Nevşehir Lisesinde okudu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu. Erzurum’da Enderun Eğitim Derneği kurucu başkanı olarak faaliyetlerini yürütüyor. Her biri kendine has bakışı, yürüyüşü, gülüşü, tavırları, ciddiyeti ve heyecanıyla Mikail Usta İlk 11’de.

Şimdiye kadar ‘iyi ki yapmışım’ dediğiniz şeyler nelerdir?

Farkında olmadan -hatta istemeyerek de olsa- iyi ki Enderun Eğitim Vakfı öğrenci yurduna kayıt yaptırabilmişim. İyi ki yapmışım demiyorum. Allah Teâlâ’ya ne kadar şükretsek azdır. O öyle kapılar açıyor ki bizler kıymetli işlerde muvaffak olabiliyoruz. Yürüdüğümüz bu yolda ilerleyişimize sebep olarak şeriata mutabık yaşayan insanlarla beraber olmamı görüyorum. İnsan yaptığı tercihlerle dünyasını şekillendirirken ahiret yolunun tuğlalarını da koymaktadır.

Gençlerimizin geleceğe hazırlanması konusunda neler düşünüyor, hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

Öncelikle aczimi itiraf etmek isterim ki gençlik çalışmaları için fazlaca meşgul olmakla birlikte milletimizin gençlik konusunda yaşadığı çözümsüzlük bunalımını her an hissederek günleri tüketirken, olabildiğince gençliği ve gençleri tüketmemeye gayret ediyorum. Ümmeti ayağa kaldıracak gençlerimizin var olduğu hissini hiç kaybetmeden elimin ulaştığı yerden, sözümün ulaştığı dimağlara kadar gönüllerde bir dava meşalesini tutuşturmaya çalışıyorum. (Fazlaca düşünüyor!). Öncelikle bireysel kabiliyetleri fark edip ona göre yönlendirme yapmaya gayret ediyorum. Sohbetlerle, sosyal faaliyetlerle, kamplarla ve kitaplarla her türlü olumsuzluğa taarruz etmeye çalışıyoruz.

Şu an gündeminizdeki konu başlıkları nelerdir?

Ahiret inancı, ideallerimizin sığlığı, okuma problemi ve eylemsizlik/amelsizlik.

Heyecan’ı tanımlar mısınız?

Heyecan; sevmek, sevebilmektir. Sevmeyen heyecanlanamaz. Sevmeyen ve sevilmeyen de hayır yoktur buyuruluyor. Yaradan’dan ötürü yaratılana sevgi besleyebilmek her şeye, bakış açımıza yeni bir perspektif kazandıracaktır. İnsan derdini, derdinin dermanı kadar sevebilmeyi öğrenmeli. Bu dünyayı/insanlığı değiştirmek ve bitmeyecek bir enerji depolamak istiyorsak sevmeyi öğrenmeliyiz.

Telaffuz etmekten hoşlandığınız kelimeler nelerdir?

Hayırlısı, İnşallah, Allah izin verirse, mütevazı ol.

Otokontrolünüzü nasıl sağlıyorsunuz?

Kendimi boş bırakmamaya gayret ederek, faydalı olduğumu hissettirebilecek kalitede işler yapmaya gayret ederek ve güzel günlerin geleceği inancını kaybetmemeye çalışarak bu meselenin üstesinden gelebiliyorum.

En çok dikkatinizi çeken sahabe hangisidir?

Benim çalışma alanım genellikle Asr-ı Saadet olduğu için sahabe ile yakın ve derin bir irtibatım var. Gökteki yıldızlar gibiler, hangisine baksam tesiri altında kalıyorum. Hz. Ömer ve oğlu Abdullah b. Ömer’i (baba-oğul, halife-tebaa, sünnete bağlılık…) birçok konuda bu iki güzel insanı zihnimde toparladığım zaman onlarda takılıp kalıyorum.

Hafızanızdaki ayet ve hadislerden birer tane paylaşır mısınız?

“Sana sunduğum niyazlar sayesinde, Rabbim hiç mutsuz olmadım.” (Meryem, 4)

“İki haslet vardır ki, bunlar münafıkta bulunmaz; Güzel siret ve ahlak ile din ilmi.” (Tirmizi)

Genç Adamların okumasını düşündüğünüz kitaplar nelerdir?

Bu satırlar yeterli değil! Bu konuda kendilerine ilk olarak bir danışman/rehber bularak işe ciddiyetle başlamalılar. Tavsiyelerime gelince; Malcolm X (Alex Haley), İman ve Aksiyon (Necip Fazıl Kısakürek), Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler (Rasim Özdenören). Mutlaka bir Kırk Hadis (Nevevi, Zeki Soyak gibi) ezberlemek gerektiğini düşünüyorum.

Genç Adamların bilmesi gereken kavramlar sizce hangisidir?

Fitne, Fısk, Riya ve Fesadı anlayarak Gayb’a iman edenlerin Gaflet halinde olamayacağını idrak ederek, sorunun Cahiliyye ve Batıl olduğunu vurgulamak. Emanet ve Ehliyet’i yüklenerek, Davet ve Cihad’ı kavrarken, mücadelesinde Hikmet, Adalet; Merhamet ve Maslahat’ı gözeterek İnzâr ederken, İstikamet ve Hüsn-ü Tevfik diyorum.

İnternet ya da teknoloji deyince aklınıza neler geliyor?

İnternet-teknoloji denilince Tiranlar ve esirler aklıma geliyor. Ama fark var; Tiranlar zorlamıyor, köleler gönüllü olarak esir oluyor. Bu tanımlamayı yaparken interneti ve teknolojiyi kullananları değil, aksine internet-teknoloji sayesinde kullanılanları, harcanılan gençliği kast ediyorum. Böyle bir hüküm ortaya koyarken teknoloji ve interneti doğru kullanabilenlerin ayrıcalıklı bir mücadele içerisinde olduklarını ifade etmek isterim. İnternet-Teknoloji’nin malayani alanında hapsolanları görünce Osmanlı Devleti’nin son döneminde ilmi, fenni ve tekniği almak için Batı’ya gönderilen nesil gözlerimde beliriyor.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.