MEFKURE- Mütefeyhigûn

MEFKURE- Mütefeyhigûn

“Allah size yardım ederse sizi yenecek yoktur. Sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size yardım edebilecek kimdir? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.” (Âl-i İmran 3/160)

Kim ki Allah’ın dinine yardımcı olursa, Allah Teâlâ da ona yardımcı olur. Müslümanların Allah yolunda yaptıkları hizmet, cihad ve fedakârlıklar, kendi faydalarına ve kendi lehlerinedir. Allah Teâlâ her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Bütün mahlûkat O’na muhtaçtır. O ise hiçbir şeye muhtaç değildir. Hakiki kulluk, bunu idrak edip kalbin itminana ermesi ve kişinin acziyetini ve fâniliğini kavrayıp nefsini putlaştırmaması ile gerçekleşir.

Zavallı insan odur ki elde ettiği çerçöp mesabesindeki üç beş kuruşuna veya kendisi için bir musibet mi yahut nimet mi belli olmayan makam ve mevkiine güvenir de ucub ve kibre kapılarak helak olup gider. Kâmil Müslüman, kendine düşeni yaptıktan sonra Allah’a tevekkül edip O’na güvenip dayanandır. Kendini beğenen, böbürlenen, kibirlenen insanlarda hakiki tevekkül hâsıl olmaz. Bu gibi kişiler nefsin kör karanlığı içerisinde kendi nefsinden başka hiçbir şeyi göremezler. Onunla avunur dururlar.

Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş, övüngen kimseleri asla sevmez.” (Lokman 31/18)

Bu hususta Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bana en sevimli olanınız ve kıyamet günü meclis itibari ile en yakın olanınız, ahlâkça en güzel olanınızdır. Bana en sevimsiz olanınız, kıyamet günü benden en uzak olanınız, çok konuşan, avurdunu şişirerek konuşan ve MÜTEFEYHİGÛN zümresidir” buyurdular. Bunun üzerine Ashab: “Ey Allah’ın Resulü; çok konuşan ve avurdunu şişirerek konuşanları biliyoruz. Lakin mütefeyhigûn kimlerdir?” dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Büyüklük taslayanlardır” buyurdular.[1]

Kendini beğenmek ve büyüklük taslamak, büyük bir cehâlet ve gaflettir. Ucubun yani kendini beğenmenin en kötüsü ise kişinin yanlış ve hatalı görüşlerini beğenip, o yanlış görüş üzerinde ısrar etmesi ve bu hususta kendisine yapılan nasihat ve öğüdü dinlememesidir.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Üç şey helâk edicidir. Aşırı cimrilik, tâbi olunan nefsanî arzu ve kişinin kendini beğenmesidir.” buyurmaktadır.[2]

İslam, insanı en mükemmel bir şekilde eğitip onu bütün kötü ahlâklardan arıtarak kâmil bir insan, kâmil bir Müslüman yapmayı hedeflemiştir. Bunun için de kişiyi mânen helâke sürükleyen ahlâk-ı rezileden kurtulmanın yollarını tâlim etmiş, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de bütün hayatı boyunca bunun en mükemmel misallerini sergilemiş ve: “Ben en güzel ahlâkı tamamlamak için ba’s olundum” buyurmuşlardır.[3]

Kimde ucub, kibir, haset, riya, dünya sevgisi, makam, mevki hırsı, yalan ve benzeri kötü huylar varsa o kişi mânen hastadır. Hastalıklı insanların meydana getirdiği toplumlardan hayırlı hizmetler beklemek beyhûdedir.

Mekteplerde çok iyi bir ahlâk eğitimi yapılmalı, yavrularımızı materyalizmin ve onun doğurduğu diğer izmlerin belâsından kurtarmalıyız. Beşerî sistemlere güvenmek, kendisini bile kurtaramamış, helak olmuş ölülerden medet ummak ve gençliği böyle boş, manasız safsatalarla meşgul etmek, onlara karşı işlenen en büyük cinayettir. Güvenip dayanılacak sadece Allah Teâlâ’dır. Kendini beğenmek, nefsini putlaştırmak, Kur’an’dan uzaklaşmak bir felakettir.

İslam Âlemi’nin bugünkü yürekler acısı durumunun bir sebebi de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ifadesiyle mütefeyhigûn olan, kendi sakim görüşünü beğenen, şöhret, makam, mevki düşkünü kişilerin söz sahibi oluşudur.


[1] Tirmizî, Birr ve Sıla 71

[2] Abdurrezzak, Musannef, el-Mektebetü’ş-Şamile, 11/304, H. No:20606; Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, 12/188, H. No.5610

[3] İbn Şeybe, Musannef, 7/440; Beyhakî, Şehâdât 39, H. No:21301; Ahmed, Müsned, 2/381 H. No:9187

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.