MAVERADAN MACERAYA- TRT Devletin Sesi Milletin Aynasıdır

Sevgili Dostlarım;
Bendeniz için 30 Nisan tarihi çok önemlidir. Zira; o gün Kur’an Kursu Öğreticiliğine imza attığım gündür. Tarihi logosunda simetrik olarak “el Hak” yazan bir teşkilatın üyesi olmaktan büyük onur duyuyorum. Elhamdülillah; aklım başımda, sesim, fesim ve nefesim yerinde 39 yıldır bu bayrağı gururla taşıyorum. Rabbim sağlık, sıhhat, izin ve ömür verirse merdiveni 66’ya dayayıncaya kadar devam edeceğim. Yaşadıkça yazacağım, yazdıkça yaşayacağım inşallah. Öncelikle bu duygumu, heyecanımı ve mutluluğumu sizinle paylaşmak istedim.
Makalemi kaleme alırken TRT Belgesel kanalında kurumun 1 Mayıs 2024 günü itibariyle 60. yılının kutlanacağı haberi veriliyordu. Devletimizin sesi ve milletimizin nefesi, dünya üzerinde yayın yapan bu resmi aynasının yanında, önünde ve arkasında görev yapan teşkilatın tüm çalışanlarını tebrik ediyoruz. TRT Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Albayrak ve Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı şahsında, yönetim kurulu üyelerini ve ekibini kutluyoruz. TRT radyo ve TV kanalları, filtresi güçlü toplumun genel ahlakına uygun yayın akışına sahip hizmet vermeye çalışıyor. Bu sebeple TRT’nin merkez, yurt içi ve yurt dışı personeli halkımızın büyük bir beğeni ve takdirini topluyor. Hele şu deprem bölgesinde, Suriye’de, Filistin’de ateş hattında görev yapan savaş muhabirlerinin, teknik ekip ve kameramanlarının başarıları ile her türlü takdirin ötesinde iftihar edilmesi gerekiyor.
Örneğin; Cumhurbaşkanlığının desteğinde Diyanet İşleri Başkanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü arasında imzalanan iş birliği protokolü ile Türkiye televizyonlarında bir ilk olarak düzenlenen Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması ismiyle 2017 yılının Ramazan ayında TRT 1 ekranlarında yayına giren ve bir Ramazan geleneği haline gelen yayında emeği geçen bütün uzman kadroya teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
TRT, Türkiye’nin işitsel ve görsel hafızasını oluşturan, yüz yıla yakın bir tecrübenin hikâyesidir. Bugün dünyanın 7 kıtasına 18 televizyon, 17 radyo kanalı ve sayısal platformları ile 41 dil ve lehçede ulaşan TRT, Türkiye’nin uluslararası etkin yayıncılık markasıdır. Tüm yayın ilkelerinin merkezine insanı koyan bir anlayış benimseyen TRT, medeniyetimizin yüksek değerlerinin tamamını kapsayan projelerle, yayıncılığa küresel boyutta katkı sağlıyor.
Kamu yayıncılığından taviz vermeden izlenilirlik yarışında birçok kanalı ve içeriği ile zirvedeki yerini korurken, ortak yapım sinema projeleri ile dünya sinema perdelerinden milyonlarca insana ulaşıyor, prestijli uluslararası ödülleri başarı hanesine ekliyor. TRT, Türkiye’nin hem belleği hem de geleceğidir.
Tarihi seyir içinde gelişen her haberin, olayın ve eylemin karara bağlandığı bir yer ve zaman vardır. Bizim medeniyetimizin kadastro merkezinde, kültür ve medeniyet tarihinde cami okul ve mektep vardır. Bu sebeple muhtar, imam ve öğretmen, sosyal ve kültürel hayatın öznesidir. Bu kimlikler ve kişiler bizim demografik yapımızın model insanlarıdır. İslam Tarihinde Ömer Muhtar, Nasreddin Hoca ve Muallim Naci bunun bariz örnekleridir.
Gemiler deryada koya sığınır, insanlar karada köyde barınır. Şehir halkının aslı da köyden kente giderek yerleşenler olduğu için köylü şehirlinin efendisidir. Köy konağının/odasının ağası muhtardır. Kâhya ve ihtiyar heyeti azalar, muhtarın yardımcısıdır. Köy kanununa göre köyün bütçesinden/bohçasından muhtar sorumludur. Muhtar isterse köylüyü imece usulü çalıştırır. Köyün bekçisi ve köyün çobanları olduğu gibi köyün tellalları da vardır.
Tellalın görevi davul çalarak köyün ilanlarını ve önemli haberlerini zamanında köy halkına ulaştırmak, katılım ve yorumunu dinleyene bırakmak, içine farklı beyan ve yalan katmadan sade bir şekilde sunmaktır. İşte TRT’nin elde ettiği başarı burada saklıdır.
İletişim çağında küçük bir köye dönüşen dünyanın yedi kıtası bir yana artık üç mahallesi var. Yukarı, aşağı ve orta mahalle. Zenginler kulübü yukarı mahalleye çöreklenmiş, sefiller romanını aşağı mahallede yazmış, mevaliler de orta mahallede hayata tutunmaya çalışmaktadır. TR 90 numarada kodlanmış güzel ülkemizin lideri dünya beşten büyüktür diyerek orta mahallenin muhtarı olduğunu cümle aleme ilan etmiştir. Aşağı mahallenin yoksulları orta mahallenin muhtarlığında bir araya gelirlerse şayet düğüm çözülecektir.
Bu yüzden zenginliğin verdiği şımarıklığı ile yukarı mahallenin zalimleri basın-yayın ve medya kuruluşlarını, her türlü iletişim araçlarını kullanarak aşağı ve orta mahallenin hem nüfusunu kırmak hem nüfuzunu aşmak istemektedir. Fikri hür, vicdanı hür Müslüman Anadolu insanının Afrika kıtasına girmesini çok tehlikeli bir gelişme olarak gören yukarı mahallenin ağa babaları, dünyanın ortasına iskân ettikleri Yahudi aklına vadedilmiş toprak hikayesini atarak 400 yıl Osmanlı’nın egemen olduğu Filistin halkını imha edip Gazze’yi Akdeniz’in yeni Antalya’sı yapmaya karar vermiştir. Din ve iman çatışması, bölgede planlı bir şekilde yürütülen terör- şiddet ve vesayet savaşlarının kılıfıdır. Esas harp ekonomik, ekolojik ve biyolojiktir. Avrupa Birliği, haziranda seçime gidiyor. Bakalım evren nereye evrilir, dünya nereye savrulur hep birlikte göreceğiz.
Akıl, asıl ve nakil kaynağımız Kur’an-ı Mübin’in öğretilerine göre her kavmin bir rehberi/lideri vardır. Her ümmetin ve milletin de bir eceli/sonu vardır. Her ecel de bir kitapta kayıtlıdır. O kitap, Rabbimizin kudret kalemi ile yazdığı Levh-i Mahfuz’dur. Kader ne der peder ne der bilinmez.
Göklerin, yerin, ğaybın anahtarları O’nun elindedir. Onun kozmik/kalem odasına henüz giren olmamıştır. Kâinatın kozmik ayarı da O’nun emriyle/kudretiyle işler. Diriliş gününde bütün insanlar dünyada iken uydukları imamları ile çağrılacak, hesap sorulup yüzleştirilecektir. Burada zikredilen imamlar, cami imamları değil, Allah’ın hilafet zırhını omuzlamış yiğitlerdir, kutlu elçilerdir ve onların varisleridir.
Son günlerde sosyal medya aracılığıyla bilinçli olarak yürütülen muhtarlıklar kapatılsın yaygarası tesadüfi değildir. Bu algı yönetiminin ardında “Tasarruf nedeniyle cemaati olmayan camilerin kadroları askıya alınsın. Köylerde okullar kapatıldığına göre öğretmenlerin kadroları geri çekilsin. Muhatap bulamayınca jandarma da köye gitmez. Biz de kaos ortamında orta mahalleye kuduz gibi dalarız. Külliyenin gücünü azaltırız” niyeti vardır.
Sevgili Dostlar!
Yerin kulağı gibi üstü de var altı da vardır. Her gün bir gün için yaratılmıştır. İşte o gün hesap, ceza ve mükâfat günüdür. O gün, boynuzlu keçinin boynuzsuz keçiye hesap vereceği ahiret günüdür. O gün, peygamber olarak gönderilen elçiler ile kavimlerinin kendilerine verilen nimetlerden sorgulanacağı çetin bir gündür. O gün, katillere erkek veya kız çocuklarının niçin öldürdüklerinin sorulacağı ve mizandan sonra zalimlerin ateşe atılacağı gündür. O gün, insanların cennet ve cehenneme bölük bölük sevk edileceği zorlu bir gündür.
Allah’ım! O gün, bizi salih ve sadık kullarınla dost meclisinde huzuruna kabul eyle! Âmin.