MAVERADAN MACERAYA- Anız Bastı Kar Bastı

Alo 177 Orman Yangın İhbar Hattı’dır. WhatsApp ihbar telefonu ise 0530 917 11 12’dir. Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan Doğa Koruma ve Milli Parklar, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele, Su Yönetimi Genel Müdürlükleri tarafından toprak, su, orman ve hava üzerine önemli hizmetler verilmektedir. Bu bağlamda Tarım ve Orman Bakanı Sayın Ekrem Pakdemirli’nin talimatıyla “Geleceğe Nefes Projesi” kapsamında on sekiz milyon sekiz yüz bin fidan toprakla buluşturulmuştur. Bu fidanların yeşerdiği milli ve tabii parklarımızı 2020 yılı Kurban Bayramı tatilinde 2 milyon 14 bin 402 kişi gezmiştir. Pandemi döneminde karantina uygulamasından ve evlere hapsolmaktan sıkılan halk, soluğu mesire yerlerinde ve doğal hayatın içinde almıştır.
Doğal hayatın resmi adresleri olan ormanları imar ve ıslah etmek, bakımını ve gençleştirilmesini sağlamak, ormanların geliştirilmesini, usulsüz ve kanunsuz müdahalelere, tabii afetlere, yangınlara, muhtelif zararlılara karşı korunmasını ve gerekli kontrolleri sağlamak Orman Genel Müdürlüğü’nün asli görevlerindendir. Orman Genel Müdürlüğü’nün vizyonu ise; orman ve orman kaynaklarını korumak, doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde sürdürülebilir ve topluma çok yönlü faydalar sağlayacak şekilde yönetmektir.
Atatürk Orman Çiftliği, Meteoroloji, Türkiye Su Enstitüsü ve Orman Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kuruluşlardır.
Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; ulusal orman alanımız toplam 22,7 milyon hektar; yani 227 milyon dekardır. Yüzölçümü 783.562 km² olan ülkemizin, verimli ve verimsiz/bozuk orman alanı yüzde 28’dir. Ülkemizde kişi başına düşen ormanlık alan 2.68 dekardır/dönümdür.
1839 yılında kurulan Orman Teşkilatının envanterinde günümüzde 750 insan kaynaklı gözetleme ve kontrol kulesi ile yüze yakın İHA/İnsansız Hava Aracı bulunmaktadır. Ayrıca yüzde doksanının insan kaynaklı olduğu belirtilen orman yangınlarının tespiti ve ormanın sakinleri olan hayvanların yaşamlarıyla alakalı bilgiler toplamak için beş bin foto kapan devreye sokulmuştur. Kurban Bayramından bu zamana kadar çıkan 158 orman yangınından sonra ise tedbir amaçlı olarak bir süreliğine ormanlık alanlarda mangal yapmak yasaklanmıştır.
Bir zamanlar, Osmanlı Hükümdarı cennet mekân Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul ve çevresindeki ormanlık arazileri devletten izinsiz ve habersiz tarım arazisine dönüştürmek için kızılçamları ve katran ağaçlarını devirip muhtelif ağaçları kesenler için “Yaş kesenin başı kesile!” şeklinde ağır ama yerinde bir ferman yayımlamıştı. Böylelikle; payitahtın yeşil bitki örtüsü, oksijen deposu, doğal zenginlikleri ve yer altı yer üstü su kaynakları koruma altına alınmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan da orman kanununa ilaveten “Çanakkale Zaferlerinin manevi korusu Gelibolu Yarımadasındaki ormanları ateşe veren hainler yakalanıp bakır cezvelerle göbeklerine kurşun döktürerek taksit taksit ademe mahkûm edile!” şeklinde bir kararname yayımlatmalıdır. Bu tehlikenin başka türlü telafisi yoktur. Değilse; Kaz Dağları’nda, Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda ve Şehitler Tepesi’nde minare boyu daha ne güzide kavaklar kesilecek ne asırlık sedir çamları devrilecektir.
Yıllardır necip milletimizin asil evlatlarını hunharca şehit eden terör şebekesinin/Kandil, Cudi, Gabar, Tendürek vs. dağların zirvesine sıkışıp kalan eşkıyanın, son birkaç aydır yürütülen Süpürge Operasyonları ile yok olacağını anlaması üzerine vatan toprakları üzerindeki yeşil ve doğal sermayeyi ateşe vermeye yönelmesi tesadüfî bir eylemi değil, stratejik bir yıldırma planıdır.
Müslüman milletimizin dinine, canına, ırzına, namusuna, malına, harim-i ismetine, mukaddes değerlerine kasteden dâhili ve harici düşmanlar amaçlarına ulaşamayınca mavi vatandan sonra yeşil vatanı hedefine almıştır. Bu basit bir anız, orman ve samanlık yangını değildir. Komandonun postalı altında ezilen terör örgütleri ile T.C. sayesinde kazanan fakat TL dibine sürekli kuyu kazan faiz lobisinin birlikte başlattığı eş zamanlı bir hıyanet hareketidir. Ha devletin milli parasının dibine kibrit suyu dökülmüş, ha milletin ciğerlerine nefes veren ormanlarına izmarit atılmış. İkisi de affedilmeyecek bir ihanettir.
Anız yakmak günahtır. Zira anızla birlikte insan elinin ve emeğinin artığı ile yaşayan nice canlı hayvanat ve haşerat da telef olmaktadır. Ayrıca ziraat mühendislerinin tespit ve teşhisine göre; anız yangınları ile toprağın yüzeyindeki verimli tabaka kül olup verimini kaybetmektedir. Nesil kaybı da obruk, heyelan, anız ve orman yangını gibidir. 2017 yılında daha ömrünün ilkbaharında gencecik bir fidan iken 15 yaşında şehit edilen Maçkalı Eren Bülbül’ün anası Ayşe Kadın, evlat acısı ateşinin ancak kendisine kavuşunca söneceğini söylüyor.
Orman Mühendisleri orman yangınlarının yangın çıkmadan önce söndürüleceğini ifade ediyor. Dışişleri Bakanlığı, Akdeniz ve Ege Denizinde yeni bir fitne ateşi çıkarıp düşmanın tehlikeli adımlar atmasını önlemek için Oruç Reis’in diliyle dünyaya NAVTEX/Denizcilik Uyarı Notu düşüyor. Bundan sonrasını AB ülkelerinin gazına gelip kadim komşusu Türkiye ile kötü olmaya itilen, düzensiz göçmenler misali şişirme botları üzerinde köpek balıklarına yem olması muhtemel Yunan halkı düşünmelidir.
Her neyse, sosyal medyada gözler artık orman yangınlarına sebebiyet veren kurban eti mangalına değil, çekimlerine Niğde’nin Demirkazık dağlarında devam edecek olan Hint asıllı film yapımcısı Amir Khan’ın Dangal’ına dikkat çekmiştir.
Rakımı 1224 m/4015 fit olan Nevşehir ve çevresine ait bir tecrübe deyimi vardır: “Ağustos’un on beşi yaz, kalan on beşi kıştır.”
Anız bastı kar bastı.
Güneş bastı ay bastı.
Kebap yendi yal bastı.
Çadır uçtu albastı.
Ağaç düştü dal bastı.
Dere taştı sel bastı.
Kader esti kül bastı.
Horon tepti kol bastı.
Firen koptu tel bastı.
Yemin etti el bastı.
Allah encamımızı hayreylesin.