MAVERADAN MACERAYA-Aha Su Kasidesi Ahanda Su Salası

MAVERADAN MACERAYA-Aha Su Kasidesi Ahanda Su Salası

Merhaba Dostlar,

Bir yerde su varsa hayat vardır. Bu yüzden pınar, şelale ve çeşme başları, dere kenarları, ırmak yatakları ve deniz sahilleri şairler ve yazarların şiir, fikir ve düşüncelerine ilham kaynağı olmuştur. Bu mekânlarda yazılan ve söylenen duygu yüklü sözler su gibi akıp gitmiştir insanların dimağına. Fuzuli de meşhur Su kasidesini Fırat ve Dicle kenarında yazmıştır. Tercümesini sizinle paylaştım. Su gibi aziz olasınız.

“Ey göz! Gönlümdeki ateşlere gözyaşımdan su saçma ki, bu kadar tutuşan ateşlere su fayda vermez. Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, gözyaşları mıdır bilemem. Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir. Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler. Bahçıvan gül bahçesini sele versin boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz. Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse de senin yüzündeki tüylere benzetemez. Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez. Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.

Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su verin. Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dik başlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi kurtarabilir. Gülfidanı bir hile ile yine bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir. Su, Hz. Muhammed’in aleyhisselam yoluna uymuş, dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir. İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz. Muhammed’in aleyhisselam mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir. Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için onun mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır. Hz. Peygamberimizin mucizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi ateşe tapan kâfirlerin binlerce mabedine su serpmiş ve onları söndürmüştür. Mihnet günü Ensâr’a parmağından su verdiğini kim işitse hayret ile parmağını ısırır.

Dostu yılan zehri içse ab-u hayat olur. Aksine düşmanı da su içse elbette yılan zehrine döner. Abdest almak için el uzatıp gül gibi yanaklarına su vurunca sıçrayan her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır. Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer. Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak /orayı aydınlatmak ister. Eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez. Sarhoşlar içkiden sonra gelen kötü hallerini gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na’tının zikrini dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler.

Ey Allah’ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların/susuzluktan dudağı kurumuşların daima su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum. Sen o keramet denizisin ki; miraç gecesinde feyzinin çiğleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.

Kabrini tamir eden mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner. Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, ama o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim. Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzuli’nin sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur. Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün göz, sana duyduğu hasretten gözyaşı döktüğü zaman, O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım.”

Eğer sen Fuzuli isen; ben de Kuduri’yim, Mehmed’im! Bir sen, bir ben, bir de Nedim-i Şeyda.

Selamün ala Nuh‘in fil âlemin.Ey İnsanlığın İkinci Babası! Gemiye binenler sefineye pisleyenlerle beraber oturup kalkar oldu. Cudi Dağı; ziya, nur ve bereket yerine hicap, zulmet ve nedret neşrediyor.

Selamün ala İbrahim! Ey Tevhid Dininin Atası! İsrailoğulları senin bütün insanlığa emanet ettiğin Hanif dinini ne hale getirdi? Kefere ve fecere taifesi, salih kullar üzerine miras bırakılan arz üzerinde çoluk-çocuk, kadın-kız, kısrak demeden katlediyor, ırzına tecavüz ediyor. İslam dünyası hala kesilecek kurbandaki özürleri tartışıyor.

Selamün ala Musa ve Harun! Tevrat hafızı merkepler Sina Çölünde ve Ceziretül Arab’da Hecin Develerine hala rehberlik ediyor. Bel’am bin Baura tipli köpeklerin enikleri Müslümanların evinde besleniyor.

Selamün ala İlyasin. Vahiy meleğinin atının bastığı yerler yeşermez oldu. Sular yerin dibine çekiliyor. Erenlere Hızır da artık yoldaş olmuyor. Hıdırellez bayramları Mecusilerin elinde oyuncak oldu. Guantanamo’daki hapishanelere güneş doğmuyor.

Davud oğlu Süleyman’a selam olsun! Ey Cihan Padişahı! Yüzüğünü parmağında taşıyan Siyonistlerin yaptığı zulüm ve işkencenin ahı enini arşı alaya ulaştı. Mescid-i Aksa ağlıyor. Filistin halkının yüzü gülmüyor. Her yıl Ramazan ve Kurban Bayramları öncesi Müslümanlara ağız tadıyla kutlama ve bayram sevinci yaşatmayan küffarın katlettiği insanlık ervahına 15 Temmuz’da olduğu gibi bir su salası da ben veriyorum. Umarım ve dilerim bu defa taziyeler Dar‘un Nedve’de olur.

Es salatü ves selamü aleyke Ya Rasulallah, Ya Nebiyyallah, Ya Habiballah, Ya Nura Arşillah, Ya Hayra Halkıllah, Ya Rasul es Sekaleyn, Ya, Ya Ceddel Haseneyn, Ya İmam el Haremeyn, Ya Hatem en Nebiyyin. Ya Şefial Müznibin. Ya Seyyid el Evveline vel ahirin. Ve selamün alel murselin. Velhamdülillahi Rabbil âlemin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.