MAKAM MEVKİ SEVGİSİ

İnsanı Allah yolunda aldatan, sınıfta bırakan, derece düşürten, kazandıklarını kaybettiren sevgilerden biri de makam ve mevki sevgisidir. Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselam mal ve şeref sevgisinin kişinin dinine verdiği zararı aç bir kurdun koyun sürüsüne verdiği zarara benzetmektedir. Günümüzde mal ve şeref makam ve mevki ile özdeşleşmiş vaziyette. İnsanoğlunun fıtratında mala güce makama iyi ve güzel olan her şeye sahip olma arzusu vardır. Fakat kulluk imtihanı burada da devreye girmektedir. Kişinin dünyevi değerler karşısındaki duruşu kulluk imtihanıdır. Bizim konumuz makam ve mevki sevgisi olduğu için örneklendirmemizi makam-mevki üzerinden verelim. Kişi makama sahip olmak için dünyasından ve ahiretinden ne kadar fedakârlık yapacak? Makam sahibi ise o makamın liyakatine yakışır bir şekilde mi davranacak? Nitekim dinimizde mal sahibi olmanın yasaklanmadığı gibi makam sahibi olmak da yasaklanmamıştır. Zemmedilen; mal ve makam sevgisinin kişinin dininin uhrevi değerlerinin önüne geçmesidir. Eğer makam ve mevki dünyevi bir takım menfaatler kazanmaya fırsat olarak değerlendirilirse o zaman kişinin felaketi olabilir. Makam ve mevki ahiret sorumluluğu olan bir emanettir. Adı halifelik için zikredilince Abdullah b. Ömer bir evden iki kurban yeter demiştir. . Makam mevkiyi emanet olarak gören anlayışa güzel bir örneğe gene sahabede rastlıyoruz:
Hazreti Ömer (r.a.) tarafından azledilen Ammar b. Yasir’ e Hz. Ömer “Seni azlettiğime kızmadın değil mi?” diye sorunca Ammar “Beni vali atadığında sevinmedim ki azlettiğinde üzüleyim” demiştir.
Makamın liyakatle sorumluluk bilinciyle halka hizmet için, sadaka ve sevaplı işler için bir vesile olarak görülmesi gerekir. İşte o zaman dünyevi ve uhrevi kazanca dönüşür
Ebû Yahyâ Üseyd İbni Hudayr radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre Medinelilerden bir adam:
– Ey Allah’ın Resûlü, falan kişi gibi beni de vâli tayin etmez misiniz? dedi.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Siz, benden sonra adam kayırma olayları göreceksiniz. Havuz başında bana kavuşuncaya kadar sabrediniz!” buyurdu.
Hz. Peygamber’in, valilik isteyen kişiye, kendisinden sonra adam kayırma olayları görüleceğini haber vermesi günümüzün hastalıklarından birine işaret etmektedir. Birkaç yüzyıldır Müslüman toplumlarda makam ve mevki sevgisi bir illete dönüşmüş, makam isteği ile liyakat sahibi olmayan insanların araya adam koyma geleneği maalesef toplumumuzun layık olduğu hizmeti alamamasına sebep olmaktadır. Bugün eğitimde bürokraside batı ülkelerindeki düzen ve intizama sahip olamayışımız büyük ölçüde Allah Resul’ünün işaret ettiği bu hastalıktan meydana gelmektedir. Makam sevgisinin ümmetin adalet ve liyakat anlayışını bozmasına bir örnektir. Onun içindir ki peygamberimiz makam sevgisi ile yanlış iş yapmayıp doğruluktan sapmayanları Havz-ı Kevser’i ile müjdelemektedir. Allah hepimizi nefsine aldanmaktan korusun, İslam’ın nurlu çizgisinden, hak ve adaletten ayırmasın.