O ve Ben / Necip Fazıl Kısakürek

O ve Ben / Necip Fazıl Kısakürek

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız. Bu ayki sayımızda Necip Fazıl KISAKÜREK’in eserlerinden O ve Ben kitabını inceleyeceğiz. 

Necip Fazıl KISAKÜREK, ismini çok duyduğumuz ama kendisini tanımaktan uzak olduğumuz bir değerimiz. Müslümanlar olarak bizler neden böyleyiz acaba? Büyük bir hazinenin üzerinde olup da elimizin altında bulunan hazineden habersiz yaşıyoruz. Bizler, bize ait değerleri öğrenmeden, başka kültürlerin değerlerini öğrenince bize ait değerlerimize dönüp bakmıyoruz.

Necip Fazıl KISAKÜREK bir Üstad. Ama niye Üstad diyoruz. Bunu iyice öğrenmeliyiz. Kendisi Sultanüş Şuara. Dünya çapında bir değer. Ama Müslüman kimliğinden dolayı karşı mahalle tarafından sürekli eleştiri yağmuruna tutulmuş biridir. Necip Fazıl tek başına bir ordu gibi onlarla mücadele etmiştir. Kalemiyle, hitabıyla mücadelenin her türlüsünü sergilemiştir. Zamanın şartlarında, konferanslarıyla milyonlarca gence ulaşmıştır. Onlara Büyük Doğu Gençliği demiştir. Ekonomik zorluklara rağmen Büyük Doğu dergisini farklı formatlarda, çeşit çeşit engellemelere rağmen çıkarmaya devam etmiştir.

Tek gayesi davası olan bir gençlik. Ömrünün sonlarında da istediği gençliği karşısında görmüş bir dava adamı. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin.

O ve Ben kitabında hocası, mürşidi, her şeyi Esseyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri ile tanışmadan önceki hayatı, tanıştığı ve tanıdığı dönem ve mürşidinin vefatından sonraki dönemini kendi üslubu ile ele alıyor.

Aslında kitabı okuduğumuzda şu kanaate varıyoruz; Necip Fazıl’ı Üstad yapan kişinin muhterem Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri olduğunu görüyoruz. Necip Fazıl, çevresinden de birçok arkadaşını Hocaefendi’ye götürüyor ama nasibi olmayan, Hazret’ten faydalanamıyor. Hazret’in kendisi aslen Vanlı. Çeşitli nedenlerle İstanbul’a hicret ediyor. Nakşi silsilesinde 33. Mürşid. Ömrünün büyük bir kısmını İstanbul’da geçiriyor. Fakat son zamanlarında Ankara’ya geçmek zorunda kalıyor. Ankara’da vefat ediyor ve çeşitli sebeplerden ötürü Ankara’nın Bağlum köyüne defnediliyor.

Abdülhakim Efendi, ehli sünnet vel cemaat. Çevresindeki muhibban ve müntesiplerini zamanın olumsuzluklarından korumaya çalışan muhterem bir Hocaefendi. “Hiçbir amelime güvenmiyorum. Lakin Allah düşmanlarına düşmanlığın var.” cümlesi ona ait. Keramet ehli olmasına rağmen bunları gizlemek için elinden geleni yapan muhterem bir Hocaefendi. Kendisinden sonra da yolunu devam ettiren talebeleri var.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.