LA HAVLE-S Ö Z

LA HAVLE-S Ö Z

Harflerden hece, hecelerden kelimeler oluşur. Kelimelerden cümleler, cümlelerden kitaplar teşekkül eder. Her harfin, her hecenin, her kelimenin, her cümlenin, her işaretin bir veya birkaç manası vardır. Harflere, kelimelere, işaretlere müspet veya menfi manalar yükleyen de bizleriz, sonra onu kullananlar da!

Kelimeler herkesin ortaklaşa kullandığı eşya gibidir.” sözünün sahibine bir teşekkür borcumuz olsa gerek. O halde ortak kullandığımız kelimeleri kaybetmeye, yıpratmaya, bozmaya, kirletmeye, kaldırıp bir kenara atmaya hiç birimizin hakkı yoktur.

“Bu Ülke”nin sesi, soluğu, vicdanı ve bu ülkenin öz evlâdı olan, tehlikenin vahameti derecesinde acı çığlıklar atarak ikaz ışıklarını sürekli yanık bırakan Cemil MERİÇ’i dinlemek durumundayız:

Kavga, insanla kader arasında değil artık, insanla KELİME arasında. Rüyaları o bayraklaştırıyor. Yığınlar onun için yaşıyor, onun için dövüşüyor, onun için ölüyorlar. Mukaddeslerin rengine bürünen bir bukalemun, kelime: Semâvî kitapların şeytanı. Ve en tehlikelileri, toprağımızda doğmayanlar.”

Evet, bu toprağın çocukları akıllarını-fikirlerini yıllarca, toprağımızda doğmayan kelimelerin çengellerine astılar. Bize ve gelecek neslimize kendi toprağımızda doğan ve büyüyen kelimeler lâzım!

Kelimeler kullandığımız en güçlü haplar, en güçlü silahlardır. Eğitim kelimelerle başlıyor. İnsan kelimelerle düşünüyor. Kitap kelimelerle vücut buluyor. İnsanlar kelimelerle idare ediliyor!

İhtiyaç halinde ve yerinde kullanılan her şey güzeldir. Gereksiz söz, yersiz gülüş, güzeli bile çirkinleştirir. Güzel söz söylemeli; sözü güzel söylemeli! Çünkü söz ameldendir.

Adalet timsali Hz. Ömer radiyallahu anh diyor ki: “Her kim sözlerinin de amelinden sayıldığını bilmezse, günahı çoğalır.”

İnsanın günahının çoğalması, sevabının azalmasıdır. Kur’an’a kulak veren kullar, bir ömür sevabını çoğaltmanın, günahını azaltmanın ve Allah’ın rızasını kazanmanın gayretinde olmuşlardır. Gönül alıcı güzel bir söz, kışı yaza; kırıcı kötü bir söz de yazı kışa çevirir.

Dergâhın kapısından odunun bile eğrisini sokmayan, yunup yıkayarak sözün de hep doğrusunu ve güzelini söyleyen Yunus; “Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı / Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz.” derken, sözün ehemmiyetine, sözün gücüne dikkatlerimizi çekiyor da; “Başı kestirecek söz değil, savaşı kesecek ve başları kurtaracak bir söz söyleyin!” diyor; çünkü kötü sözün, güzel aks-i sedası olmuyor.

Umur görmüş bir bilge kişi der ki: Çok defa söylediklerimiz yüzünden kazandığımız düşmanlar, yaptıklarımız yüzünden kazandığımız dostlardan fazladır.”

Aslında bu söz, çok konuştuğumuzun, az iş yaptığımızın, başka bir söyleyiş tarzıyla itirafıdır. Oysa insana düşen dost kazanmaktır, düşman değil. Hiç uyumayan, sürekli fırsat kollayan en azılı düşmanımız, iç dünyamızda zaten var!

Bin dost az, bir düşman çok…”

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.