LA HAVLE-Mutlu Olmak İstiyor musun?

LA HAVLE-Mutlu Olmak İstiyor musun?

Ey Nefsim!

Gel seninle biraz konuşalım!

Benimle derdin nedir senin?

Bizi âlemlerin Rabbi olan Allah yarattı. Rabbim bize şah damarımızdan daha yakındır. Senin bana neler ettiğini, neler fısıldadığını, benden iyi O biliyor. Bana olanca şiddetiyle kötülüğü emreden sensin!

Bilmediğimiz bir âlemden geldik şu üç günlük imtihan dünyasına. Yine bilmediğimiz bir âleme gideceğiz bu imtihan dünyasından.

Dün geçti, yarın meçhul. Gün, bugün. Ve alıp verdiğimiz her nefeste imtihandayız.

Bu imtihanı kazanırsak, yarınımız bugünümüzden çok daha güzel olacak. Hastalığın, ölümün, yokluğun, yoksulluğun olmadığı başka bir âlemde cemâlullahı seyrede seyrede ebedî bir mutluluk içersinde yaşamaya devam edeceğiz.

Ey Nefsim!

Ya imtihanı kaybedersek? Halimiz n’olur bizim? O zaman kim kurtarır bizi Kahhar olan Rabbimizin gazabından?

Niçin hiç düşünmüyorsun? Neden hiçbir şeyden ibret almıyorsun?

Hak menzile erişmek için çıktığımız yolda, güya bana yol arkadaşı olacaktın. Sırat-ı müstakim üzere yürüyecektik. Sana inanmakla, sana güvenmekle ne kadar hata etmişim meğer. Neler kaybetmişim sana itimat etmekle. Heyhaaat… Heyhat!

Bu yolculuk esnasında, benim en ufak bir gaflet anımda bile, sağa sinyal verip sola dönerken yoldaki ikaz ışıklarını söndürüp yön levhalarını değiştiriyorsun. Dokunduğun her levhanın üzerinde kirli parmak izlerin duruyor hâlâ.

Nihayet şunu anladım ki; senden bana dost olmaz. Çünkü; benim dostlarıma düşman, düşmanlarıma dost oluyorsun dâima. Bunca emeğimi heba ettikten sonra ben sana nasıl güveneyim?

Sürekli şikâyet ediyorsun. Kimi kime şikâyet ettiğinin bile farkında değilsin! Şikâyete ne hakkın var senin, söyler misin?

Seni benden daha iyi tanıyan Hazret-i Mevlânâ diyor ki;

“Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar.”

İnandım, iman ettim. Mevlânâ’ya inanırım da, sana inanmam.

Çünkü; bize bunca nimetler bahşeden Rabbimize karşı, Hamd’in yok. Şükrün yok. Tefekkürün yok. Tezekkürün yok. Teşekkürün yok. Sadakan yok. Sadâkatın yok. Sabrın yok…

Ar damarın çatlamış. Hep şikayet, hep şikayet! El hâsıl vefan yook… Cefan çok.

Çünkü; “Helâl-Haram” diye bir ölçün yok elinde. Hz. Ömer radıyallahu anh Efendimizin: “Haramda mutluluk ararsan, mutluluk sana haram olur” sözünü aklından çıkarma.

Sen dünyanın en mesûd, en mutlu insanlarının, her istediğini istediği anda alabilen insanlar olduğunu zannederek onlara hevesleniyorsan, yine yanılıyorsun.

Dünyanın en mesûd insanları, hangi şartlar altında olursa olsun Rabbini her an kalbinde bulabilen sâlih müminlerdir.

Ey Nefsim!

Gerçekten mutlu olmak istiyor musun? O halde gel, Rabbimizin bizim iki dünyada da mutlu olabilmemiz için gönderdiği Hayat Kitabımızın emir ve yasaklarına uyalım. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği sevgili Habîbinin izini takip edelim. Allah dostu sâlih ve sâdıklarla beraber olalım da her nefeste Hakk’a kul olmanın huzurunu yaşayalım.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.