LA HAVLE- İnsan Nereye Gidiyor?

Bir imtihan için geldik dünyaya. Şu anda imtihan salonundayız ve imtihan devam ediyor.
Ne imtihanı bu? Tabi ki “Kulluk İmtihanı”
İmtihan sorularının tamamı, cevap anahtarı içinde olan kutsî kitabımız Kur’an’dan sorulacaktır. Besmelesiz kitaplar da bu soruların cevabı bulunmaz.
Kulunun, “Kulluk imtihanı”nda başarılı olabilmesi için, sorulacak soruları ve kulun vermesi gereken cevapları bir bir belirtmiş Rahman ve Rahîm olan Allah (c.c.).
İmtihan süresi: Bir ömür.
Konulan kurallara dikkat ederek yaşayan güzel kullar, imtihandan yüz akıyla çıkmışlar. Ümitsizlik yok. İman, itâat, sabır, şükür, gayret ve dua.
Rabbimiz; insan olarak bizlere her türlü nimeti ve imkanı lûtfetmiş elhamdülillah. Kul olarak, hiçbir mazeretimiz yoktur.
Fakat insanın imkânı arttıkça isyanı artıyor!
İsyanı arttıkça her şeyin dengesini bozuyor insan. Metreler eksik ölçüyor. Teraziler yanlış tartıyor. Ayar bozuluyor.
Eksik ölçü, yanlış tartıyla, kaç soruyu cevapsız bırakıyor insan imtihan salonunda?
Çünkü ölçüsünü kaybetti. Elinde de çekiçten başka bir âleti olmayınca, her gördüğünü çivi zannedip vuruyor tepesine!
Yakıyor, yıkıyor, yumuyor, tarumar ediyor. Ne kendisine acıyor, ne çevresinde bulunanlara! Acımıyor ama acıtıyor! Her şeyin bir kalbi olduğunu düşünmüyor, düşünemiyor, ölçüyü yitirip dengeyi bozan insan!
Ama dengesi bozuk da olsa, bu insan sürekli koşuyor, ham hayallerinin peşinden. Düşüyor, kalkıyor, her yanı yara-bere içinde. Sargısı yok, merhemi yok!
Durup dinlenmeden koşmasına koşuyor da acaba kaçıyor mu, kovalıyor mu?
Kaçıyorsa, kimden niçin kaçıyor?
Kovalıyorsa kimi nereye kadar kovalayacak?
Kabir kapısına vardıklarında, nefesleri kesilip tıkanmış olacaklar. İmtihan salonundan çıkmıştır insan!
Ne kendilerine anlatabilecekler meramlarını ne karşısındakilere!
Yol yorulduğunu anlayacak, insan yanıldığını!