LA HAVLE – Alay Etmek/Abdullah Gülcemal

“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı (el, kaş ve göz işaretleriyle) eğlenmeyi ve ayıplamayı âdet edinen herkesin vay hâline!” (Hümeze, 1)
“Ey iman edenler! Bir topluluk, bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lâkaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra yoldan çıkmış olmak, ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.” (Hucurât, 11)
“Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” (Nisa, 14)
İmam Şafii hazretleri diyor ki:
“İslâm’ın herhangi bir hükmü ile alay edildiğini gören ve duyan Müslümanda, herhangi bir tepki olmazsa o eşektir (fehüve hımârun).”
“Onlara (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette ‘Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk’ derler. De ki: Allah ile O’nun ayetleriyle ve Peygamberiyle mi alay ediyorsunuz? Özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz.” (Tevbe, 65-66)
Bir gün Hz. Âişe validemizin, Hz. Safiyye validemizin boyunun kısalığını ima etmesi üzerine, Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Ya Âişe, öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz; (günahı tecessüm edip) denizin suyuna karışsa onu kirletir, berbat ederdi.” (Ebu Davud, Tirmizî)
İmam Gazzâlî’nin şu kıymetli öğütlerini tutup da bunlarla amel etmeye her birimizin ne kadar da ihtiyacı var. Gazzâli bunları bana söylüyor, sana söylüyor, bize söylüyor. O halde gel, elimiz işte gözümüz oynaşta olmadan can kulağıyla dinleyelim onu:
“Arkadaşının insaniyetine güvenip fenalık ve lâtifeye kalkışma. İster akıllı olsun, ister ahmak; insanlarla çok şakalaşma. Çünkü akıllılar sana kızar, ahmaklar da şaka esnasında lüzumsuz ve çirkin sözler söyleyip izzet-i nefsini rencide ederler.
İstihza, insana vakar’ını kaybettirir.
Yüzünden haya’yı kaldırır, kin ve nefret uyandırır.
Dostluğun tadını kaçırır, fakihin fıkhını lekeler.
Âdi kimselere lüzumsuz söz söyleme cesaretini verir.
Büyükler nazarındaki değerini kaybettirir, kalbi köreltir.
İnsanı Allah’tan uzaklaştırır, gafleti doğurur.
Zillet ve meskenet getirir, hâtıraları öldürür.
Kusurları çoğaltır ve günahları açığa çıkarır.”