LA HAVLE-Abdullah Gülcemal – Öfke (Hiddet)

LA HAVLE-Abdullah Gülcemal – Öfke (Hiddet)

Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Onlar ki bollukta ve darlıkta infak ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.” (Âl-i İmran: 134)

Bollukta ve darlıkta infak ederek, ne zaman geleceği belirsiz olan öfkesini yenerek ve insanların kusurlarını affetmek suretiyle iyilik yaparak, Allah’ın sevdiği bir kul haline gelebilmek, ancak kuvvetli bir irade eğitimiyle elde edilebilecek bir güzelliktir.

İrade Eğitimi”nin baş muallimi, (s.a.v.) Efendimiz buyuruyorlar ki:

“-Yiğitlik, güreşte rakibi yenmekle olmaz. Asıl yiğit, öfkeli zamanında nefsine sahip ve hâkim olandır.” (Buhârî; Müslim)

“-Gazap, şeytanın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan ateşten yaratılmıştır, ateş su ile söndürülür. Gazaba gelince abdest alın.” (Ebû Dâvud)

“-Öfkelendiğiniz zaman ayaktaysanız oturun, oturuyorsanız uzanın. Yine öfkeniz geçmediyse, kalkıp abdest alın.” (Tâc, Ebû Dâvud)

Vicdanının esiri, iradesinin hâkimi olan insanlar, öfkelerini yenme hususunda, geleceğini düşünürken dikkatli, uygularken de kararlı olmuşlardır.

Çünkü öfke geldiği zaman bulanık geliyor. Gidene kadar da tefekkürü, düşünceyi, hafızayı ve muhakemeyi devre dışı bırakıyor!

Tefekkürün, hafızanın, muhakemenin devre dışı kaldığı veya kısa devre yaptığı o zaman diliminde çıkan yangında, insan kurtarması gereken neyi varsa, hepsini birer birer ateşin içine atıyor farkında olmadan!

“-Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır ya varmaz” diyen Sadi; ayrıca çok önemli şöyle bir tavsiye de bulunuyor bizlere:

“-Haddinden fazla hiddet, nefret uyandırır. Vakitsiz yumuşaklık heybeti giderir. Ne kendinden bıktıracak kadar sert ol ne de el-âlemi başına çıkaracak kadar yumuşak.”

Kıvılcımın düşmana varıp varmadığını göremeden, öfkesinin ateşinde yanıp, şimdi geçmişin küllerini karıştırarak nedamet gözyaşları dökenlerin, bu konuda söyleyecek çok önemli sözleri, verecekleri çok mühim ibret dersleri olsa gerek.

İmam Gazali, tehlikenin büyüklüğüne dikkatlerimizi çekiyor:

“-Öfke, aklı ürkütüp kaçıran bir canavardır; akıl zayıflayınca şeytanın ordusu hücuma geçer. İnsan öfkelendikçe, çocuğun topla oynadığı gibi, şeytan onunla oynar.”

Yani öfke canavarının ürkütüp kaçırdığı akıl, aklını başına alıp tekrar bulunması gereken yere dönmedikçe, şeytan ve avanelerinin hücumları artarak devam edecek, çocuğun topla oynadığı gibi, kedinin fareyle oynadığı gibi, şeytan da öfke sahibiyle oynamaya devam edecektir.

Bir insan öfkelendikçe; başkasının yaptığı hatanın intikamını hata yapandan değil, kendinden almaktadır.

Kontrol edilemeyen bir anlık öfke, telâfisi mümkün olmayan nice acılar yaşatıyor insana. Yıkılan yuvalar. Perişan olan aileler Boynu bükük, gözü yaşlı, merhamet mahrumu bir toplumda korunmaya muhtaç bîçareler.

Hiddet, öyle bir asit ki bulunduğu kaba, döküldüğü yerden daha çok zarar vermektedir.

Bir kalp doktoru; “İki dakikalık bir hiddetin, kalbi yüz metrelik bir koşudan daha fazla yorduğunu, kin ve öfke duyguları güçlü olan insanların, daha çok kalp krizi geçirdiklerini” söylüyor.

Aman dikkat! Aman dikkat!

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.