Kuşan İzzeti

Sen ey mazlumların zulmünü kuşanan!
Hala olduğun yerde misin? Bulamadın mı okşayacak bir baş, doyuracak bir aç. Sancılarından inleyen bir hasta bulamadın mı, iyileştirecek?
Yetim dediysem, sanma ki ana-babası olmayandan bahsediyorum. Hayır! Yetim dediysem onu elinden tutup Hakk’a iletecek bir kimsesi olmayandan bahsediyorum. Yaşı mı? Sorma. Beş, on, yirmi… daha mı? Evet, belki elli. Bir insan ana-babası hayattayken de yetim olabilirmiş demek ki anladın mı?
Ve onun başını okşamak dediysem; fikrini, ruhunu okşamak. Belki de onu onarmak. Rahman’ın rahmetine sığınarak onun yürek kapılarını İslam’a açmayı kastediyorum.
Doyuracak bir aç dedimse sen anla onu işte; yiyecek ekmek bulamayan değildi kastım sadece. Bilecek, yaşayacak bir din bulamayanlardan bahsetmek istedim. Bu dinin Müslümanlarından! Belki görmüşsündür; senin ağzından dökülen birkaç kelime duyduğunda hemen yanına yaklaşan, soran, sorgulayan, öğrenmek isteyen birilerini. İşte o birkaç kelime ona uzattığın ekmek kırıntıları gibiydi. O da anladı ki daha ziyafet var arkasından. Ona ziyafet vermeyecek misin? Hem de her gün ve onun gibi binlercesine. Hadi! Bu kadar cimri olma. Bildiklerini öğrenmek isteyen yüzlerce insan var yanında. Onlar ne istediklerini bilmeseler de ben biliyorum. İstiyorlar. Çünkü muhtaçlar. Yani açlar…
İnleyen bir hasta demiştim değil mi? Evet, inleyen bir hasta… Onu görmek istersen yaşadığın topluma bakabilirsin. Tanzimat ameliyatından beri inliyor. Hep sahici olmayan tedavilerle iyileştirilmeye çalışıldı. Ama ilaç sende ey tabip! Ona yeniden vahyin nurunu aşıla. Ona yeniden üfür, İsa (as) soluğunla.
Yeniden vur taşa, toprağa ki asanla denizler yarılsın.
Bir zamanlar;
Davud (as) olup zırhlar yapardın hani. Şimdi de yap o zırhları, kuşansın insanlar isyana, tuğyana karşı…
Hadi, yeniden Habil olmak vakti…
Meryem olmak, Yusuf (as) olmak vakti…
Hadi, yeniden hisset Habbab’ın (ra) sızılarını, dağlanan bedenini…
Hadi, Ali (ra) ol da yeniden dağıt insanlığa şu üzerindeki emanetleri…
İmam-ı Azam ol, başkaldır zalime yeniden…
Kuşan izzeti, vakit çok geç olmadan, durma davran!
Vesselam…