KUR’AN İKLİMİ – Saff Suresi 10-13. Ayetler/Abdulkadir Yılmaz

KUR’AN İKLİMİ – Saff Suresi 10-13. Ayetler/Abdulkadir Yılmaz

“Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak (dünyada zilletten izzete kavuşturacak, ahirette ise cehennemden koruyup cennete ulaştıracak, çok kârlı ve kalıcı) bir ticareti haber vereyim mi? Allah’a ve peygamberine inanır ve Allah yolunda mallarınız ve canınızla cihad edersiniz. Bu sizin için en iyi olan harekettir, keşke bilseydiniz. Böyle yaparsanız Allah sizin günahlarınızı bağışlar, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere; sonsuz nimet ve ebedî mutluluk diyarı olan Adn cennetlerindeki çok güzel köşklere yerleştirir. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur! Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele!”

Kur’an-ı Kerim, bu ve bunun gibi onlarca Ayet-i Kerime’sinde müminlere cihadı emreder. Bu ayetlerden bazılarını da yazımızın içerisine alarak “Cihad Nedir?”in üzerinde yoğunlaşalım.

Cihad, “Allah’ın Dini’ni, hükümlerini; gönüllerde, kalplerde, beldelerde ve nihayet tüm dünyada hâkim kılmak maksadıyla mücadele etmektir.”

Hayat, iman ve cihattan ibarettir. Rabbimiz bütün kâinatın yegâne sahibi ve hükümranıdır. Nasıl ki kainattaki bütün fiziki, biyolojik yasalar Allah’ın istediği şekilde, onun hükmüne göre işliyorsa kainatın bir parçası olan insanların ve toplumların hayatının da Allah’ın hükümlerine göre dizayn edilmesi gerekir. Rabbimiz, dini bunun için gönderir, bütün peygamberlerin ve gönderilen vahiylerin gayesi Allah’ın hükümlerini yeryüzünde hâkim kılmaktır.

Din, insanları dünya ve ahiret saadetine kavuşturmak için Allah tarafından gönderilen ilahi kanundur. İnsanlığın huzuru ve kurtuluşu bu kanunlara göre yaşamakla mümkündür. Nasıl ki Allah’ın fiziki kanunlarının mükemmel işlemesi ile kainattaki bütün gezegenler, yıldızlar galaksiler bir uyum ve huzur içerisinde hareket ediyorsa, Allah’ın yasalarına uyduğu zaman toplumlar da bu şekilde huzur, uyum ve mutluluk içerisinde yaşarlar. İşte cihad, insanlığın bu huzura kavuşması için çalışmaktır, gayret etmektir.

Cihad, sadece savaştan ibaret değildir, savaş cihadın küçük bir parçasıdır. Cihattaki gaye, insanlığı huzura kavuşturmaktır. İnsanlığın huzuru, Allah’ın hükümlerinin hâkim olmasıyla mümkündür. Bunu sağlayabilmek için de insanlara İslam’ın ulaştırılması gerekir. İşte Cihad, insanları Allah’ın diniyle buluşturma gayretidir. Bunun da binbir çeşit yolu vardır. Bu, bazen sözle, bazen yazıyla, bazen hal ile bazen güzel bir tartışma ile bazen güzel bir hitapla, bazen de savaşla mümkün olur. Savaş, cihattaki en son başvurulan argümandır. İnsanlığa Allah’ın dinini ulaştırmak için çalışan müminler, İslam’ın ulaşmasına engel olan unsurlar ile mücadele ederler bazen bu mücadelede öne çıkan engeli kaldırmak için savaş kaçınılmaz olur, işte bu gaye için yapılan savaşlar da bir cihattır.

Bir müminin yegâne gayesi, Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmaktır. Bunun için yaptığı her türlü çalışma da gayret de cihattır. Bazen haramdan gözünü çevirmek, bazen namaza koşmak, bazen zorda kalmış bir kişinin yardımına koşmak… Cihadımız olur.

Bugün, mücadeleler, savaşlar daha çok ilim ve teknoloji yoluyla gerçekleşmektedir. Müslümanın, özellikle de Müslüman gençlerin en büyük cihadı, müminlerin izzet ve şerefini korumak için, zekâlarını kabiliyetlerini ortaya koyarak, Müslümanların güzel bir teknolojiye, caydırıcı silahlara, caydırıcı güce sahip olması için ilmi çalışmalarını hiç aksatmadan, gece gündüz devam ettirmektir. Müslümanların içinde bulunduğu hali pür melal ortadayken Müslüman Genç, ne dünyasına ne de ahiretine hiçbir faydası olmayan, kâfirlerin yaptığı oyunlarla bir ömür geçiremez. Müslüman Genç, ümmetin izzeti şerefi için zihnini yormalı, çalışmalı, gayret etmeli, yaptığı işi en güzeli ile yapmalıdır. Bütün bu saydıklarımız cihadın en güzel örnekleridir.

Allah, müminlerden cennet karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır.

Cihad, öyle bir şeydir ki, bu mücadele içerisindeyken canını feda eden kişi, Allah katında şehit olarak isimlendirilir. Şehidin Allah katındaki derecesi öyle büyüktür ki Allah, ona ölü bile dedirtmez. Şehitlik, peygamberlikten sonraki en büyük makamlardandır. Şehitliğe götüren yol cihattır. Çünkü Cihad terk edilirse ne namus kalır ne vatan kalır ne de din kalır.

Toplumun huzur içerisinde yaşaması için de cihada devam edilmesi gerekir. Kötülüklere engel olmak, iyilikleri emretmek de bir Cihad çeşididir. Zira Peygamberimiz Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.” (Tirmizî, Fiten 9)

Cihattan vazgeçildiği zaman, dünyamız da ahiretimiz de hüsran olmaya mahkumdur. Nitekim şu anda İslam aleminin hali bunun en güzel örneğidir. Bugün Müslümanlar, cihadı terk etmenin ağır bir faturasını ödemektedir. İçinde bulunduğumuz bu zilletten kurtulmanın tek ve yegâne yolu da cihada dönmektir.

“Allah yolunda, gerektiği gibi cihad edin…’’ (Hac, 78)

Konu başlığımız olan ayeti dikkatlice bir daha okuyalım:

“Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak (dünyada zilletten izzete kavuşturacak, ahirette ise cehennemden koruyup cennete ulaştıracak, çok kârlı ve kalıcı) bir ticareti haber vereyim mi? Allah’a ve peygamberine inanır ve Allah yolunda mallarınız ve canınızla cihad edersiniz. Bu sizin için en iyi olan harekettir, keşke bilseydiniz. Böyle yaparsanız Allah sizin günahlarınızı bağışlar, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere; sonsuz nimet ve ebedî mutluluk diyarı olan Adn cennetlerindeki çok güzel köşklere yerleştirir. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur! Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele!” (Saff 10,13)

Görüldüğü gibi, Rabbimiz cihadın karşılığında Adn Cennetleri’nde ebedi bir hayat ve mutluluk, dünyada da bir zafer, bir fetih, izzet ve şeref müjdeliyor. Bundan daha güzel müjde olur mu?

Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (Tevbe, 111)

Vadettiğini yerine getirme hususunda Allah’tan daha sadık kim olabilir?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.