KUR’AN İKLİMİ – İsra Suresi 23-24. Ayetler/Abdulkadir Yılmaz

KUR’AN İKLİMİ – İsra Suresi 23-24. Ayetler/Abdulkadir Yılmaz

Bismillahirrahmanirrahim

23﴿ Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.

24﴿ Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.

Rabbimiz bu ayeti kerimede kendisine kulluğu emrettikten hemen sonra anne babaya iyilik yapmayı emrediyor ve bu iyiliğin derecesini; nasıllık ve inceliğini de açıklıyor. Anne babalarımızdan yanımızda yaşlananlar olursa, onlara kaba davranmak, kaba söz söylemek bir tarafa, onlara öf bile demeyi yasaklıyor.

Bunu, Yüce Rabbimiz Kitab-ı Keriminde ayrıntısıyla belirttiğine göre bu öyle kolay bir iş olmasa gerek. Çünkü anne baba yaşlandığında hiçbir maddi faydası olmayan, belki eli titreyen, seli akan veya çenesi hiç durmayan, çok konuşan, her işe karışan birisi olacak. İşte bu şartlarda onlara öf bile dememek, ancak er kişinin işi olsa gerek.

Çevremize baktığımızda bunu başaranların çok az olduğunu görüyoruz. Ama unutmayalım ki Rabbimiz bizden er kişi olmamızı istiyor. Bunun yanı sıra onlara rahmet kanatlarımızı germemizi, küçükken onların bize yaptığı sonsuz iyilikleri unutmayarak onlara elimizden gelen her türlü iyiliği yaptıktan sonra, bir de onlara dua etmemizi istiyor.

Zira onlar küçükken bizim için her türlü zahmet ve zorluğa katlanırken, bizden sevgilerini hiç eksik etmediler, bizim yerimize onlar üzüldüler, her zaman bizi kendilerine tercih ettiler. Kendi ihtiyaçlarından önce yavrularının ihtiyacını giderdiler. Bizim acılarımızı bizden önce hissettiler, gece gündüz bize dua ederek dünya ve ahiret saadetimizi gözettiler. Adeta bu toprağa atılan bir çekirdek misali, bütün özünü fidesi olan yavrularına verip kendileri bir kabuk kaldılar.

İşte bu iyiliği, güzelliği ve fedakârlığı unutmayacak olan tek yüce mertebe, Rabbimizdir. O, bize bunları hatırlatarak anne babamıza iyi davranmamızı emretmiş, onun karşılığında da bize cenneti vaat etmiştir. Rabbim cümlemizi, anne babalarımızın rızasını kazanan ve bu vesile ile cenneti hak eden kullarından eylesin. Gazzeli anne babalara sabırlar versin, annesiz babasız kalan yavruları rahmetiyle, lütfuyla, ihsanıyla korusun ve gözetsin.

Bu iki ayet bile bize anne baba hakkının ne kadar büyük olduğunu ifade etmeye yeterken, Rabbimiz başka birçok ayet-i kerimede de anne baba hakkından bahseder, onlardan bazılarını tefsirlerine bakmanız ümidiyle buraya alıyoruz:

“Biz insanlara ana ve babalarına iyilik etmelerini vasiyet ettik” (Ankebut, 8)

“Allah’a ibadet edin ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, yabancı komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik edin.” (Nisa, 36)

“Biz insana anne babasıyla ilgili öğütler verdik. Annesi, güçten kuvvetten düşerek onu karnında taşımıştır; çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bunun için (ey insan), hem bana hem anne babana minnet duymalısın; sonunda dönüş yalnız banadır.”

“Eğer anne baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa bu durumda onlara uyma ama yine de onlara dünyada iyi davran; yüzünü ve özünü bana çevirenlerin yolunu izle. Sonunda dönüşünüz yalnız banadır. O zaman yapıp ettiklerinizin sonucunu size bildireceğim.’’ (Lokman, 14-15)

“Resulüm! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: ‘Sevap kazanmak için harcayacağınız şeyleri öncelikle ananıza, babanıza, akrabanıza, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verin.’ İyilik olarak her ne yaparsanız, Allah onu mutlaka bilir.” (Bakara, 215)

“Hani biz, İsrâiloğulları’ndan: ‘Sadece Allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!’ diye söz almış ve: ‘İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin!’ diye emretmiştik. Sonra sizden pek azı müstesna, sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.” (Bakara, 83)

“Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun. Akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara, elinizin altında bulunan köle, cariye, hizmetçi ve işçilere iyilik yapın. Çünkü Allah, kendini beğenen ve çokça övünüp duran kimseleri kesinlikle sevmez.” (Nisa, 36)

“Anne ve babasına da içten ve pek iyi davranan hayırlı bir evlattı. Asla zorba ve isyankâr biri değildi.” (Meryem, 14)

“Beni, anneme karşı çok iyi davranan bir evlat kıldı. Beni bir zorba, hayırsız bir bedbaht yapmadı.” (Meryem, 32)

“Biz insana ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Fakat eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, onlara sakın itaat etme! Dönüşünüz ancak banadır. Ben de yapmakta olduğunuz şeyleri size bir bir haber vereceğim.” (Ankebut, 8)

“Biz insana annebabasına en güzel şekilde davranmasını önemle emrettik. Çünkü annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun ana karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan güçlü, kuvvetli çağına erişip kırk yaşına varınca şöyle der: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeyi ve seni hoşnut kılacak salih ameller işlemeyi bana nasip et. Soyumdan gelenleri de salih insanlar yap. Tevbe edip senin kapına döndüm ve ben tam bir teslimiyetle sana boyun eğenlerdenim.” (Ahkaf, 15)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.