Körlükten Kurtaran İlaç, Feraset

Hayatımız devam ettikçe çeşitli olaylarla karşılaşacağız. Veya gündemleştirilen ama sonucu kestirilemeyen durumlar göreceğiz. Yahut farklı boyutlarda çok çeşitli musibetlere dûçar olacağız. Dünya serüvenimiz devam ettikçe karşılaşacağımız bu tür olayları/durumları nasıl anlayacağız veya yorumlayacağız? Bunların bize ne gibi sonuçlar doğuracağını nasıl tespit edebiliriz?
Müslümanlar, Müminler olarak hayatın tüm aşamalarında Allah ve Rasulü’nün hâkimiyetini esas alırız. Her olayı, gelişmeyi, musibeti Allah ve Rasulü’nün emrettiği veya yasakladığı zaviyeden anlamaya çalışır ve yorumlarız. Ki bu hâlin tüm insanlık için en doğru, en iyi ve en hayırlı olduğuna inanırız.
İslam dışındakiler ise olayları dünyalık çıkar, kurdukları aşağılık planlar ve ele geçirmek istedikleri neyse ona göre yorumlar ve anlamaya çalışır. Bozuk durumlarını meşrulaştırmak için izm’ler üretip yaptıklarına/yapacaklarına kalkan oluştururlar. Böylece karanlıkların içerisinde peşine düştükleri menfaatin, gücün, mal ve makam sevdasının körlüğünde yol almaya çalışırlar. Heyhat! Yol bulmak ne mümkün.
İman rehberliğinde, Kur’an ve Sünnetin çizdiği çerçevede yaşamak kör karanlıklara hapsolmamaktır. Gelişmeleri değerlendirirken veya yorumlarken de aynı yerden hareket etmemiz bizi feraset sahibi kılacaktır. Efendimiz aleyhisselamın ifadesiyle feraset, Allah’ın nuru ile olaylara bakmaktır.
Mümin’in hayata bakış açısı olarak niteleyeceğimiz feraset; hissetme, sezgi ve keskin zekâ ile olayların sonucunu kavrama olarak ifade edilmiştir. Bu durumda feraset sahibi olabilmek için insanda iman, ilim, akıl ve insanın hayrını dileme sağlam bir organizasyon kurmalıdır. Organizasyon sistemli ve disiplinli işlediğinde insan için hayatın anlamı netleşecektir. Organizasyonda bütünlük sağlanamadığında ise olayların sonucunu kestirmek yanlışlar doğuracaktır.
Feraset, olayların sonucunu önden kestirebilme olarak ifade edilse de bireysel olarak kendi sonumuzun da iyi olabilmesi için adımlar atmayı feraset kabul ederiz. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın bu dünya hayatının her birimiz için bir sonu olacak. Ve neticede insan, yaptıklarının sorumlusu olarak hesabını kolaylaştırma adına davranışlar sergilemelidir. Değilse bitmek bilmeyecek, iğrenç bir hayatın içerisinde kendini bulabilir.
Feraseti toplumların geleceği ile ilgili de düşünmemiz gerekir. Toplumları yönlendirmeye çalışanların hangi yöne sürüklediklerini görmemiz gerekiyor. Dizilerin, filmlerin, sosyal medya ortamlarının, reklamların masum olmadığını çok iyi idrak etmeliyiz. Her yıl daha da bozulan giyim ve yeme içme anlayışları toplumları veya dünyayı nereye sürüklüyor iyi tahli edelim. Zihinlere sokuşturulan izm’lerin ve ırkçılığın insanlığı hangi çukurlara gömdüğünü net olarak anlamaya çalışalım. Para ve biriktirme çılgınlığının insanı nasıl insanlıktan ettiğini bi daha tefekkür edelim. Ve tüm bu olumsuzlukları iman, ilim, akıl ve insanlığın hayrını dileme mekanizmamızla yani ferasetimizle rahatlıkla tespit edebileceğimizi unutmayalım.
Ferasetle ilgili şu yanlış anlayışı da düzeltmemiz gerekiyor. Feraset, nokta atışı yaparak her şeyi önceden bilmek değildir. Haşa bizler ilah değiliz. Her şeyin gerçek yüzünü bilemeyiz. Ferasetimizle yalnızca olayların veya gelişmelerin bizi nereye sevk ettiğini belirlemeye çalışırız. Rabbimizin takdiri neyse her şey ona yönelir ve ona ulaşır. Bizler dünyanın gelgeç sevdalarına kapılmadan ve şöhret peşine düşmeden tüm insanlığın hayrını düşünerek hayata bakış açısı geliştiririz. Böylece hem dünyanın hem de ahiretin gerçek anlamını bulmaya çalışırız. Kesinlikle her şeyi sadece biz biliriz iddiasında değiliz.
Feraset, Mümin’in bakış açısı olduğuna göre bunu elde etmenin yollarını arayalım. Bu konuda kendimizi düşündüğümüz kadar etrafımızdaki aile efradımızı, arkadaşlarımızı ve akrabalarımızı da düşünelim. İmanı, ilmi, aklı kullanmayı ve insanların iyiliğini düşünmeyi şiar edinelim. İmtihan uzun ve meşakkatli ama sonu bizlere güzellikler sunacak diye temennimiz var.
(Bu yazı 6 Şubat depremi esnasında yazıldı. Depremde vefat eden kardeşlerimize Rabbimden rahmet talep ediyorum. Hepimiz için hayırların açıldığı bir süreç olmasını rabbimden diliyorum.)