Kitaplı Kitapsızlar

Kitaplı Kitapsızlar

Mü’minin tek kitabı vardır. O da Rabbimiz zül celal vel
kemal hazretlerinin Resulüne vahyettiği Kur’an-ı azimüşşandır. Mü’min her
şeyini ona göre şekillendirir. Her şeyiyle onun ahkâmına tabidir. Rabbimiz kullarının
tabi olacakları hükümleri onda açıkça beyan buyurmuştur. “And olsun size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız
ondadır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?”
(Enbiya, 10)

Mü’minin şeref ve şan arayacağı yegâne kaynak Kur’an’dır.
Başka yerlerde şeref ve şan arayanlar, başka yerlerde ilim ve hikmet arayanlar,
başka yerlerde kendilerini mutlu edecek hükümler arayanlar beyhude bir arayış
içindedirler. Rabbimiz hükmünü de kullarına beyan buyurmuştur. Hüküm, hükümran
olan Allah’ın hakkıdır. Allah’ın mülkünde hüküm koymaya ve hükümran olmaya kalkışanlar
hükümranlık iddiasındaki tağutlardır. Hüküm de hükümranlık da âlemlerin Rabbi
olan Allah’a aittir. “Hüküm ancak Allah’a
aittir.”
(Yusuf, 40)

“De ki: Eğer
biliyorsanız söyleyin: Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan,
kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?”
(Mü’minun, 88)

Mü’min hükümran olarak Rabbini tanır ve bilir. O’nun hükmü
üzerine hüküm tanımaz. Sadece onun hükümlerine ram olur. Sağlıklı bir iman ve İslam’ın
tek kaynağı odur. Mü’min sadece ilahi ve nebevi hükümlere saygı gösterir, tabi
olur. Onun dışındaki hükümlere ancak ona ters düşmezse değer verir. Bu kimin
hükmü olursa olsun fark etmez. “Kim
Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır.
Haramlığı size okunanların dışında bütün hayvanlar size helal kılındı.”

(Hac, 30)

Rabbimiz hükümlerine uyulmasını başta peygamberler olmak
üzere kullarına sıkı sıkıya tembih etmiştir. Resulüne bile hükümlerine uyması
konusunda, “başkalarının heva ve heveslerine tabi olma” diye ikaz buyurmuşsa,
bizlerin hali nicedir. Mü’min hayatını yaşarken sürekli “Ben bütün ilişkilerimde Rabbimin hükümlerini göz önünde bulunduruyor muyum?
O’nun hükümlerinin ne kadarına uyup ne kadarına uymuyorum? Uymadıklarıma niçin
uymuyorum? Ne zaman uymaya başlayacağım?”
muhasebesini yapmalıdır. “Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir
hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra sen onların heva ve
heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır ne de bir
koruyucu.”
(Rad, 37)

Kitabın samimi tâbîlerinin hiçbir hususta anlaşmazlığa
düşmeleri söz konusu olamaz. Âlimleri farklı içtihatlar yapar fakat birbirine
düşman olmazlar. Ümmileri samimi âlimlere tabi olurlar. Âlimi ile tabi olanları
ile mü’minlerin yapacağı tek şey Allah’ın ahkâmına tabi olmak ve onu gönül
hoşluğu içerisinde hayatına nakşetmektir. Bugün dindar görünümlü bazı kişileri
O’nun bazı ahkâmı konusunda sorguladığınızda, ona ters düştüklerine şahit
oluyorsunuz. Bu nasıl bir dindarlık? Kendi kendimizi aldatmayalım. Mü’minler
olarak O’nun ahkâmına iman, O’nun ahkâmıyla amel konusunda en ufak bir tereddüt
kişinin imanını alır götürür. Kur’an’ı iman ve amellerimiz için başucu kitabı
yapmadan kurtuluşumuz mümkün değildir. “İnsanların
anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları
hak olarak indirdi.”
(Bakara, 213)

Peki, tek sağlam kitaba sahip olan mü’minler, kitabın
ihtilaf etmeyin hükmüne rağmen gereksiz ve cahilane ihtilaflarla birbirini
kırarlarsa ümmetin hali nice olur. Gereksiz ve cahilane ihtilaflardan
kurtulmuşluk Rabbimizin rahmetinin tecellilerindendir. “Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam
edeceklerdir.”
(Hud, 119) Mü’minin her meselesinde müracaat edeceği yegâne
kaynak Allah ve Resulüdür. Rabbimizin rahmetinden mahrum olanlar ise gereksiz
ihtilaflarla boğuşmaya mahkûm olurlar. “Biz
sana kitabı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında, Allah’ın sana öğrettikleri
ile hüküm veresin.”
(Nisa, 105)

Onun ahkâmından bazılarına uyup bazılarını reddedenler,
ancak mü’min görünümlü münafıklardır. “Aralarında
hüküm vermesi için Allah’a ve peygambere çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın
ki içlerinden bir grup yüz çevirmektedir.”
(Nur, 48) Rabbimizin ahkâmı söz
konusu olduğunda, mü’minin tavrının nasıl olması gerektiğini de Rabbimiz bize
bildirmektedir. “Aralarında hüküm vermek
için Allah’a ve Resulüne davet edildiklerinde mü’minlerin söyleyecekleri söz
ancak ‘işittik ve itaat ettik’ demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta
kendileridir.”
(Nur, 51)

Kitaba inandıklarını söyledikleri halde onun ahkâmına tabi
olmayanlar, kitabı okudukları halde onunla amel etmeyenler, öpüp başına
koydukları halde ondan işine geleni alıp işine gelmeyeni reddedenler, hakkı batıla
karıştıranlar, kitapta olmayanı kitaptanmış gibi dillerini eğip bükerek
anlatanlar, kitabı kitaplıklarının başköşesine koydukları halde hayatlarından söküp
atanlar aslında hiçbir şey üzere olmayan kitaplı kitapsızlardır. “Kendilerine kitaptan bir pay verileni
görmüyor musun ki, aralarında hüküm vermesi için Allah’ın kitabına
çağırılıyorlar da sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor.”
(Âl-i
İmran, 23)

Allah’ın kitabına muhalefet eden, O’nun ahkâmından yüz
çevirenlerin, mü’min olduklarını söylemeleri boş bir iddiadır. “… Şöyle derler: Eğer size şu hüküm
verilirse, onu tutun. O verilmezse sakının. …”
(Maide, 41)

Kitaptan işine geleni alıp işine gelmeyeni almama anlayışı
tüm kitap ehlinde olmuş maalesef. Allah’ın ahkâmını hafife alarak ondan yüz
çevirmek, onun ahkâmı ile hükmetmemek küfürdür, zulümdür, fasıklıktır. “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin
ta kendileridir.”
(Maide, 44)

Mü’min, Allah’ın ahkâmının bir kısmından bile feragat
edemez. “Aralarında Allah’ın indirdiği
ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmında
seni şaşırtmalarından sakın
.
(Maide, 49)

Mü’min, Rabbinin rızasına ulaşma dışında hiçbir kaygı ve
endişesi olmayan kişidir. Kitaplı kitapsız olmaktan kurtulmanın tek yolu şöyle
buyrulmuştur: “Allah ve Resulü bir iş
hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın
için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve
Resulüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”
(Ahzab,
36)

Allah ve Resulünün hükümlerini biliyor muyuz? Uyguluyor muyuz?
Tebliğ ediyor muyuz?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.