Kıstaslar Hayatın Yörüngesi

İnsanlığın tamamı olarak, bilerek veya bilmeyerek “Geleneksel Medya ve Yeni Medya” hakkında çok kritik sorunlar yaşamaktayız. Şu an bu sorunlar; hayatımızın konforunu büyük ölçüde azaltmakta. Ayrıca daha da ilerlediği takdirde bizi arkası alınmaz bir kaosa sürükleyebilecek niteliktedir. Yazımda bu sorunun en temel noktalarına dikkat çekmeye çalışacağım.
Medya; üzerinde irademizin olduğu her konu hakkında, az veya çok etki sahibi artık. Çünkü mecburen hayatı algılama ölçülerimizi medya içeriklerinden ve zevklerimizi de sanat ürünlerinden temin eder olduk. Ama bu sorun değil. Asıl sorun, bunu yaparken bilinçsiz davranıp zihnimizin bütün süzgeçlerini kapatmamızdır. Örneğin arabalar, işlevleri gereği hızlı seyahat etmeye yarayan araçlardır ve bu yüzden kaza riski mevcuttur. Ama yaşanacak bir kazadan araba değil şoför sorumludur. Medyada da durum çok farklı değil, medya tek başına bir nimettir ve onu kullanırken nasıl davrandığımız önemlidir. Araç trafiğinde herkesin ortak hedefi birbirine çarpmadan bir yere ulaşmaktır. Medyada ise insanların ortak hedefi birbiri ile sürtüşmeden doğru bilgi ve fikri edinme, paylaşma, geliştirme olmalıdır.
Din, dil, ırk, ideoloji veya sıfat fark etmeksizin herkesin kıstasları, baz aldığı referans noktaları vardır. Hepimiz bu kıstaslar üzerine eylemde bulunuruz. Kıstaslarımızı doğru şekilde (İslami ölçülere göre) belirleyip kendimizi sürekli teyit etmeliyiz. Her bir şahıs ve olay, sadece doğru kıstaslara göre değerlendirilmek zorundadır aksi halde herkese, şahıs ve olayları kayırarak hareket etme kapısı açılmış olur. Her şeyin zıttı ile kaim olduğu şu hayatta ihtiyaç duyduğumuz yegâne şey şudur; toplumsal gelişim için olgulara, hep birlikte uyum içinde yaşayabilmek için ise empatiye odaklanmak.
Yanlış; siz yapacak olsanız bile yanlıştır ve Doğru; karşı taraf yapacak olsa bile doğrudur.
Bunun farkında olarak ve sürekli bunu dikkate alarak yaşadığımızda birçok sorunun önüne geçebiliriz. Toplumda pek çok kesim mevcut, belli bir yaş grubu, etnik bir grup, A siyasi partisini savunanlar, B siyasi partisini savunanlar, bir sanatçının hayran kitlesi, A ırkı, B ırkı, vb. Rahatlıkla söyleyebilirim ki; insanlar bulundukları küme ile çelişmeye veya o kümeyi olduğundan farklı temsil etmeye yatkındırlar. Herkes bulunduğu kümenin niteliğini tam taşıyamayabilir. Her kümede bu tarz insanlar mevcut ne yazık ki… İşte tam olarak bu yüzden kümelerin üyelerini tanımak ve ölçmek için sadece şahıslar baz alınmamalıdır. A partisi ile B partisinin teoride aynı şeyi hedeflediğini ama pratikte birbirinden çok zıt şeyler yaptığını ve hatta birbirlerine nefret duyduklarını görüyoruz.
Aklın yolu, kesilmediği sürece birdir. Olayları bu açıdan değerlendirince, kendimizi çözüme bir adım daha yaklaşmış sayabiliriz. Öte yandan yaklaşımımız da kritik öneme sahip. Karşı tarafı anlayamazsak kendimizi ona anlatamayız. Karşıt bir görüşü dinlemeden onun yanlış ve kendi görüşümüzün doğru olup olmadığını anlayamayız. Her şeyden önce paylaştığımız bir bilginin doğruluğundan emin olmalıyız. Ek olarak, savunduğumuz fikirleri de makul bir şekilde gerekçelendirip bir olgu üzerine oturtmamız gerekiyor. Gerçekler ve doğrular günün sonunda hep açığa çıkmış ve çıkacaktır.
Yanlışlara odaklanmak, kötü üslup-yaklaşım veya farklı bir şekilde insanları doğrulardan soğutmak, saptırmak gibi faaliyetler sadece bu süreci geciktirir. Sürecin uzaması kritik sorunlarımızdan biri ne yazık ki… Çünkü bu açığa çıkma süreci tamamlanana kadar iş işten geçmiş olabiliyor ve yanlışların izi insanların algısında hala barınabiliyor.
Özetlemek gerekirse; Önce kendi fikrimizin makullüğünü sağlayacağız, arkasında tereddüt etmeden durabileceğimiz kıvama getireceğiz, sonra Adab-ı muaşereti asla bırakmayacağız, ardından yalın, önyargısız ve genelleme yapmayan bir bakış ile bakacağız insanlara ve olaylara. Son olarak ortada bir çatışma, sorun varsa bunu vakit kaybetmeden çözmemiz ve mümkün olduğunca da çatışmaların yaşanmamasını sağlamamız gerekiyor. Medya patronları, güç ve yetki sahibi yöneticiler, karşıt görüşte olan bir topluluk gibi şeyleri günah keçisi (ilk aşamada onlar hakkında yapabileceğimiz en iyi şey, yanlışları varsa tespit edip aldanmayacak şekilde hareket etmek) ilan etmeden önce üzerimize düşen görevler var. Toplumu bireyler oluşturur ve toplumum değişimi bireylerden yani kendimizden başlar.