Karakter Sahibi, Dindar Bir Nesil

Karakter Sahibi, Dindar Bir Nesil

8 Ekim 2005’te Pakistan’da meydana gelen büyük bir deprem yetmiş binden fazla insanın ölümüyle kayıtlara geçti. Geride kalanlar açlık, sefalet ve yoksulluk içinde kaldılar. Türkiye’de karakter kelimesinin cisimleşmiş hali olarak bir çocuk, Müslüman şahsiyetinin ne demek olduğunu, büyüklerinin kafasını elleri arasına alıp düşünmesini sağlayacak bir biçimde sergiledi. 24 Kasım 2005’te malının yarısını Pakistanlı kardeşlerine infak edip bir ‘îsar’ örneği sergiledi.

“Ben fakir bir evin oğluyum. Babam yok, annem hasta. İki (milyon) lira ekmek paramız vardı, bunun size bir milyonunu gönderiyorum. Çünkü ben bugün çöpten ekmek buldum. Akşam iftarı onunla yapacağız. Bu bir milyon ile depremde zarar gören çocuklara ekmek alın. Bu para helaldir. Pul parası da vereceğim için paramın hepsini gönderemedim. Özür dilerim.”

Bu çocuk acaba hangi üniversiteden böyle muazzam bir eğitim aldı?

Yıl 1916, Çanakkale Savaşının en zor zamanlarıdır. İstanbul’da bir lisede Fransızca dersinde kapı çalınır. Sivil kıyafetli fakat yürüyüş ve hareketlerinden subay olduğu anlaşılan biri içeri girer: “Vatan sizden fedakârlık ister’’ cümlesiyle hocadan izin ister. Fransızca hocası: “Vatana canımız feda’’ sözüyle karşılık verir. Sonradan kendisinin binbaşı olduğu anlaşılan subay, sınıfın en uzun boylu olanlarından birkaç kişiyi seçer. Ön sıralarda bir hareketlenme olur. Dikkat edildiğinde anlaşılır ki ön sıradaki öğrenciler parmak uçlarına basarak boylarını daha uzun gösteriyor ve zor zamanlarda vatan için neler yapabileceklerini, savaşa katılma arzularıyla, canları pahasına göstermeye çalışıyorlar. Dersin hocası da binbaşı da gözyaşlarına hâkim olamadılar. O yıllarda bazı liseler mezun veremedi. Çünkü bütün öğrencileri Çanakkale’de şehit olmuştu.

Kınalı Hasan ve annesinin duygu dolu mektubunu hepimiz duymuşuzdur. Burada anlatmayacağız ama soru şu: Oğlunu vatana kurban olsun diye saçına kına yakıp gönderen anne, hangi üniversiteden böyle muazzam bir eğitim aldı da Çanakkale’ye kurban niyetiyle gönderdi.

Yıl 1999, Ağustos ayının ikinci yarısı. Marmara depreminde göçen evler ve on binlerin ölümüyle akşam haberlerini dinliyoruz. Yıl 2001, hortumlar ve hortumcular akşam haberlerinin konusu oluyor. Bankalar ve ülke bütçesinin bilmem kaç katını hortumlayanlar. Hem de aylarca…

Karakter nerede? Sormadan edemiyoruz.

Roosevelt der ki: “Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bela kazandırmaktır.” 

Bir insan atom bombasını buluyor, yüz binlerce insan bir anda buharlaşıyor. Ahlak nerede?

“Dindar bir nesil’’ yetişmesinin önemi ortada.

Teknolojiyi en iyi şekilde kullanan ahlaklı bir nesil olmayacaksa insan ne olacak, teknoloji ne olacak?

Evet, dindar nesil mi? Dini dar nesil mi?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.