KAPAK – Yeni Nesil Sorunlar

İnsanlığa gönderilen son kitabın ilk mesajı “OKU…”
Başta insan kendini, iç dünyasını, ailesini, çevresini, evreni okumalı. Yaradılış gayesini, dününü gününü ve yarınını anlamlandırmalı.
“Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile…”
Çözülme ve bozulma birey merkezli başlayıp aile, toplum ve nihayetinde insanlık olarak gerçekleşiyor. Biz Müslümanlar başımıza gelen her türlü olumsuz olayın (bireysel veya toplumsal) sebebinin Allah’ın yasalarını gerektiği gibi idrak edemememiz ve tembelliğimiz sonucu olduğunu bilmeliyiz.
Toplumun iliği olan Ailelerimiz en önemli ve sağlam kalelerimiz, oksijen çadırlarımız olmalı.
“Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.” (Rum suresi 21. ayet)
Bizim ve neslimizin Rabbimizin istediği şekilde fıtrata uygun yaşamasının tek yolu neslimizi muhafaza edebilmemize bağlı, zira bu nesil Kur’an ikliminde yetişen Muhammedi güller gibi olmalıdır. Nasıl ki her bitkinin büyüyüp gelişebilmesi için uygun şartlara (iklim) ihtiyacı varsa bizlerin de iklimi; zihni, ortamı, çevresi, etrafı, eşi, dostu, akrabası, şehri, ülkesi ve nihayetinde dünyadır.
Müslüman, Allah’ın boyası ile boyanmalıdır (Bakara, 138). Olaylara bakışı, tepkisi, giyimi kuşamı konuşması, sevmesi, sevinmesi, işi, gücü… hepsi bu boyanın birer tonu, kokusu olarak yayılmalıdır.
Dikkat edersek gündemlerin hızına yetişemediğimiz bir dönemde yaşıyoruz.
Cahit Zarifoğlu’nun da dediği gibi “Böyle bir çağın insanı olmak imtihan olarak hepimize yeter.”
- GDO’lu ürünler
- Yapay Zeka
- Pandemi
- İçeriği tartışılan aşılar
- LGBT
- Irkçılık
- Göç
- Metaverse
- İstanbul sözleşmesi
- İklim değişikliği
- Cinsiyetsizlik (unisex)
- Gıda krizi
- Karbon ayak izi
- Enerji
- Deizm
- Sıradanlaşan uyuşturucu
- Bireysel yaşamda görülen artışlar
- Bitcoin…
bütün bu ve çok daha fazlası karşısında bizler neler düşünmeli, nasıl tepkiler vermeli, en önemlisi nasıl tedbirler almalıyız? Bizden sadece DÜŞÜNMEMİZİ İSTEDİKLERİ şeyleri düşünerek ve dert edinerek bir çözüm bulmamız imkansız. Klasik tabirle büyük resme biraz dikkatli bakarsak “ekonomik kriz=geç evlenme sebebi” / “yapay zeka=biz sizin yerinize düşünürüz, düşünmeyin” / “cinsiyetsizlik=tercih sizin, yaradan yanlış yapmış(haşa) istediğiniz gibi yaşayın” / “İstanbul sözleşmesi=Aileyi komple ortadan kaldırma” sebebi olduğunu görürüz. Sonuç olarak Enfal, 73 gereği küfür birleşmiş, tek merkezden (akıldan), 1000 koldan saldırıyor. Bizler de birleşip (VAHDET) ortak ruh ile Cihanın Efendisi (s.a.v) Peygamberimizin teşbih buyurduğu gibi bir binanın taşları şeklinde birbirimize kenetlenirsek Allah’ın izniyle bu saldırılar sonuçsuz kalır.
Bu saldırılardan korunmanın ilk ve en önemli aşaması başta kendimize, sonra Ailelerimize sahip çıkmaktır. Evlerimizde huzuru, bereketi, selamı, istişareyi, sevgi ve saygıyı inşa etmezsek Allah muhafaza evlat ve eşlerimizin fikir ve düşünce yapıları küfür sistemler tarafından işlenecektir. Maalesef çağdaş insan(!) nesli tükenmekte olan hayvanları korumak için harcadığı enerjinin yarısını dahi eşref-i mahlukat olan insan neslini korumak için sarf etmemektedir. Aslında bu saldırıları yapanların çok güçlü oldukları söylenemez. Sadece koordineli bir şekilde, istikrarlı çalıştıklarını ve çağımızın savaş alanı olan zihinlerde etkili olduklarını söyleyebiliriz. Oysa ki bizler umutsuzluğa ASLA düşmemeliyiz. Rabbimiz filleri yenen kuşları, Nemrut’u indiren topal sineği, olmaz denilen, bittik denilen yerde yarılan kızıl denizi bize gösterir, akledelim diye. Nesli koruma adına hepimize bireysel ve toplumsal görevler düşüyor.
Tepkisizliğin bazen imansızlıkla eş değersizlikte olduğu akıldan çıkmamalı. Ben inancımı yaşarım, topluma karışmam kafası, helak olan Yahudi alim kafasıdır.
Cinsiyetsizliği hoş gören, nikahsız yaşamı normalleştiren, zinayı hafife alan, faizi küçümseyen, evine getirdiği ekmeğin helalliğini umursamayan, eşini toplum içinde hiçe sayan, çocuğunu yetiştirmek için zaman bulamayan, öğretmen ve alimlerin itibarsızlaştırılmasına izin veren, komşusunu düşünmeyen, gündemi sadece medyanın belirlediği KİŞİ’lerden oluşan bir toplumun sonu tabi ki hüsrandır.
Bize düşen, elimizden geleni yapmak ve son noktada asayı vurmak, gerisi Rabbimizde…
Sonuçta bizler kendimize ve neslimize sahip çıktığımızda ve bu uğurda çaba harcadığımızda kazanan tarafta olacağız biiznillah. MUTLAK GALİP, ALLAH VE RESULÜDÜR.
SON NOKTA
“Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür. Allah, ‘Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz’ diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” (Mücadele, 21)