KAPAK- Yahudilerin Islah Sorunu

İnsan muhayyilesi soyut olana ya da kuru fikre değil müşahhas olana daha meyillidir. Allah, insana hitap ederken insan fıtratına en uygun biçimi tercih etmiştir. Kur’an-ı Kerim’in neredeyse yarısı kıssalardan teşekkül eder. Kıssaların müşahhas dili sayesinde insan en yüksek dini ve ilahi mesajları kolayca kavrayabilir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan kıssalarda peygamber hikâyeleri ve onların davalarına karşı insanların verdiği menfi ya da müspet tepkileri görürüz. Kıssalar bu minval üzere ilerler ve insanlığın dikkatine sunulur.
Kur’an-ı Kerim kıssalar aracılığı ile çeşitli milletlerden ve diğer din mensuplarından bize haber verir. Bu topluluklar içerisinde bahse en çok konu olanlardan birisi de Yahudilerdir. Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerden sık bahsedilmesinin temel bazı nedenleri mevcuttur. Yahudilerin kabul ettiği ve onların muharref kutsal kitaplarında geçen pek çok isim bizim de iman ettiğimiz peygamberlerdir. Coğrafi nedenlerden ötürü hem sosyal hayatta hem de ticari hayatta pek tabi olarak Yahudi toplumu ile birtakım ilişkiler geliştirilir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde de Yahudilere bolca atıf yapılmıştır. Yahudilerle benzerlik gösteren dini inanış ve emirler de bir başka neden olarak gösterilebilir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde Yahudilerin kıssaları ve özellikleri hakkında bilgi edinmiş oluruz. Kur’an-ı Kerim bu milletten bahsederken “Yahudi ve Benî İsrail” tabirlerine yer verir. Fakat “Yahudi” tabiri nicelik olarak daha çok karşımıza çıkar. Kur’an-ı Kerim bu tabirleri dönemsel olarak farklı biçimde kullanır. Mesela Hz. Musa ve Hz. İsa dönemleri arasından bahsederken “Benî İsrail”, İslam döneminden bahsederken “Yahudi” tabirlerini kullandığını görürüz.1
Her millet kendine özgü davranışlar gösterir, bu davranış biçimi o milletin düşünme ve hareket tarzıyla şekillenir. Davranışlar tabii olarak zihniyetin tezahürüdür. Yahudileri anlamak için bu milletin zihniyetini anlamak elzemdir. Bu davranışları sadece eleştirmek ve onları aşağılamak maksadıyla dillendirmenin onlarla yapılacak olan mücadelede faydası olmayacağı açıktır. Yahudilerin zihniyet gelişiminde özellikle Mısır’da maruz kaldıkları ve yaklaşık dört asır süren baskı ve soykırımın çok önemli etkileri vardır. Yahudi kişiliği ve karakterinin gelişiminde bu dönemin çok büyük etkisi olmuştur.2
Kur’an-ı Kerim, Yahudilerin başından geçenleri anlatırken esasında tüm insanlığın ibretine mazhar olacak detayları dikkatimize sunmaya gayret etmektedir. Kur’an-ı Kerim onların vasıflarını olaylarla ilintili olarak bize açık biçimde anlatır. Onların temel bazı habis özellikleri misallerle anlatılır. Bu özellikler kabaca şöyle sıralanabilir: İnkâr, Allah’a eş koşma, Yalanlama ve yalancılık, Üstünlük taslama, Cinayet, Döneklik, Aşağılık duygusu ve korkaklık, Hainlik ve İkiyüzlülük, Bozgunculuk, Haksızlık, İsyan ve serkeşlik, İhtilâf ve tartışmacılık, Kıskançlık, Katı yüreklilik, Dünya hayatına düşkünlük, Cehalet ve beyinsizlik, Sözü değiştirme, Hakkı gizleme, Gazap ve lânet…
Sözü geçen bu karakteristik özelliklerin hepsine değinmek mümkün olmasa da bazılarına temas etmek faydalı olacaktır. Yahudilerin en belirgin özelliği “İnkâr” eden bir toplum olmalarıdır. Kelimenin sözlük manasına girmeden ıstılah manasına baktığımızda inkâr; “Peygamberi tasdik etmemek, ona inanmamak” şeklinde karşımıza çıkar. Nitekim bu özellikleri, ayette açık biçimde şöyle ifade edilmiştir. “Kalplerimiz muhafazalıdır, dediler. Öyle değil. İnkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.” (Bakara, 88) Yine başka bir ayette; “İman etmelerinden, Resul’ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. İşte onların cezası, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanlığın lânetine uğramalarıdır. Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.” (Âl-i İmran, 86-88)
Yahudilerin tel’in edilmesinin en mühim sebeplerinden birisi de gerçeği bilmelerine rağmen onu gizlemeleridir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) henüz dünyaya teşrif etmeden önce Yahudiler O’nun hangi özelliğe sahip olduğunu ve ne zaman geleceğini biliyordu. Edindikleri bu bilgilerin kaynağı elbette Tevrat idi. Yahudiler bu bilgileri kendilerine sorulan sorulara rağmen cevapsız bırakmış yahut yanlış bir biçimde tefsir etmişlerdir. Allah, bu hasletlerinden dolayı Yahudileri tel’in etmiştir: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.” (Bakara, 159)
İsyan, Yahudilerin millet olarak temel davranış eğilimi haline gelmiştir. Bu davranış biçimini sadece insan-yaratıcı ekseninde düşünmemek gerekir. Tarihsel süreç içerisinde Yahudiler, azınlık olarak yaşadıkları hemen hemen tüm devletlere karşı dolaylı ya da doğrudan biçimde isyan etmişlerdir. Mısır, Babil, Yunan, Roma ve hatta İslâm hâkimiyeti dönemlerinde hep düşmanla işbirliği yaparak yaşadıkları ülkeyi çökertmeye çalışmışlar ama her seferinde başarısızlığa uğramışlardır. İslâm’ın hoşgörüye dayalı yönetiminde bile eski alışkanlıkla çevirdikleri entrika ve düşmanlıklardan ötürü Hicaz’dan sürülmüşlerdir.3 İsyan kültürü Kur’an-ı Kerim’de birçok noktada misallerle zemmedilir. Bunlardan en bilinen olay zikredilen ayette şöyle ifade edilmiştir: “Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.” (Araf, 173)
Neden Islah Olmazlar?
Yahudilerin milli karakterleri ve toplum psikolojilerini sadece Kur’an-ı Kerim’den öğrensek aslında geçmişten günümüze kadar pek de bir değişiklik olmadığını, farklı olaylardan dolayı kolayca anlarız. Günümüzde yaşananlara baktığımız zaman bu görüşlerin ne kadar isabetli olduğunu anlamak zor değil. Kur’an-ı Kerim’in ifadeleri bu milletin karakter özelliklerini tespit ettiği gibi sürekliliğini de vurgular. Onların başına gelecek olan azaptan, cezalardan da onların hem bu dünyada hem de ahiret hayatında tüm ihsan ve lütuflardan mahrum kalacakları aşikârdır. Onların cezaları ayette bildirildiği üzere hafifletilmez. Cezaları hafifletilmeyeceği gibi onlar toplum olarak da ıslah olmazlar. Islah olmayacaklarını kendileri de bizatihi ifade etmiştir. Kur’an-ı Kerim onların bu özelliklerini çok açık biçimde şöyle ifade eder: “Sözlerinden dönmeleri, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve ‘Kalplerimiz kılıflanmıştır’ demeleri sebebiyle… Dahası inkârları sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı müstesna artık iman etmezler.” (Nisa, 155)
(1) Gürkan, Salime Leyla, Kur’an’da Yahudiler, Dinler Tarihi Serisi 4, Kuramer Yayınları İstanbul, 2009
(2) (3) Süleyman SAYAR, Yahudi Karakteri, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Sayı: 9, Cilt: 9, 2000