KAPAK- Peygamberimizin Zorluklarla Mücadelesi

KAPAK- Peygamberimizin Zorluklarla Mücadelesi

            İnsanın yaşam boyunca karşılaştığı zorluklar, musibetler, maddi ve manevi sıkıntılar mukadderdir. Çünkü bu dünya, adı üstünde imtihan dünyasıdır. Yüce Rabbimiz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmamıştır. O, insanı bu dünyada imtihan etmek için yaratmıştır. Hiç şüphesiz Rabbimizin bu hakikatiyle Peygamber Efendimiz de (sav) yüzleşmiş, başa çıkmaya çalıştığımız zorluklardan, imtihanlardan çok daha fazlasını yaşamıştır. Yaşadığı zorluklara karşı en büyük mücadeleyi yine Peygamber Efendimiz (sav) vermiştir.  

            Daha doğmadan babasını, altı yaşındayken de annesini kaybeden Peygamber Efendimiz (sav), hayatına yetim ve öksüz olarak başlamıştır. Can yoldaşı eşini ve altı çocuğunu kendi elleriyle toprağa vermiştir. Mekke’de bir avuç müminle birlikte müşriklerin amansız baskı ve işkencelerine, hakaret, boykot ve dışlamalarına maruz kalmıştır. Bütün bu zorluklara rağmen, Peygamber Efendimiz (sav) asla ümidini ve inancını kaybetmemiştir. O daima Rabbine sığınmış ve O’ndan yardım istemiştir. Her zaman sabır ve merhametten yana tavır almıştır. O hiçbir zaman Allah’ın razı olmayacağı çözümlere tevessül etmemiştir. Zorluklar karşısında sabır ve metanetle Rabbine teslim olmuştur. Kutlu davasından asla vazgeçmemiştir.

            Peygamber Efendimizin (sav) Taif’te yaşadığı zorluklar O’nun mücadelesini ve bu mücadelesindeki tavrını açıkça yansıtmaktadır. Amcası ve eşini kaybeden, Hazreti Peygambere (sav) yapılan zulüm ve baskılar iyice artmıştı. O’na karşı yapılan düşmanca saldırılar, vahşet derecesine ulaşmıştı. Bunun üzerine Allâh Resulü (sav), yanına Zeyd b. Harise’yi (ra) de alarak Tâif’e gitmişti. Şehrin ileri gelenleri ile görüşerek puta tapmaktan vazgeçmelerini, bir olan Allâh’a kullukta bulunmalarını tebliğ etmişti. Tâiflilere İslâm’ı anlatıp onları tevhîde dâvet etmişti. Fakat bu dâvet karşısında, Kureyşliler gibi putperest bir kavim olan Tâifliler Hazret-i Peygambere (sav) yapmadık ezâ ve cefâ bırakmadılar. Alay ve hakaret ettiler. Allah Resulünün (sav) geçtiği yollara dikenler döktüler, O’nu taşladılar. Şehirden çıkana kadar Allâh Resulüne (sav) eziyetlerine devam ettiler. Âlemlerin Efendisinin mübârek ayaklarını kan içinde bıraktılar.

            Cebrâîl (as): “Yâ Resûlullah! Emir buyur, bu kavmi helâk edelim!” deyince, Peygamber Efendimiz (sav) “Hayır” cevabını vermiştir. O rahmet ve merhamet Peygamberi, uğradığı bu fecî muâmele karşısında bile asla bedduâ etmeyip Rabbine ellerini açarak: “Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım! Sen kavmime hidâyet ver; onlar bilmiyorlar.” (İbn Hişâm, II, 29-30; Heysemî, VI, 35; Buhârî, Bedʼüʼl-Halk, 7) diye niyazda bulunmuştur. Sabır ve Merhametten yana tavır almıştır. Peygamber Efendimiz (sav) bütün bu eziyet ve haksızlıklar karşısında büyük bir sabır ve metanet göstermiş, bu tavrıyla ashâbına da örnek olmuştur. Savaşlarda müşriklerin yaşamaları ve İslâm’ı kabul etmeleri için gayret göstermiştir. Mekke’den kendisini kovanların hepsini ele geçirmesine rağmen onlardan asla öç ve intikam almamıştır. O’nun bu davranışı sabır, merhamet, metanet ve teslimiyetinin göstergesi olmuştur.

             Peygamber Efendimiz (sav) hayatının sonuna kadar gece gündüz demeden bütün zorluklara göğüs ‎gererek insanlığın hidayete ermesi, İslam’la müşerref olması için büyük mücadele etmiştir.  ‎

            “(Ey Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin!” (Şu’arâ, 3)‎

            “And olsun, onların söyledikleri şeylerden dolayı senin göğsünün daraldığını biliyoruz.” (Hicr, 97)‎

            Bu âyet-i kerimeler her yönüyle çöküntüye uğramış insanlık için son derece üzülen Allah Resulünün (sav)‎‎ İslâm’ı tebliğ etme yolunda verdiği bu büyük mücadeleyi açıkça ortaya koymaktadır.  ‎

            Yüce Rabbimiz: “(Ey Resulüm!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şânını yükseltmedik mi? Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir ‎kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve O’na yalvar.” (İnşirâh, 1-8)‎ buyurarak Peygamber Efendimize (sav) mânevî lütufta bulunmuştur. Her zorlukla birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğunu bildirmiştir. Yüce Rabbimizin bu muştusu müminlerin zorluk ve musibetler karşısında tavrını olumlu ‎manada şekillendirmiş, müminlerden Allah’a ‎dayanıp güvenmeleri, ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmiştir.‎

            Peygamber Efendimiz (sav): “Müminin hâli ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına güzel bir iş geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ise sabreder, bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd, 64) buyurarak müminin her türlü musibet ve zorluk karşısında nasıl tavır sergilemesi gerektiğini açıkça bildirmiştir.

            Mümin elinden ve dilinden merhamet yayılan, çevresine güven ve huzur aşılayan kimsedir. Zorluklar karşısında hayata tutunmak ve Rabbimizle aramızdaki bağdan güç almak, imanın güzelliğindendir. O halde yaşadığımız zorluklar karşısındaki sabır ve metanetli tavrımızın, Allah katında nice kolaylığın müjdecisi olacağını unutmayalım. Rabbimizin yardımından ve rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Bizler bu dünyaya, inanmak ve iyi işler yapmak için gönderildik. Bu yolda elbette zorluklarla karşılaşacağız. Zorluklarla mücadele etmede ise en güzel örneğimiz Peygamber Efendimizdir (sav). O’nun mümine umut ve teselli vadeden: “Vücuduna batan bir diken bile olsa başına gelen her türlü musibet Müslümanın günahlarına kefaret olur.” (Müslim, Birr, 49; Muvatta, Ayn, 3) hadis-i şerifini asla unutmayalım.

            Hayat yolculuğumuzda karşılaştığımız zorluklarla mücadelemizde Peygamber Efendimizin (s.a.v) şu duasıyla Yüce Rabbimize niyazda bulunalım: “Biz Allah’a aidiz ve mutlaka O’na döneceğiz. Allah’ım! Başıma gelen musibetin mükâfatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir.” ‎(Ebû Dâvûd, Cenâiz, 17-18; Müslim, Cenâiz, 4)

            Her daim iman üzere yaşayıp salih amellerle birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden olmak ümidiyle…

            KAYNAKÇA

            Hadislerle İslam, Hz. Peygamber Döneminde Müşriklerle Hikmetli Mücadele, DİB Yayınları.

            Hutbe, DİB. 22.11.2019 Tarihli Cuma Hutbesi.

            Kur’ân-ı Kerim Meali, TDV Yayınları.

            Kürsüden Öğütler, 52 Konuda Vaaz Örnekleri, DİB Yayınları.

            M. Asım Köksal, İslam Tarihi

            Murat Kaya, Efendimizden Hayat Ölçüleri, Altınoluk Yayınları.

            Osman Nuri Topbaş, Hazret-i Muhammed Mustafa 1, Erkam Yayınları.

            Riyazüs-Sâlihin, Erkam Yayınları.

            Zeki Soyak, Sohbetler 2. Cilt, İlkadım Yayınları.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.