KAPAK – Namaz Namaz Ey Ümmet! / Muhammed İsmail Bozkuş

KAPAK – Namaz Namaz Ey Ümmet! / Muhammed İsmail Bozkuş

Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillâhi rabbil âlemîn. Essalâtü vesselâmu âlâ rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ecmaîn. Rabbi zidnâ ilmen ve fehmen ve elhignâ bissâlihîn.

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun. Salat ve selam Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme, ehline ve ashabına olsun.

Rabbimiz ilmimizi ve anlayışımızı artır ve bizi salihlerden eyle.

Bizlerin örneği, önderi, rehberi olan peygamberler Kur’an’da çokça zikredilmiştir. Bu surelerden biri de Meryem suresidir. Meryem suresinin başından itibaren birçok peygamberden bahsedildikten sonra 58. ayette Allah Teâlâ bizlere şöyle buyurur:

﴾58﴿ İşte bunlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu, Âdem’in soyundan gelen peygamberler; Nûh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımız, İbrâhim ve İsrâil’in (Ya‘kūb) soyundan gelenler ve doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerden olup, kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak ve secde ederek yere kapanırlar.

Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerden bahsedildikten sonra onların teslimiyetini ve inancını gösterecek çok önemli bir ayet karşımıza çıkıyor. Allah’ın seçkin kulları Allah’ın ayetlerini duyduklarında secde ediyorlar, namaz kılıyorlar, kabul ediyorlar, itaat ediyorlar ve imanlarını güçlendiriyorlar. Biz de eğer Allah’ın seçkin kulları isek yani Allah’a iman nimetiyle, şerefiyle şereflendirilmiş kullardan isek; Allah’ın ayetleriyle karşılaştığımızda hemen secdeye kapanmamız, itaat etmemiz ve en iyi şekilde Allah’ın hükümlerine uymamız gerekir. Çünkü biz Müslümanız, Müminiz, Allah’ın seçkin kullarıyız. Peki ya öyle yapmazsak ne olur? İşte onun cevabı da bir sonraki ayette yani Meryem suresi 59. ayette:

﴾59﴿ Sonra bunların ardından artık namazı kılmayan ve nefsânî arzulara uyan bir nesil geldi. Bunlar elbette azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.

Namazı kılmak, Allah’a secde etmek, Allah’ın ayetlerine itaat etmek, bizi biz yapan, mümin yapan en önemli özelliklerdendir. Eğer hayatımızda namaz yoksa devreye nefis girer. Nefis devrede olursa sonucu azgınlıktır. Bunun sonucu da cezaya müstahak olmaktır.

Peki namazı kılmak her şeyin çözümü müdür? Hayır, asla. Kur’an-ı Kerim’de Maun suresinde “Yazıklar olsun o namaz kılanlara. Çünkü onlar namazlarından bîhaberdirler” buyurulur. Yani namazlarını heba ederler. Kur’an-ı Kerim’de namazı kılmayanlardan hiç bahsedilmez. Çünkü onlar önemsenmez bile. Yani bu bir kıymet vermeyiştir. Kabirde de namazdan sonra diğer sorgulara geçilir. Namaz bir anahtar gibidir. İşte Maun suresinde ve Meryem suresinde namazı kıldığı halde namazı heba edenlerden bahsediliyor. Peki kimdir o namazlarını heba edenler?

  1. Namazı üşene üşene kılanlar. Yani münafıklar.

Eğer bizlerde böyle bir tavır varsa kendimizi ciddi manada sorguya çekmemiz gerekir.

  • Namazın ne manaya geldiğinin şuurunda olmayanlar. Yani namazlarından gafil olanlar.

Kıldığımız namaz bizi kötülüklerden alıkoymalı. Her türlü fahşâdan ve münkerattan korumalı. Eğer aksi bir durum varsa yine kontrol mekanizmasını çalıştırmamız gerekir.

  • Ciddiye alınmayan namaz heba edilen namazdır.

Eğer biz sadece kılmanın kolay olduğu zamanda namaz kılıyorsak bu kaybedilmiş namazdır. Evde kıl, işte kılma. Veya tam tersi işte kıl, evde kılma. Zaferde kıl, seferde kılma. Kandilde kıl, maç izlerken kazaya bırak! İşte böyle bir namaz heba edilen namazdır ve bizi kötülüklerden alıkoymaz.

  • Yalana, gıybete, faize, rüşvete mâni olmayan namaz heba edilmiş namazdır.
  • İnsanlar arasındayken farklı, yalnız başınayken farklı kılınan namaz yine heba edilmiş namazdır.
  • Tavuğun yem yediği gibi kılınan namaz heba edilmiş namazdır.
  • Rükû ve secdesi tam yapılmayan namaz heba edilmiş namazdır.
  • Hayata hiçbir etkisi olmayan, hayata dokunmayan namaz heba edilmiş namazdır.
  • Farz namaz yerine başka şeyler tercih ediliyorsa bu namaz da heba edilmiş namazdır.
  • Vaktinde kılınmayıp kasıtlı olarak vaktin sonuna bırakılan namaz heba edilmiş namazdır.

İşte bizler burada şu an hem de hemen şimdi kendimizi sorguya çekmeliyiz: “Namazı ne derece kılıyoruz? Namazı heba ediyor muyuz? Namaz hayatımıza ne derecede etki ediyor? Namaz bizi kötülüklerden alıkoyuyor mu? Namaz bizim için ne derece önemli? Namaza karşı tercih edebileceğimiz şeyler var mı? Allah’ın emirleri mi yoksa tağutun emirleri mi? Biz kime kulluk ediyoruz? Rabbim Allah derken Rabbimiz gerçekten Allah mı? Bizlere kural koyan, bizleri terbiye eden gerçekten Allah mı?”

Bu soruları kendimize sormamız, sorduğumuz sorulara aciliyetle cevap vermemiz ve cevaplarımızı kontrol etmemiz gerekiyor. Eğer cevaplar bizi tatmin ediyorsa ne mutlu bize. Ama eğer cevaplarımız aksi yönde ise o zaman vay halimize.

Rabbim namazı hakkıyla kılanlardan, namazı heba etmeyenlerden eylesin. Rabbim ahir ve akıbetimizi hayreylesin. Rabbim cennetiyle ve cemaliyle müşerref eylesin.

Sübhanekellâhümme ve bihamdik, eşhedü enlâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbe ileyk: Ey Allah’ım, seni (şanına yakışmayan her sıfattan) tenzih ederim. Senden başka (gerçek) bir ilah olmadığına şahitlik ederim.

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun. Allah’a emanet olunuz.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.