KAPAK-Müslüman’ın Diğer İnsanlarla İletişimi

KAPAK-Müslüman’ın Diğer İnsanlarla İletişimi

Hakiki Müslüman duyarlı insandır. Bencil değil, biz anlayışına sahip bir insandır. Hakk rızasına giden yolun, cennete giden yolun, ben duygusundan değil, bizden/kardeşlikten ve yaratılanı sevmekten geçtiğini bilir. Kendi nefsi için istediği şeyin mü’min kardeşi için istemekten geçtiğini de bilir. Günümüz insanının en önemli sıkıntı ve problemlerinin başında anlaşılamamak gelmektedir. Bu nedenle günümüzde faydalı amellerden biri de karşımızdaki insanı anlamaya çalışmak ve de kendimizi onun yerine koymaktır. Başka bir tabirle isar ahlakına sahip olmaktır.

 

Kendini bilen, kendini anlayan kimse kendi ile iletişime geçmiştir. Kendini bilen Allah’ı bilmiş, âlemi bilmiş ve sonunda da hakikate ermiş demektir. Her işin ve her doğrunun başlangıcı kendini yani küçük âlemi tanımaktır, küçük âlemi tanıyan büyük evrendeki hikmeti kavrar.

 

İletişimin temelinde anlamaya çalışmak yatmaktadır. Muhatabımızla iletişim kurabilmenin yolu onu anlamaktan geçmektedir. Bizler karşımızdaki insanlarla iletişim kurmaya başladığımız an, iletişiminin temelini sorumluluklar ve beklentiler oluşturmaktadır. Her anlama çabası birçok sorumluluğu da beraberinde getirir. Kendini anlayan kendi ile iletişime geçen insanın, kendine karşı sorumlulukları ortaya çıkmaya başlar. Kişinin topluma, kardeşine, Allah’a ve âleme karşı sorumlulukları da bu süreçle birlikte ortaya çıkar ve mükellefiyet başlar. Akil-baliğ olmakla birlikte anlama ve iletişim süreci gibi meşakkatli bir yolculuğun ilk adımı atılmış olur. Doğru iletişim kurabilenlerin defterlerinde sevap hanesi artarken, yanlış iletişim içerisinde olanların günah hesabı çoğalmaya başlar.

 

Müslüman’ın Müslüman’la iletişiminin temelinde insana verilen değer belirleyici olmuştur. Selamı aranızda yayınız, diye buyururken kıymetli Efendimiz, Müslüman’ca iletişimin temelinde selam olduğunu bir bakıma ifade etmiştir. Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah aleyhisselam şöyle buyurdu: Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!”[1] Allah Teâlâ “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selâm verin veya aynıyla mukabele edin”[2] buyurarak selam konusunun önemi açıkça ifade edilmiştir.

 

Selam kişinin bu âlemde varlığına sebep olan Cenab-ı Hakka teslimiyetin çok açık ifadelerinden biridir. Bu nedenle Müslüman’ın Müslüman’la iletişim kurarken başlangıç cümlesinin selam olması çok önemlidir. Bir bakıma kardeşine İslam’ca iletişim kurmanın temelini oluşturmaktadır. “Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, davete icabet etmek, aksırana ‘yerhamukellah’ demek.”[3] hadisi ile Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakları belirtilmiştir.

 

Müslüman, Müslüman kardeşine güler yüz göstererek iletişimini kuvvetlendirecek ve de kardeşine kalbi duygularındaki samimiyeti ispat edecektir. Hemcins kardeşiyle musafaha ederek iletişimini daha da kuvvetlendirecek ve arasında merhamet duygularına böylece yol verecektir. “Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek birer sadakadır. Musafaha edin, musafaha kini, kırgınlığı giderir. Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.[4]

Müslüman her halükarda zor insan, zorlayıcı insan olmayacaktır. Kolaylaştıracaktır ki Allah da ona işleri kolay kılacaktır. Müslüman, bir ortama gelince o ortamda samimiyet artacak, Müslüman kişinin bu pozitif özellikleri sebebiyle o ortamdan hiç ayrılmamalarını isteyeceklerdir. “Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!”[5] hadisi bu konuyu çok anlaşılır bir şekilde ifade etmektedir.

Müslüman konuşurken, iletişim kurarken kötü söz, küfür, kabalık ve müstehcenlik gibi olumsuz konuşmalardan ve olumsuz iletişim şekillerinden kendini ve sevdiklerini uzak tutacaktır, tutmalıdır. Çünkü hadiste belirtildiği üzere bu Müslüman’a ait bir haslet değildir. “Müstehcen konuşmak, münafıklıktan bir bölümdür.”[6] “Müslüman’a sövmek fâsıklıktır.”[7] “Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” [8] gibi hadisler Müslüman’ın iletişim esnasında, internette olsun, doğrudan muhatabına karşı olsun hangi ölçüde iletişime sahip olması gerektiği ortaya koymuş, bu fillerin fasıklıktan ve münafıklıktan izler taşıdığı ifade edilmiştir.

Müslüman, iletişimde yalanı neredeyse her gün kullanır hale gelen günümüz insanının hatasını fark ederek yalandan uzak durmalı, Allah’ın ayetleri ve hadislerdeki yalanla ilgili uyarıları aklından çıkarmamalıdır. Hakkın rızasını ve cenneti uman Müslüman, yalandan, cehennem azabından kaçar gibi kaçmalıdır. “Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.”[9] ayeti, yalan konusunda Müslüman’ın ne kadar dikkat etmesi gerektiğinin apaçık delilidir.

Müslüman, ailesiyle ve toplumla iletişim kurarken bu İslami ölçü ve kurallara uymalıdır ki dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşabilsin. “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf!’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.”[10] ayetini bilen bir Müslüman anne-babası ile iletişiminde ne kadar dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha anlamış olur.

 

Müslümanın karşı cinsle iletişim kurarken -gençleri merkeze alarak soruyu soracak olursak- yukarıda bahsettiğimiz ölçülere ek olarak nelere dikkat etmesi gerekmektedir? Bu konuyla ilgili; namahreme -kadın ya da erkek- hal hatır sormak caiz midir? Eve gelen misafirlere, komşulara, bayramlarda bayramlarını kutlamak, nasılsın vs. demek caiz midir, soruları da gündeme alınabilir. Cevap olarak ise şunlar söylenebilir; “Namahrem, bir insanın her ikisi de bekâr olsa evlenmesi caiz olacak derecede akrabası olmayan kişi demektir. Bir kimse ile bekâr olma durumunda evlenmek caiz ise o kimse yabancı durumundadır. Yabancı ile bedensel temas bir tokalaşma düzeyinde bile olsa, bilhassa kadın için bedeninin ayrıntılarına vakıf olma düzeyinde bir göze açılma, gözle izleme, zaruri olmayan sözlü muhabbet, zaruri niteliği olmayan yazışma caiz değildir. Bu ilkeler sadece ağır zaruretler durumunda ertelenebilir. Bir bayram ziyaretinde ‘hoş geldiniz’ düzeyinde sözlü bağlantıda sakınca olmayabilir. Özel bir fitne ihtimali varsa bunu da başlatmamak evladır. Okul, üniversite, düğün ve benzeri bir gerekçeyi haramlardan bir haramı gevşetme nedeni yapamayız”[11]

 

Müslümanın komşusuyla olan iletişiminde dikkat etmesi gereken hususların başında, ayette akrabalardan sonra komşuların iyilik edilecekler grubunda ikinci sırada yer alması gelir. Çünkü akrabalardan daha çok komşularımızla geçirdiğimiz zaman daha fazla olmaktadır. “…Anaya, babaya, akbabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere ihsan ile muamele edin, iyi davranın…”[12] ayeti komşularımıza karşı iletişim esnasında ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini ifade etmektedir.

 

Eşlerin birbiri üzerindeki haklarını da göz önüne alacak olursak, hanımın erkeğine karşı, erkeğin de hanımına karşı iletişimde ne kadar dikkatli olması gerektiğini göreceğiz. Ayet-i kerimede Rabbimiz erkeklere eşleriyle iyi geçinmelerini emretmiştir: “Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız, Allah’ın onda çok hayır takdir ettiği bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz.”[13] “Sizin en hayırlınız ehline karşı en iyi davrananızdır. Ben aileme en iyi olanınızım.” [14] gibi ayet ve hadisler, eşlerin birbiriyle olan iletişiminde cennete ulaşmada ve Hakk rızasına erişmede büyük bir dayanak olduğunun delilidir.

 

Allah Teâlâ bizleri kendini hakkıyla tanıyan, hakkıyla iletişim kurabilen, kendini bilip, Allah’ı bilen, diğer tüm varlıklarla Kur’an ve Sünnet ölçüsünde, insanlığın önündeki en güzel örnek olan kıymetli efendimiz Peygamberimizin iletişim özellikleri ile donanarak iletişim kurabilen ve de bu özellikler sebebiyle Cenab-ı Hakk’ın sevdiği kullar zümresine girebilenlerden eylesin. Amin.

 


[1]Müslim, İman 93-94

[2]Nisâ, 86

[3]Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbn Mâce, Cenâiz 1

[4]İbn Asakir

[5]Buharî, 3:72

[6]Tirmizî, Kitâbu’l-Birr ve’s-Sıla, 80

[7]Nesâî; Tahrimu’d-Dem, 27

[8]Lokman, 19

[9] Bakara, 10

[10]İsra, 23

[11]https://www.fetvameclisi.com

[12]Nisâ, 36

[13]Nîsâ, 19

[14] Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 214

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.