KAPAK-Milenyumun İmtihanı: Medya

Mevlamız, yaşadığımız 21. yüzyılın imtihanını medya üzerinden murat etmiştir. Medyanın içerisine, internet, televizyon, akıllarımızı başımızdan alan akıllı telefonlar gibi araçlar girmektedir. Bu kavramların zararları ve yararlarının toplumsal etkisi göz önüne alındığında zararın yarardan âlî olduğu birçoğumuzun malumudur. Teknolojiden berî olmadığımızı unutmadan yazının başında vurgulayalım ki yobazlıkla ve çağdışı kalmakla kimse bizi itham etmesin. Zaten bu satırları da bilgisayarda yazıp elektronik posta üzerinden editörümüze yolluyoruz.
Medyanın zararlarının ne derecede tehlikeli olduğunu bilmek ve bu tehlikeye karşı da hazır bulunmak gerekir. Medya kullanmanın ya da medyadan faydalanmanın yaşadığımız çağın şartları göz önüne alındığında şart olduğunu hepimiz biliyoruz. En azından bu zararların en aza indirgenmesi açısından tehlikeye karşı ailemizi ve kendimizi korumamız elzemdir. Bu zararlara karşılık yapılacak olan mücadele sonuç getirmeyecek türden olmamalıdır. Tek başımıza yapacağımız savaşta mağlup olacağımız zaten belli.
Maçın başlamadan bitmemesi için asgari düzeyde de olsa kimliğimiz açısından çizgilerimizi belirleyeceğiz. Bizi biz yapan kimlik, Müslüman kimliğidir. Kimlik ise aidiyet esasına dayalı bir kavramdır. Kimliğimizin üç adımı iman, İslam ve itisam olarak karşımıza çıkmaktadır. Medya düzleminde bu kimlik üzerinden gittiğimiz zaman medyayı Müslümanca kullanarak mücadelemizi en faydalı bir şekilde yürütebiliriz.
Zararların bir hastalık olduğunu düşünürsek bu hastalığın da çözümünün aranması gerekir. Nasıl ki her hastalığın kendine ait ilacı var ise bu hastalığa da doğru ilaç ve doğru yöntemler şarttır. Müslümanlar olarak medyanın zararlarına karşı kafa yoracağız. Eğitim metodu olarak çocuğa namazdan önce taharet ve abdest, onlardan önce de iman öğretiliyor değil mi? Allah’a imanın sınırları öğretilerek kendimiz de bu sınırları içselleştirerek beynimize haramın tehlikesini öğretmiş olacağız. Bu sayede hem kendimiz hem de aile efradımız medyayı Müslümanca kullanabilecek.
Teknolojiyi kullanmak için kurallarımız ve sınırlarımız olacak. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz;
1-Vakit israfına sebebiyet vermeyecek. Kişi her anını kendisi kontrol edebilecek. Yani medya bizi değil de biz medyayı yöneteceğiz.
2- Müslüman kimliğimiz zedelenmemeli. Şahsiyetimizi kıran, dini gülünç duruma düşüren bir şeyleri izleyip izlettirmeyeceğiz.
3- Kul hakkı ihlal edilmemeli.
4- Göz zinası olmamalı.
5- İslam Ahlakı zedelenmemelidir.
Medyanın Gelişimsel Dönemler Üzerinde Etkileri ve Çözüm Yolları
0-3 Yaş
Erikson’un kuramına görene Temel Güvene Karşı Güvensizliğin oluştuğu bu dönemde çocuğun ev ortamında anne tarafından güvenle büyütülmesi gerekir. Akıllı telefonların çocukların ellerine tutuşturularak büyütülmemesi onlara anne ve baba sevgisinin verilmesi gereklidir. Televizyon ve akıllı telefonlar karşısındaki çocukların sosyal yönleri zayıflıyor ve ilerleyen süreçte iletişim kurmakta zorlanıyorlar. Bu nedenle başta da belirtildiği üzere bu konuda annelerimize çok iş düşüyor.
3-6 Yaş
İnsan yaşamının en temel becerileri olan zihinsel beceriler bu dönemde kazanılır. Çevreye ilgi artar ve çocuğun aile bağları devam eder. Çocuk artık gördüğü şeylerden etkilenip onların etkisi altına girer. O yüzden evde ne izlenildiği, neyle iştigal edildiği önemlidir. Benmerkezci yapıya bürünen çocuğa karşı kontrolsüz televizyon ve telefon kullanımı çocuğun sosyalliğini azaltır ve özgüvenini sekteye uğratır. İşte bu sebeplerden ötürü, evi güvenli hale getirip çocuğa olumlu disiplin uygulanmalı ve ne olursa olsun çocuk anne babanın kendisini sevdiğini bilmelidir.
Altı yaşından sonra çocuk için okul dönemi başlar. Rol modeller önemlidir. Sosyal kimlik ön plandadır. Bu yaştan itibaren soyut düşünme başlar. Çocuğun bu yaştan sonraki eğitimi iyi verilmeli ve okuldaki arkadaş grubu iyi takip edilmelidir. Artık çocuğun gelişimi ve kimliğe bürünmesi çok yönlü bir hal almıştır: Öğretmen-Arkadaşlar-Aile.
Medyayı yararlı hale getirebilecek olan ve bunun sancısını çekecek olan yine biz Müslümanlardan başkası olmayacaktır. Müslüman, bütün amellerinde olduğu gibi Allah’ın rızasına uygun bir şekilde medyayı kullanmaya başladığında medya hem tebliğde hem ilerlemede Müslümanların lehine dönecektir.
İmtihanı kazananlardan olmamız duasıyla…