KAPAK – Mekke’nin Fethi ve Alınabilecek Dersler

Bizler birer Müslüman olarak Allah Resulü Muhammed aleyhisselam’ın bütün yaptıklarının bir hikmeti vardır diye düşünür ve onları yorumlayarak ondan dersler çıkarmaya çalışırız.
İşte bunun en önemli örneklerinden birisi -belki de en önemlisi- yazımızın da başlığı olan Mekke’nin fethidir.
Biz karınca kararınca alınabilecek ders ve ibretleri maddeler halinde sıralamaya çalışacağız.
1-Allah Resulünün Medine’ye hicretinden sonra hep bir kızıl elması olagelmiştir. İlk kızıl elması Mekke olmuş, son kızıl elması da İstanbul olmuştur. “İstanbul elbette fetholunacaktır.” hadisi buna işaret eder.
2-Kızıl elması olmayan bir inanç sistemi çabucak çöker veya dağılır. Bunun için Fatih Sultan Mehmed dedemiz İstanbul’u alınca yeni Kızılelma olarak Vatikan’ı seçmiş ve bunun için de ön hareket olarak Gedik Ahmet Paşa’yı İtalya’ya gönderip Otranto’yu fethettirmiş, ancak Vatikan’ı almaya ömrü vefa etmemiştir
3-Mekke’nin alınması bir savaş değil FETİH’dir. Savaş ganimet, intikam, toprak kazanımı, vs. için yapılır. Fetih ise diriltmek yani Allah’a giden yoldaki engelleri kaldırıp gönüllere girmek, insanları diriltmek içindir. Allah Resulünün yaptığı fetihlerde koskoca Arap yarım adasının kazanılmasında 150 şehit verilirken düşmandan da 250 kişi öldürülmüştür. Bu kadar az şehit gönül fethinin önemini gösterir. Çünkü yeni Müslüman olanlar gittikleri yerlerde tavır ve davranışlarıyla fetihlerin altyapısını oluşturmuşlardır. İstanbul’un fethinden önce Bizanslıların “başımızda kardinal külahı görmektense Müslüman sarığı görmeyi tercih ederiz” demesi boşuna değildir.
4-Yani Müslümanın amacı savaş değil “Fetih” olmalıdır.
5- Allah Resulünün Mekke’nin fethini öldürmek değil diriltmek, cezalandırmak değil gönüllere girmek için yaptığını, imkânı olduğu halde hiç kimseyi cezalandırmayıp herkesi affetmesinden anlıyoruz.
6-Harbin hile olduğunu, harpte hile yapılabileceğini, geceleyin düşmana çok görünmek için ateşler yaktırmasından anlıyoruz.
7-Önemli savaşları, düşmana bilgi sızmasın diye devlet başkanı kimseye haber vermeyebilir. Dedemiz Fatih Sultan Mehmed de İstanbul’u fethe hazırlanırken sakalım bilse onu da keserim demiştir.
8- Allah Resulü’nün, müşrik olan Osman b. Talha’ya Kâbe’nin anahtarlarını yeniden vermesinden devlet işlerinde dürüst ve işinin ehli Müslüman olmayanlara da görev verilebileceği anlıyoruz.
9-Bir yer fethedildiğinde düşmanın gücünü kırmak için kutsalları ortadan kaldırılır. Kâbe’deki 360 putun kırılması gibi veya Ayasofya kilisesinin cami olması gibi vb.
10-Fetihte esir, ganimet yağmalama vs. yapılmaz. İntikam alınmaz. Ancak düşman sana karşı gelir, savaşırsa durum devlet başkanının inisiyatifindedir. Mesela Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında ganimet ve esir alınmıştır. Çünkü bunlar fetih değil savaştı.
11-Allah Resulü fetih sonrası kibirlenip böbürlenmemiş, Kâbe’yi usulüne uygun tavaf ederek kulluğunu göstermiştir. Çünkü Nasr suresinde “Rabbine yönel, O’na hamd et ve bağışlanma dile” buyruluyordu. O da Rabbinin tüm emirlerine uymuştur.
12-Ebu Süfyan, Peygamber efendimizin amcası Abbas’a “kardeşinin oğlunun saltanatı ne kadar büyümüş” deyince Hz. Abbas “bu saltanat değil Nübüvvettir” derken davanın inceliğine dikkat çekiliyordu.
13-Bu fetih hareketi yıllardır bir araya gelemeyen aşiret ve kabileleri İla-yı Kelimetullah bayrağı altında bir araya getirmiştir. Demek ki fetih hareketi ümmeti birleştirebilir. Bugün birleşme ve birleşememe ümmetin en büyük handikabıdır. İbn Haldun’un ifadesiyle “özelde Araplar genelde Müslümanlar hiçbir konuda birleşmemek üzere birleşmişlerdir.”
14-Hemen, yeni Müslüman olan Attab bin Esid’i liyakatinden dolayı Mekke’ye vali olarak atamıştır.
15-Bir Fatih fethettiği yere mutlaka pek çok asker bırakır. Dediğimiz gibi bu fetih değil gönül hareketi olduğundan bir tane bile asker bırakılmayıp herkes şehirlerine, kabilelerine geri dönmüşlerdir. Bu fetihteki muhtelif güzelliklerden dolayıdır ki Nasr suresinde buyrulduğu gibi insanlar fevc fevc İslam’a girmişlerdir.
16- Bugünün şartlarında belki bir fetih hareketi yaşayamayabiliriz, bilmiyorum ama her halükarda özellikle makam ve mevki sahipleri adil ve kavli leyyin davranışlarıyla pek çok gönle girebilir ve gönüller fethedilebilir diye düşünüyorum. Ve bir iddiada bulunuyorum: Makam ve mevkide olan bir Müslümanın hareketlerinden dolayı insanlar İslam’a eleştiri getirirlerse o makam sahibinin ahirette işi zor diye düşünüyorum. Anne-Babama hakkımı helal etmiyorum diyen evlat veya öğretmeninden dolayı öğrencinin İslam’a yan bakması hep bu kategoride değerlendirilebilir diye düşünüyorum
17- Bu fetihten hareketle asıl güç ve kuvvetin inanan insan olduğunu görüyoruz.
Allah Resulü 23 yıl gergef işler gibi bu neslin yetişmesi için uğraştı ve başardı. O’nun ümmeti olarak bizlerin bu fetihten alacağı en önemli ders belki de İNSAN YETİŞTİRMENİN önemini anlamaktır.