KAPAK-Kur’an’da Gençlerin İhtiyaçları ve Bu İhtiyaçların Usulüne Uygun Şekilde Giderilmesi

Dünya nizamının bir parçası olan insanın ömrünü, çocukluk, gençlik ve ihtiyarlık olmak üzere üçe ayırmak mümkündür. Hem bedensel hem de duygusal ihtiyaçları noktasında birbirinden farklılıklar ihtiva eden bu dönemleri en iyi şekilde tanıyabilmek bu nizama Rablik eden Allah’a dönmek ile mümkündür. İnsan için dünya safhasının belki de en çalkantılı, en kayba açık ve en hareketli dönemi gençlik çağıdır. Gençlik öyle bir zaman dilimidir ki insanın cenneti ya da cehennemi olabilir. Bundan dolayı hem Rabbimiz ayetlerinde hem de Resulü aleyhisselam hadislerinde gençlik çağına dikkat çekmiş, bazı kıssalardan hisseler almamızı öğütlemişlerdir. Bize düşen gençlerle ilgili bu dikkat çekilen ihtiyaçları ve çözüm yollarını bulup uygulamaktır. Bu minvalden olmak üzere sizlere Mart-2019’da Nevşehir Kozaklı’da da sunumunu gerçekleştirdiğimiz “Kuran’da Gençlerin İhtiyaçları ve Çözüm Yolları” adlı sunumumuzdan birkaç bölüm aktarmak istiyorum.
İnsan, Yaratıcısını tanıma ve O’na severek boyun eğme duygusuyla yaratılmış, özüne iyiyi ve kötüyü yapabilme ve hangisini sürdürürse onu huyu haline getirme özelliği yerleştirilmiştir. İnsanın doğuştan getirdiği safiyeti/nötr hali, çocukluğundan itibaren yakın ve uzak çevresinin telkinine ve gönül dünyasının beslenmesine uygun olarak müspet veya menfi biçimde şekillenmektedir. Gençlik devresi, insanın duygu, kimlik ve fikrî inşa dönemini ifade eden çocukluk devresini takip eder. Kur’ân-ı Kerîm, steril bir hayat vaat etmediği için, gündelik yaşam içerisinde, tabii ortamında hayatını sürdüren aile fertlerinin dini duygularının niceliğini ve niteliğini kıssalar içerisinde ölçülü bir şekilde işlemektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’in insan duygularını iman, ibadet, ahlak, mal ve cinsellik merkezinde ele aldığı incelemeler sonucunda tespit edilmiştir. Duygular erken yaşlarda oluşmaktadır. Bütün davranışlar duygudan kaynaklandığı için onun gelişimi ve eğitimi, sağlıklı birey ve toplum açısından önemlidir. Kur’ân, insanın Rabbi’ni tanıma ve O’na severek itaat etme duygusunun fıtri olduğunu ve genel olarak duyguların aklın kontrolünde dengelenerek dini duygu ile güzelleştirilmesini öğretmektedir. Mevcut eğitim sistemiyle yetişen nesillerin; yaratılışlarına aykırı, hodbin, konformist ve erdemlerden uzak şekilde yetişmeleri/yetiştirilmeleri, onları mutsuz, huzursuz ve tatminsiz kılmaktadır. Onların faydalı, değer üreten ve paylaşan bireyler haline gelmesini sağlayacak eğitim metotlarının bulunması ve uygulanması gerekmektedir.
İlk gençlik merhalesiyle birlikte onun hayatında yeni bir süreç başlamaktadır. İnsanın delikanlılık devresi, bilhassa duygusal karmaşanın en kesif hissedildiği dönemdir. Ömrün bu aşamasını, karışık duygu ve arzular, tozpembe hayaller süslemektedir çoğu zaman. Kur’ân’da hayatlarına yer verilen gençlerin ilk temel duygularını, ailenin, mabedin ve çevrenin etkilemesiyle ve dengeli bir şekilde kazandıkları görülmektedir. Kıssalar önemlidir. Kur’ân’da ele alınan gençlik kıssaları; insanın farklı duygularla dopdolu olduğunu ve bu hisleriyle birbirlerine bağlı bulunduğunu göstermektedir.
Bu konu ile ilgili önemli olan bir diğer hususu daha zikretmek gerekiyor. O da şöyle ki, İslam âlimleri insanı, doğuşundan ölümüne kadar ki süreci, hak ve sorumluluklar bakımından üç aşamada incelemiş olmasıdır. Birincisi doğuştan 7 yaşına kadar olan zaman dilimi ki buna gayri mümeyyiz dönem (tasarruflarının geçersiz olduğu dönem), ikincisi 7 yaş ile ergenlik arasına mümeyyiz dönem (tasarruflarının veli izni ile olabileceği dönem) ve son olarak da ergenlik dönemdir ki bu dönemde de kişi artık dinen hem hak sahibidir hem de fillerinin bütün sorumluluğunu üstlenebilecek bir dönemdedir. Bu açıklamalardan şuraya gelmek istiyorum. Bizim toplum olarak küçük gördüğümüz bazı yaş aralıkları, dinen sorumlulukların başladığı bir zaman dilimidir. Yani dini anlamda, ergenlik çağına giren bir kişi dinen sorumludur ve hem haklarını kullanabilme hem de sorumluluklarını yerine getirebilme özelliği ile birlikte ceza-i ehliyet noktasında da tam olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gelelim Kur’an’da gençlerin ihtiyaçlarına. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde detaylı bir çalışma yapılınca gençlerin, özellikle bazı konulardaki ihtiyacı daha da net ön plana çıkmaktadır. Bunları iki başlık halinde toplamak mümkündür.
1-Maddi İhtiyaç: Yeme-İçme-Giyinme-Barınma-Cinsellik-Evlenme-İş-Dinlenme.
2-Manevi İhtiyaç: İnanç-İbadet-Sevme-Sevilme-Saygı Görme-Aidiyet-Arkadaş Edinme-Toplumsal Statü-Başarma-Kendini Gerçekleştirme-Eğlence-Özgürlük-Özerklik-İlgi Görme-Güvenlik.
Yukarıda genel hatlarıyla sıralamaya çalıştığımız ihtiyaçlara tek tek izahat getirmek bu yazının hacmi değil. Ancak biz, yazımızın hacmi gereği ihtiyaçları topluca değerlendirip çözüme dair önerilerimizi de topluca vereceğiz.
1- Gençlere öncelikle doğumundan itibaren sağlam bir Rab terbiyesi-bilgisi verilmelidir. Diyebilirsiniz ki körpe yavruya bu bilgi nasıl verilecek, bizi anlayabilir mi? Yapılan araştırmalar artık şunu göstermektedir ki anne karnındaki çocuklar dahi her şeyin farkındalar ancak bu farkındalıklarını sadece davranışa dökemiyorlar. Bu tespitten de yola çıkılacak olursa Allah’ın Rablik yönü aile bireylerinin davranışlarına ve söylemlerine yansır ise böyle bir ortamda yetişen genç mutlaka sorunlara karşı duruşta bir sıfır önde olacaktır. Ailede verilmesi gereken bir diğer terbiye ise geleneksel aile yapılarında daha çok gördüğümüz ve “aile terbiyesi” diye isimlendirdiğimiz “anadan atadan” gelen terbiyedir. Bu terbiye de insanın yetişmesinde etkili bir unsurdur. Bu noktada Hz. Muhammed’in aleyhisselam, Hz. Lokman’ın ve Hz. İbrahim’in çocukları ile ilgili kıssaları unutulmamalıdır.
2- Gençlerin sorunlarına karşı çözüm olabilecek bir diğer madde ise gençleri ibadete küçüklükten itibaren alıştırmaktır. İbadet duygusu kazandırmaya yöneltmektir. İbadetler nefis tezkiyesine öncülük etmektedir. İbadet, nefsi dengede tutmanın en mühim yardımcısıdır. İbadetler, insanın yapısındaki pintilik, sabırsızlık, ihtiras ve acelecilik gibi menfi duygularını tedavi etmekte, şuurda genişleme, şuuraltında denge ve derin idrak sağlamaktadır. İbadet; nefis terbiyesi, ruhun arındırılması ve düşüncelerin saflaştırılmasında mühim yer tutmaktadır. İnsan, onunla nefisinin isteklerine, hayatın problemlerine mukavemet imkânı bulmaktadır.
3- Gençlerimize ar-namus-iffet kavramlarının yerleştirilmesine doğuştan itibaren başlanmalıdır. Çocuklarımızla konuşurken onlara “ayıp ve mahremiyet” kavramları kendi dillerince öğretilmeli ve içinde bulunduğu aile bireyleri tarafında uygulamada azami derecede bu konuya dikkat edilmelidir. Mahremiyeti bozucu elbiseler alınmamalı, TV programları izlenmemeli, çarşı-pazar çok gezerek sokakların mahremsiz hali çocuklara gösterilmemelidir. Özellikle okullarımızda karma eğitimin yapıldığı yerlerde karşı cins ile olan ilişkiler aile tarafından çocuklara hissettirilmeden kontrol edilmeli ki ar iffet namus kavramları daha küçükken zarar görmesin.
4- Gençlerimizin sorunlarına bir başka çözüm yolu ise onlara doğru kişi, yer, zaman ve konu olunca teslimiyet ve itaat göstermeyi, yanlışta ısrar etmemeyi bir erdem olarak öğretmektir. Zira yanlışı yanlış olarak kabul etmek bir genci birçok kötülükten alıkoyar. Etrafına bakarak teslim olacağı kişileri bilen, fikirlerine güven duyacağı insanların gençlerin etrafında çokluğu onlara güven hissi verir ve çoğu kere yanlışa düşmekten onları korur.
5- Gençlerimizi küçüklükten gençlik çağına kadar yaptıkları işlerde samimi ve tutarlı olmaya teşvik etmek gerekiyor. Eğer yaşantısında bu samimiyeti verebilirsek ilerleyen yaşlarında da Allah’a karşı vazifesini yerine getirirken samimiyet ve ihlâs içinde yerine getirebilmesi kolaylaşacaktır. Tutarlı olması gereken yerde tutarlı olabilecektir. Günahlarla karşılaştığında günahlara karşı duruş sergileyebilecektir. Amellerini takva boyutuna taşımaya özen gösterecektir.
6- Gençlerin problemlerini çözebilmek için gencin güvenilen bir kimse olması için elden gelen gayretin gösterilmesi gerekir. Zira güvenilmeyen kimselerin ne ihtiyaçları ne sorunları ve ne de bu sorunlara üretebilecek çözümleri sağlam bir insani temele oturacaktır. Güven bunalımı genci, genç yaşta sarsabilecek en önemli insani ilişkilerdendir.
7- Son dönemde problemlerimize çözüm bulamayışımızın temel etmenlerinden birisi de gençlerin kendi yaştaşları içerisinde ve kendini ilgilendiren sorunlar karşısında rahatı, pes etmeyi, umursamamayı tercih ederek hedefe doğru giden yolları tıkamak ve bu yolda kim yardım etmek isterse bütün kapıları kapatmak şeklinde olmaktadır. Bundan kurtulmanın yolu ise gençlere mücadeleci ve eylemci bir ruh aşılamaktır. Bunu küçük yaşta aileler yapabilir ancak ergenlik çağına doğru ve özellikle 10-25 yaş arası aile içinden olmayan bir büyüğü tarafında yapılması daha sağlıklı bir ilişki için önemlidir.
8- Gençlerimize kazandırmamız gereken bir diğer özellik ise gayretinin, mücadelesinin aslında tevhidi ayakta tutabilmek adına olduğu gerçeğidir. Bundan dolayı öncelikle tevhid nedir, nasıl olur, tevhidi neler zedeler bu konular hakkında çocuklarımıza temel atılmalı ve ilerleyen yaşlarında da hocası ya da onunla ilgilenen kimse konunun uygulanabildiğini kontrol etmelidir.
9- Aslında tüm insanlığın ama özelde gençlerimizin bir diğer problemi ise doğru bilgiye ulaşma ve onu kullanma becerisi kazanamamış olunmasıdır. Maalesef kütüphaneler yerine kirli bilginin çokça olduğu internet ortamında araştırmaların yapıldığı bir dönemdeyiz. Bundan dolayı gençleri öncelikle sağlam ve kesin bilgi ile tanıştırmaktır esas olan. Bu da ilk önce Kur’an ve sünnettir. Daha sonra güvenilen kadim ve güncel insanların bilgileridir. Bu bilgilere ulaşabilmelerini doğru bir şekilde temin edebilmek için çaba sarf etmek gereklidir. Ayrıca ulaştığı bilginin amele dönüştürülebilmesi için de gençlere yardımcı olmak, onların internet ortamından sınırsızca sunulan kirli/temiz bilgi deryasında kaybolmasına, dejenere olmasına bir nebze engel olacaktır. Doğru bilginin kaynağı öncelikle aile olmalıdır. Günümüz sisteminde okullarımızda yüzde yüz doğru bilgiyle karşılaşamayan çocuk bir de aileden boş gelmiş ise gencin kaybı daha da artmaktadır.
10- Gençlerimizin ihtiyacı olan bir diğer mesele maddi ve manevi yönden dengeli bireyler olarak yetiştirilmelerini sağlamaktır. Bunun da temeli duygularını ihtiyaçlarını dengeli bir ortamda ve söylemde aktarabilmesinin önünün açılması ile mümkündür. Baskıcı ve çok geniş ortamlar herkese zarar verdiği gibi gencimizde de fayda sağlamayabilecektir. Bundan dolayı gençlerimizi dengeli-itidalli ortamlar, insanlar ile tanıştırmak, gençlerin bu problemlerini çözmek adına güzel bir sonuç verecektir.
11- Gençlerin problemlerinin çözümünde önemli olan bir husus da şudur ki, onlara sorumluluk bilinci kazandırmak. Küçük yaştan itibaren yaşına uygun sorumluluklar vermek insanın yetişmesi ve ilerleyen yaşlarda baş başa kaldığı sorunların çözümünde gerçekten büyük bir çözücü unsur olacaktır.
12- Gençlerin problemlerini çözerken yaşadığı bir diğer sıkıntı örnek alabileceği kişilerin azlığı ya da yokluğudur. Bundan dolayı gençlerin özellikle ergenliğe geçişi ve sonraki 5 yıl içinde örnek alabileceği güzel insanlar ile tanıştırmak gerekir. Ecdad ve yaşayan büyük şahsiyetlerle onları tanıştırmak doğru bir davranış olacaktır. Arkadaşlarının seçiminde de bu kriterlere dikkat ederek seçim yaptırmak doğru olacaktır. Örnek alabileceği yaştaşları ile arkadaşlık yapabilmelerini temin etmek güzel neticeler verecektir.
13- Gençlerimizi yaşayacağı çağa göre yetiştirmek de onların problemlerini çözmelerinde kuşkusuz etkili bir yöntem olacaktır. Zira her devrin sabit problemleri, ihtiyaçları olabileceği gibi değişken problem ve ihtiyaçları da vardır. Ve biz büyükler olarak bunun tam idrakinde olamayabiliriz. Bundan dolayı gence, karşılaştığı ihtiyaçlarını doğru bir şekilde temin edebilmesi için çağını tanıtmak ve ona göre tedbirli yetiştirmek esas olmalıdır. Hem bu şekilde yetişen gencin toplum ile uyumu kolaylaşır, toplumda kendine daha güzel bir yer edinebilir. Bu sayede birçok kötülüğün başlangıcı olan yalnızlık hissi ise aradan kaldırılmış olur.
14- Öncelikle gençleri kötü arkadaş grubundan uzak tutabilecek bir sistem geliştirmeliyiz ailede. Ve iyi arkadaş edinebilmenin yollarını öğretmeliyiz onlara. Zira biz çocuklarımızın yanında 7/24 olamayız. Biz varken problemlerini bizimle çözebilir ama ilânihaye bizimle birlikte olamayacağı için ona, arkadaş seçerken ki kriterleri de öğretmeliyiz. Bu öğrettiğimiz kriterleri uygulayabilecek alanlar, fırsatlar tanımalıyız.
15- Gençlerimizi çıkmaza sürükleyen en tehlikeli durumlardan birisi de zamanı iyi yönetememektir. Bazılarına bakıyoruz boşluktan ne yapacağını şaşırmış ona buna sataşıp, boş işlerle vakit geçirirken; bazılarına bakıyoruz ki çok doluyum, yoğunum, boş zamanım yok demesine rağmen, nitelik olarak kaliteli bir işle meşgul olduğunu görmek zor. Bundan dolayı gençleri zamanlarını hem yönetme bakımından hem de içini faydalı işlerle doldurmak adına takip etmeli, onlara yol-yordam göstermeliyiz, itici-kırıcı-kibirli olmadan.
16- Mekânların ve zamanların insan üzerinde etkisi açıktır. Hele ki bu bir kanı deli akan genç ise iki kat etkendir desek yeridir. Bundan dolayı her türlü kötü alışkanlıkların başladığı zaman ve zeminlerden uzak tutulmak istenen gençlere, daha güzel bir zaman ve zemin sunan imkânlar tanınmalıdır. Bazen internet, birahaneler, kafeler, oyun salonları vs. bu gibi yerlerden gençlere direk uzak durun demek gencin problemini çözmek yerine daha da derinleştirebilir. Bundan dolayı gençlere, özellikle kontrollü ve nezih bir ortam oluşturarak onların bu ihtiyaçlarını daha temiz şekilde karşılanması yoluna gidilmelidir. Özellikle sigara, alkol ve uyuşturucu ortamı sunabilecek zaman ve zeminler çok tehlikeli durumlar ortaya çıkarmaktadır. Genç her ne kadar korunmaya çalışsa da arkadaşlarından geri kalmamak, sosyal statüsünü kaybetmemek, gururuna yedirememek gibi meselelerden dolayı bu gibi işleri bir kere de olsa deneyebilir. Zaten bir kereden bir şey olmaz demenin sonunu az buçuk hepimiz tahmin edebiliriz.
17- Maalesef son dönem gençlerin büyükleri ile paylaşımcı olma noktasında (anne-babalar-hocalar) uçurumlar oluşmaya başladı. Evden çıkarken bilgi vermek istemeyen, dışarı çıktığında kendisinin aranmasından ve eve gelinmesinin istenmesinden rahatsız olan bir gençlik tipi var önümüzde. Bundan dolayı gençlerin, çocukluktan itibaren bağlı kalması gereken, bağı koparmaması gereken yerler ve kişilerle olan ilişkilerine dikkat etmek ve onların bağının kopmaması için gayret göstermek zorundayız.
18- Gençlerin ihtiyaçlarını giderebilmek ve problemlerini çözebilmek için önemli gördüğüm bir konu da şudur ki, gençlere düşünme ve eleştiri kültürü kazandırmak. Bunun için ortam ve imkân sağlamak çok önem arz etmektedir. Gençlerin hür, ilimsel ve bilimsel düşünme gücüne¸ geniş bir dünya görüşüne sahip¸ insan haklarına saygılı ve çevre bilinci yerleşmiş bireyler olmaları sağlanmalıdır.
19- Disiplin sahibi olmaya ihtiyacı var gençlerin. Disiplini elden bırakmış bir gencin hangi işi net, yerinde olabilir ki? Elden geldiği kadar işleri planlayarak hareket edebilme özelliğini ilk olarak ebeveyn daha sonraki yaşlarında da genç ile ilgilenen her kimse verebilmelidir.
20- Hayata, olaylara karamsar değil de pozitif bakmayaihtiyacı var gençlerimizin. Bundan dolayı hangi durumla karşılaşırlar ise karşılaşsınlar olaylara olumlu yönde bakabilmeyi, olayın olumlu yönünü hissettirip, gösterebilmeyi gençlere kazandırmamız lazım. Bunun için sağlam bir Allah inancı ve tevekkül gereklidir.
21- Gaye ve kimlik sorunu herkeste olduğu gibi gençlerimizde de almış başını gidiyor. Gayemizin Allah rızası olduğu fikri aşılanmalı her daim. Allah rızası yoksa ben bu işte yokum diyebilmenin hazzını gençlerimize aşılayabilirsek birçok konuyu çözmüş olacağız.
22- Diğer bir mesele de cinselliktir. Bu konuyu biraz açmak faydalı olabilir. Kur’ân’da; cinsel duygunun dışa vurulmasını ifade eden konuların; ima ve kinaye yoluyla açıklanması, gençlerin aralarında cinsellik meselelerini konuşurlarken aynı edebi göstermelerine matuf görünmektedir. Ergenlerin evlendirilmesinin teşvik edilmesiyle, cinsel gerginliklerinin meşru evlilikle doyuma ulaştırılarak, sükûna ve huzura erişmeleri hedeflenmiştir. Evlenme imkânı bulamayan veya çeşitli sebeplerle evlen(e)meyen bekârların cinsel duyguları, iffet ve ibadet gibi dini duygularla ve erdemlerle dizginlenmektedir. Cinsellik, sevgiyle içi içe olduğunda hissî derinlik kazanmakta ve beraberinde şefkat duygusunu getirerek cinsel doyumu tamamlamaktadır. Böylece eşler arasında sadece cinsel cazibe değil, samimiyet doğmaktadır. Kalpte yerleşen karşılıklı şefkat, merhamet ve muhabbet, cinsi eğilimin azaldığı yaşlılıkta da devam etmektedir.
Allah, eş seçiminde imanı ve iffeti ön plana çıkardığına göre, bu ikisinin gereğini hakkıyla yapmak, aile içi huzuru büyük ölçüde başarmayı da beraberinde getirecektir. Aksi durumlarda Aziz’in hanımının cinsel sevgiyle Hz. Yusuf’un kalbini kazanmak için entrika kurarken ailenin şerefini mahvetmesi gibi olumsuzluklar zuhur edebilecektir. Henüz erginliğe ulaşmamış çocukların “sabah namazından önce, öğleden sonra ve yatsı namazından sonra ebeveyninin odasına izinle girmesi” ilkesi, cinsi eğitimin erken yaşlardan itibaren başlaması gerektiğini göstermektedir.
23- Son olarak, gençlerimizin şiddetten uzak kalması için onları çeşitli spor dalları ile iştigal ettirmek ve enerjilerini meşru yoldan atmalarını sağlamak gerekir. Ayrıca beslenmesine Allah’ın çizdiği sınırlar içerisinde dikkat eden, giyimine kuşamına bu doğrultuda yön veren bir gençlik önemlidir. Bunu sağlayabilmenin yolu da edebi, hayâyı, kendisi olabilmeyi, kültürünü, örfünü, gence zamanında aşılayabilmek ve körelmemesi için elden gelen gayreti gösterebilmektir.