KAPAK- Günümüz Dünyasında Sosyal Medyanın Gücü

Tarihten Hissemize Düşen
Tarihler hicretten sonrasıydı. Hz. Peygamber’e iman ettikten sonra aralarındaki düşmanlığı bırakan Evs ile Hazrec kabileleri için artık kardeşlik, barış ve huzur günleri başlamıştı. İki kardeş kabilenin birlikteliğine en çok sinirlenenler elbette Yahudilerdi. Barış ve huzur ortamını eski keşmekeşine sürüklemek isteyen Yahudiler, içlerinden bir genci Ensar’a göndererek cahiliye döneminde gerçekleşen Buâs savaşını okuduğu şiirle hatırlattı. Okunan şiir üzerine Evs ve Hazrec kabileleri arasında tartışma çıktı. Eğer Peygamberimizin her iki kabileye “tekrar cahiliye dönemine mi dönmek istiyorsunuz” uyarısı olmasaydı Buâs savaşının bir benzeri yaşanabilirdi. Sözün etkisine karşı Medine’de Allah’ın elçisi ve devletin lideri olarak Ensar’a karşı yapmış olduğu uyarı dikkat çekicidir.[1]
1400 sene önce yaşanan bu hadise aslında günümüze de çok önemli mesajlar vermektedir. İlki yukarıda da bahsettiğimiz gibi sözün etkisidir. İnsan için söz, tarihi serüveniyle anılacak kadar eskidir. Hatta sözün kadim oluşu “önce söz vardı” diyerek temellendirilmektedir. İkinci olarak, Ensar’ın sözün büyüsüne kapılıp ayağa kalktığı sırada onları yatıştıran bir öncü ve liderin uyarısı ile duruşu, sözü söyleyenin vasfının kıymetini gözler önüne sermektedir. Son olarak iki grup arasındaki eski bir davayı tekrar alevlendirerek nifak tohumu ekmek isteyen Yahudilerin çabasını görmekteyiz.
Günümüzde küresel bir dünyada yaşadığımız ısrarla vurgulanmaktadır. Her an her şeyden haberdar olduğumuzu, güncele dair düşüncelerimizi sosyal medya aracılığıyla rahatça konuşabildiğimizi söyleyebiliriz. Sosyal medya o kadar tesirli bir ortamdır ki eğer bugün Buâs savaşının tekrarlanmasını isteyenleri görmek istiyorsak buraya bakabiliriz. İşte günümüz medyasının böylesi kötü bir gücü bulunmaktadır. Fakat bu durum sosyal medyayı tek bir noktadan görmek anlamına gelmektedir. İkinci bir boyut olarak liderin yeni bir Buâs savaşının yaşanmasını engellemek adına resmi sosyal medya hesabından ve diğer iletişim kanallarından uyarılarını yapacağı da açıktır.
Bir İletişim Aracı Olarak Sosyal Medya
Sosyal medya, teknolojinin gelişmesiyle birlikte topluma sunulan alternatif bir iletişim aracıdır. Beraberinde birçok sorunu getirdiği gibi pek çok imkânı da barındırmaktadır. Buradaki temel saik, aletin nasıl kullanılacağıyla ilgilidir. İyi kullanırsak faydaya, kötü kullanırsak zarara hizmet etmiş olacağız. Sosyal medya diğer konularda olduğu gibi iki ucu keskin bir bıçaktır.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran özellikleri akıl, irade ve dildir. Bu üçünün bileşimiyle eşya ile olan bağı diğer canlılara göre daha farklı bir boyutta olan insanın iyi ve kötüyü ayırt edecek iradesi bulunmaktadır.
Üreten, ürettiği eşyaya bir isim veren ve ürettiğini tüketen insanlığın sosyal medyayı benzer bir yolla üretip tükettiğini söyleyebiliriz. Bu kapsamda sosyal medyaya karşı oluşan rağbet, onun gücünün ana damarıdır. Bu rağbeti istatistikler üzerinden de görebiliriz. We Are Social’in Nisan 2024 verilerine göre dünya nüfusunun %62,6’sı aktif sosyal medya kullanıcısı olup günde ortalama 2 saat 20 dakikasını burada harcamaktadır.[2]
Sayısal gücünün yanı sıra sosyal medyanın ne amaçla kullanıldığına bakarak niteliksel anlamdaki gücünün temel boyutlarını da öğrenebileceğimiz kanaatindeyim. Sosyal medya kullanımının beş temel amacı sırasıyla şöyledir: Arkadaş ve aile ile iletişim kurmak, boş zamanı doldurmak, hikâyeleri takip etmek, içerik bulmak (ör. videolar, makaleler gibi), ne konuşulduğunu görmek.[3]
En çok tercih edilen sosyal medya mecraları ise sırasıyla şöyledir: Facebook, YouTube, Instagram, WhatsApp ve Tiktok. Her bir mecranın kullanıcı sayısı bir buçuk milyarın üzerinde olup kullanıcıların kullanım amaçlarına en uygun şekilde hizmet etmeleriyle de dikkat çekmektedir.[4]
Sosyal Medyanın Gücüne Dair Örnekler
Sözün etkisi, insanın diğer canlılar arasındaki konumu ve teknolojik gelişmeler ışığında değerlendirdiğimiz sosyal medyanın gücünü günümüzde yaşanan olaylar çerçevesince daha net bir şekilde ortaya koyabiliriz:
Arap Baharı, sosyal medyanın gücünü ortaya koyan en dikkat çekici örneklerden biridir. 2010 yılı itibariyle başlayan diktatör rejimlere karşı Arap dünyasındaki ayaklanmalar, özellikle sosyal medya üzerinden çok daha hızlı bir şekilde yayılmış, toplumsal hareketin boyutu pek çok Arap ülkesine sıçramıştır.[5]
Sosyal medyanın kişilerin ikincil bir kimliği, başka bir deyişle sanal bir kimliği haline geldiği görülmektedir. Sosyal medya mecraları üzerinde paylaştığınız her bir paylaşım profilinizi ortaya çıkarmaktadır. Profillerin eğilimine göre sosyal medya mecraları tarafından kişiye uygun reklamlar sunulmaktadır. Bununla birlikte bir araştırma tezinde ortaya konduğu üzere iş yeri sahibi katılımcılara yöneltilen “sosyal medya profilinde gördüklerinizden etkilenip işe aldığınız aday oldu mu?” sorusuna olumlu cevap verenlerin oranının %35 olması da sosyal medyanın hayatımızdaki etkisini gözler önüne sermektedir.[6]
Gerçek hayatta rahatlıkla dile getiremediğiniz duygu ve düşüncelerinizi sosyal medya üzerinden rahatlıkla dile getirebilme şansınız vardır. Ancak bu görüşleri duymasını istemediğiniz kişilerin kulağına gitmesi halinde yaşayacağınız mahcubiyeti bir düşünün.
Sosyal medyanın bazı kişiler için en sevilen özelliklerinden biri de anonim gezme imkânıdır. Kimsenin sizi tanımadığı bir ortamda, içinizden geçen pek çok duygunun ve düşüncenin açığa çıkmasıyla birlikte sosyal medyanın özgürce (!) gezdiğiniz bir ortam olduğu hissine kapılabilirsiniz. Oysa burada size verilen özgürlük gücü, sahte bir güçten öteye gitmemektedir.
Sosyal medya mecraları, algı ve manipüle etme yöntemlerinin kullanıldığı en önemli atmosferlerden biridir. Bu tehlikeye karşı kullanıcıların dikkatli olması gerekmektedir. Zira Malcolm X’in deyimiyle: “Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur.”
Sosyal medya üzerinden toplumsal konulara yönelik olarak verilen tepkilerin kişiler üzerinde bir rahatlamaya ve “görevimi yerine getirdim” algısına sebebiyet verdiği görülmektedir. Oysa bazı konularda sözden öte müdahalenin olması şarttır.
Günümüz dünyasında sosyal medyanın gücünü ortaya koyduğumuz bu yazımızda dile getirilebilecek daha pek çok husus bulunmaktadır. Tüm bunların yanında sosyal medyayı kullanırken niyetimizin her şeyden önce “iyiliğe hizmet etmek” olması gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Rabbimizin buyurduğu gibi: “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”[7]
[1] Kara, Cihad (2019). Siyer-Tefsir Bağlamında Medine Dönemi Nifak Hareketlerinde Yahudiler: Şâs B. Kays Olayı Örneği. Siyer Araştırmaları Dergisi, sayı 5, s. 43-61.
[2] We Are Social, Digital 2024 April Global Statshot Report, s. 180.
[3] Age. s. 193.
[4] Age. s. 201.
[5] Kırık, Ali Murat (2012). Arap Baharı Bağlamı’nda Sosyal Medya-Birey Etkileşimi ve Toplumsal Dönüşüm. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, Cilt 1 Sayı 3.
[6] Nizamoğlu, Nezahat Özlem (2018). Personel Seçimi ve İş Bulma Sürecinde Sosyal Medya Kullanımının Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Denizli.
[7] Âl-i İmran, 104.