KAPAK – Derdi; Davası Olan Bir Vefa Örneği: AĞMANVERMEZ

Ahmet AĞMANVERMEZ kardeşimle 1976 yılı Ekim ayında karşılaşıp tanıştık. Merkez Ortaokulunu bitirip parasız yatılı olarak Nevşehir İmam Hatip Lisesine geçtiğimizde karşılaştık merhum kardeşimle. O yıl başlayıp Mayıs 2014’te vefatına kadar kesintisiz devam eden 38 yıllık birliktelik ve kardeşlik. “Dostluk, kardeşlik” dendiğinde aklınıza gelen ne kadar güzellik varsa hepsi yaşanmış, zirve örnekleri verilmiş bir birliktelik.
Nevşehir İmam Hatip Lisesinden 1980 yılındaki mezuniyetimiz sonrası 4 yıl İlahiyat tahsilimiz de birlikte geçti. Ayrı mahallelerde ikamet ediyor olmamıza rağmen okuldaki sürekli birlikteliğin hafta sonu etkinliklerle devam ettirildiği “muhabbet” dolu Konya yılları…
1985 yılında öğretmenliğe ben Kırşehir’de başladım, O ise Ankara’da başladı. O yılların kıt iletişim imkânları ile kurulan diyalog ve yaz tatillerindeki sınırlı süredeki birliktelik; evimizi Nevşehir Merkez’e taşıdığımız 1992 yılında sona ererek yerini “ikiz gibiler” denilecek bir kardeşliğe bıraktı. Okul ve diğer şahsi işlerimiz dışında, çarşıda, pazarda, vakıf-radyo-dergi çalışmalarında o kadar çok beraber oluyorduk ki; çoğu zaman insanların bana “Ahmet Hoca”, ona “İbrahim Hoca” diye hitap ettikleri oluyordu.
Çarşıya çıktığımızda “İtimat Attariye” kesinlikle uğrak yerlerimizin başında olurdu. Mesai dışında ve hafta sonu Ağman’ı orada bulurduk çünkü. Demlenen çayla birlikte Ahmet Kardeş’in ikram ettiği; bazen peynirle bazen peynirsiz atıştırdığımız Nevşehir simidinin (kenarını kesinlikle kimseye vermez, kendine ayırırdı) ve arada kaynayan muhabbetin tadı hala damağımızda.
Kardeşimin Nevşehir Merkez’e benden önce gelmesi hasebi ile Rahmetli Zeki SOYAK Hocamızla birlikte çalışmaların içinde yer alması, İlkadım Dergisi aboneliği hep bizden öncedir. Zaten bütün güzelliklerde hep bizden önde idi. Hizmette, infakta, gayrette, dostlukta, vefada, itaatte, ilimde, irfanda, amelde bize örnek oldu.
İnsanları tanımada, onların sahip oldukları özellikleri keşfederek durumlarına uygun görevlerle onları vazifelendirmede bir dahi olan Hocamız, kardeşimizdeki bu üstünlükleri gördüğü için Enderun Eğitim Vakfımızın Kurucu Genel Başkanlığı için -sayıca epeyce olan kardeşler içerisinde- AĞMANVERMEZ kardeşi işaret buyurmuşlardır. Vakfımızın ‘Kurucu Genel Başkanı’ olma ve buna layık görülme payesi “AĞMAN KARDEŞ”imize dünya ve ahiret nişanesi olarak yeter de artar bile inşallah.
2. başkanlığının da şahsımıza tevdi edildiği vakfımızın kuruluş yıllarında gecemiz gündüzümüz, yazımız kışımız hep birlikte geçti Rahmetli AĞMAN ile. Vakıf çalışmalarında Rahmetli Hocamız bizi hep Ahmet kardeşimiz ile birlikte görevlendirirdi. Sahip olduğu maddi-manevi bütün imkânları “Vakıf Hizmetleri”ne onun gibi adayan başka bir örneğimiz yok gibidir.
Ahmet kardeşimiz neredeyse hepimizden daha önce bir vasıtaya sahip oldu. Önce Lada, sonra Toros daha sonra Peugeot marka otomobillerinin İslami çalışmalar için girmediği köy, kasaba, sokak, gitmediği çevre iller kaldı mı acaba? Kalmadığına ben şahidim. Kardeşlerimiz de şahit. Allah azze ve celle de biliyor zaten. Efendimiz aleyhisselam: “Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” buyuruyor. AĞMANVERMEZ kardeşin bütün imkânlarını Rıza-i Bari için seferber ettiğine dair şahadetimiz -hem dünyada hem ukbada- ila nihaye devam edecektir.
Epeyce gayr-i menkulü bulunan esnaf bir babanın tek erkek evladı olması sebebiyle; esnaflık ve bağ-bahçe işlerinde gözünün içine bakılmasına rağmen O, bu işleri tamamen vakıf çalışmalarına göre tanzim ederdi. Önceliği kesinlikle vakıf, dergi, radyo çalışmaları alır, kalan zamanında babası Mehmet Ali amcaya yardımcı olurdu. Vakıf çalışmaları için çıktığımız yolculukların çoğunda Ahmet kardeş cepten aranarak bağ-bahçe işleri kendisine hatırlatıldığında kardeşimizin, ebeveynini de üzmeden bir orta yol bulmak için nasıl çırpındığına pek çok kez şahit olmuşumdur.
Ahmet AĞMANVERMEZ kardeşimizin İslami çalışmalarda billurlaşan en bariz özelliği; bu çalışmaları her türlü dünyevi meşgalelerin önüne alması, şahsi, ailevi, ticari vb. diğer işlerini bu yoldaki gayretlerini esas alarak tanzim etmesi idi. O, bu yönü ile hepimiz için örnek alınacak bir ‘Dava Eri’dir.
AĞMAN Kardeş, sahip olduğu bütün hasletleri ile hepimiz ve özellikle de “Vakfımız Gençliği” için örnek alınacak önder kardeşimizden biridir.
Hayatı ve hatıratı aramızdan daha dün ayrılmış gibi belleklerimizde canlı.
Bu kutlu yolda bize rehberlik ederek; hayatı, yaşamayı “güzel” kılacak bir yönelişe, çalışmaya sevk eden Zeki Hocamız gibi AĞMANVERMEZ kardeşimizi de rahmetle, minnetle, şükranla ve hasretle yâd ediyor, özlüyoruz. Makamları cennet olsun. Rabbim dünyadaki beraberliğimizi cennetindeki birliktelikle taçlandırsın ve cemali ile cümlemizi müşerref eylesin. Âmin.