KAPAK – Bir Kutlu Çalışmanın Unutulmayan Rahmetlileri

1973 yılında Nevşehir İmam Hatip Okulu yeni bir müdürle tanıştı: Zeki SOYAK. Kısa zamanda öğrencilerin gönlünde taht kurdu. Sadece okul değil, Nevşehirlilerin gönlünde de yerini aldı. Kurulan ya da şubesi açılan derneklerle İslami ve ahlaki faaliyetlerini hızlandırdı. Hemen her gün bir evde, işyerinde, köyde, kasabada bilgilendirme diye nitelendirdiği konuşmalarına şahit olunuyordu. Bitmeyen enerjisi ile yaptığı çalışmalardan dolayı etrafındaki dinleyici kitlesi artıyordu.
Bu gayretler halkta, özellikle de öğretmen ve öğrenciler arasında büyük bir rağbet gördü. Her kesimden insanlar Hocamın sohbetlerinin bağlısı oluyordu. Tabi dinleyenler bilgileniyor sonra yönleniyorlardı. Yanlışa, harama İslam dışılığa karşı tavır ve ölçüyle hareket ediyorlardı.
Nevşehir’e gelmesinden itibaren bu çalışmalara hem maddi hem manevi hem de fiziki desteklerini esirgemeyen bir isim vardı: İlhami NALÇACIOĞLU. Mahalle, köy, kasabalarda gitmedik yer bırakmayan İlhami Hocam akademik görevi gereği Nevşehir’den ayrılıncaya kadar bu çalışmalara devam etti. Ben Avanos’ta görev yaparken Avanos ve Özkonak kasabasına gitmesinden genellikle de itikadi konuları anlatmasından hep haberdardım. Gittikten sonra da gittiği yerde bu çalışmalara çok yönlü desteğini hiç kesmedi. Emekli olup dönünce çalışmalarına devam etti. İlkadım Dergisi’nin editörlüğünü üstlenerek hem dergi hem de vakıf çalışmalarına rahmeti Rahmana kavuşuncaya kadar en üst seviye de devam etti.
Çalışmalar çok verimli olunca evler dar gelmeye başladı. Bunun için hem mekân hem de çalışma alanları genişlemesi gerekli oldu. Herkese açık olan bu çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması ve yasal dayanak gerekiyordu.
Birikimin değerlendirilmesi için İlkadım Dergisi kuruldu ve dergide kabiliyeti olanlar yazı, sayfa düzeni, tashih gibi çalışmaları yürüttüler. İlkadım, “Bir Mekteptir” mottosuyla çıkan, tam bir mektep olduğunu gösterircesine onlarca gencin yetişmesine ve yeteneklerinin farkına varmasına sebep oldu. Bu dergide tarih öğretmeni Atıf BİLGİLİ hoca tarih köşesini yazdı. Yine tarihle ilgili dergi çalışmalarında verilen görevi istisnasız yerine getirirdi. Vefatına kadar da bu hizmetini devam ettirdi.
Radyo vasıtasıyla hizmetin sözlü medyasında varlık göstermek ve var olan eksikliği gidermek için ART’nin (Anadolu Radyo Televizyon) kurulması kararlaştırıldı. Bunun için anonim şirket kurulması gerekiyordu. Rauf Denizler hocamla beraber kurucu ortakları aramaya başladık. Bu kuruluşumuza hemen herkes heyecanla destek verdi. Mustafa ÇAKIR abinin -şimdi yıkılan belediye dükkânlarında- işyerine vardığımız zaman öyle heyecanlandı ki “kaç hisse derseniz yazın” dedi. Ben de hep Zeki Hocamın yanında ve hizmetinde olan bu abimizin heyecanını unutmuyorum. Her türlü hizmette varlığını vefatına kadar devam ettirdi Mustafa ÇAKIR abimiz.
Yine Mehmet SATILMIŞ abi de Zeki Hocamın Nevşehir’e gelmesinden vefatına kadar her kurumda ve şartta desteklerini esirgememiştir.
Mehmet Ali AYDEMİR abimiz de rahmetli olana kadar Zeki SOYAK Hocamızla beraberliğini sürdürenlerdendir.
Dergi, radyo kuruldu, kardeşler aşkla şevkle heyecanla çalışıyor ve koşturuyorlar. Allah yolunda hizmetin tadını alanlar durur mu? Bütün bu çalışmalarının bir odak noktası olsun denildi ve uzun istişareler sonucu bir vakfın kurulmasına karar verildi: ENDERUN EĞİTİM VAKFI. İsim babası da Zeki Hocamdır. Vakfın kurucuları arasında ve uzun zaman genel başkanlığını yürüten rahmetli Ahmet AĞMANVERMEZ hocamı ve yine rahmetli olan kurucu üye Şerafettin KILIÇ abiyi anmadan edemeyiz. Şerafettin KILIÇ abi de Zeki Hocamın çalışmalarına baştan beri geceli gündüzlü destek verdi. Gülen yüzü ve kararlılığı ile unutulmaz oldu.
Murat KİTAPÇI. Nevşehir’in yurt özelliklerini tam taşıyan, her türlü sosyal hizmete uygun, Müslüman’ın ve özellikle adını aldığı Zeki SOYAK hocamın arzuladığı mükemmellik ve güzellikteki Nevşehir Zeki Soyak Öğrenci Yurdu’nun yapımında olağanüstü bir gayret ve titizlik gösteren, emeğini hiç esirgemeyen bu kardeşimiz de vefatına kadar çalışmanın heyecanını taşıdı. Mesleği gereği diğer inşaatlarıyla yurt inşaatı çalışmalarını karşılaştırır ve “esas kazancım bura (yurt)” derdi. Hep iyimser ve gülen yüzüyle, Nevşehirli konuşmasıyla unutulmazların arasına girdi.
Genç yaşta kaybettiğimiz İlkadım dergisinin Nevşehir’deki ilk dağıtıcısı olan Derviş ERGEN kardeşi de hatırlatalım.
Nevşehir Endüstri Meslek Lisesi edebiyat öğretmeni, fakülte arkadaşım Mustafa ALTINSOY, din kültürü öğretmeni ve Nevşehir Merkez Ortaokulunda müdür yardımcısı Zeki ATEŞ, değerli bir esnaf olan Erol BERK, genç yaşta trafik kazası sonucu kaybettiğimiz kardeşlerimizi de güzellikleriyle hatırlıyoruz.
Zor şartlara rağmen sohbetlerde çay hizmetlerine koşturan, radyomuzu hep dinleyen, dergimizi ince ince okuyup değerlendiren, güler yüzlü bir başka insan da rahmetli Mustafa KÖSE kardeşimizdir. Bu arada çalışmalara hep katılan ve destek veren Hüseyin ÇETİNKAYA kardeşimizi de unutmadık.
Son olarak Enderun Eğitim Vakfı’nın Konya Şubesi kurucu başkanı olarak Nevşehir’de bulunduğu zamanlarda da bu hizmete çok büyük katkıları olan güzel insan Osman BAĞCI’yı analım.
1970’li yılların sonunda Nevşehir’de İslamî çalışmalara başlayan Zeki SOYAK Hocamın etrafında oluşan vakıf, dergi, radyo ve değişik il-ilçelerdeki dernek çalışmalarına; bilgilendirme, yönlendirme ve uygulamalara rahmet-i Rahman’a kavuşuncaya kadar maddî, manevi ve fiziki yönden fedâkârâne katılan, destek veren tüm kardeşlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Rabbim onlara mağfiretiyle muamele eylesin ve onları Rasulullah’a komşu etsin.
Devam eden ve sürekli ivme kazanan bu çalışmalara, isimlerini andığımız güzel insanların çocuklarının da katılmalarını ve “salih evlat” olarak büyüklerinin “amel defter”lerini kapattırmamaları en büyük dileğimizdir.
NOT: Sürç-i lisanımdan ve eksik anlatımlarımdan dolayı affımı dilerim. Yakinen tanımadığım bu güzel insanların bazılarından bahsetmek çok zor oldu. Tanıyanlardan da bilgi istedim. Az dahi olsa bilgi gelmedi. Ne olur okuyunca şöyle olsaydı demeyiniz. Çünkü tashih tamamlandı ki okuyorsunuz. Selam ve dua ile.