KAPAK – Ailede Erkeğin Sorumlulukları

Erkek, kadın ve çocuklardan oluşan sosyal topluluğun adıdır Aile. Erkek ve kadının eksikliklerinin birbirleriyle tamamlandığı, teklikten çokluğa, ben’den biz’e doğru yükselişin gerçekleştirildiği kurumdur Aile. Aile herkes için hiçbir endişe taşımadan ve hiçbir maske kullanmadan sadece kendisinin olabildiği tek yerdir.
Allah azze ve celle ‘’Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır’’ buyurmaktadır.(1)
Bir erkek ve bir kadının birbirleri ile huzur bulmaları için meşru nikah akdi ile oluşan ailenin İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır. Çünkü aile sosyal bir müessese olduğu kadar İslami bir kurumdur ve aile içinde yüklenilen sorumluluk ve görevlerin yerine getirilmesi kulluğumuzun da önemli bir kısmını oluşturur. Sevgi, saygı, fedakârlık, paylaşma ve iletişim gibi daha birçok insani ve sosyal kavramlar ilk olarak aile ortamında yaşanır.
Varlıkları çiftler halinde yaratan Allah azze ve celle, insanı da erkek ve kadın halinde iki cins olarak yaratmıştır. Yarattıklarını en iyi bilen Allah azze ve celle, erkek ve kadına yaratılışlarının psikolojilerine ve fizyolojilerine en uygun sorumlulukları yüklemiştir.
Allah azze ve celle: “Allah’ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lütuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar (kavvam)”(2) buyurmaktadır. Sözlük mânası “bir şeyin üzerinde duran, hâkim olan, özen gösteren, onunla yakından ilgilenen”(3) demek olan kavvâmlık, erkeklerin, kadınların işlerinin düzenleyicileri, yöneticileri, koruyucuları, hakimi ve reisleri olmaları anlamındadır.(4) ‘Kavvam’ kelimesi, her ne kadar yöneticilik, reislik anlamlarını ifade etse de, bu mutlak bir hakimiyet ve üstünlük değil, ailenin işlerini yerine getirme konusunda erkeğe verilmiş hizmetle karışık bir yöneticilik, bir üstünlüktür.
Efendimiz aleyhisselam, bir topluluğun efendisinin o topluluğa hizmet eden olduğu vurgusunu yapmaktadır. Erkek, esas üstünlük ölçüsü olan kazanma ve mal edinme açısından faaliyet gösterme yeteneğine sahip; kadın ise itaat duygusu ve kabiliyet yönünden ince ruhlu ve çekici bir yaratılışta olduğundan erkeklerin kuvveti ile korunmaya ve muhafaza edilmeye muhtaçtır. Sonuç olarak genel bir şekilde üstünlük, amirlik ve idarecilik yetkisinin, hakkıyla erkek olan erkeklere verilmesini ifade etmektedir.(5) Bir erkek için eş ve çocuklar, Allah azze ve celle’den alınan bir emanettir. Onların her türlü ihtiyaçlarının helal olan kazançla sağlanması erkeğin üzerindedir. Erkeğin, günlük yaşantının sürdürülebileceği, her türlü saldırıdan aile fertlerinin kendilerini güvende hissedecekleri bir mesken temin etmek, meskenin doğru bir semtte olmasını sağlamak ve doğru komşular bulmak gibi sorumlulukları vardır.
Peygamberimiz aleyhisselam: “Haberiniz olsun ki her biriniz çobandır ve her biriniz idaresi altındakilerden sorumludur… Erkek, ev halkı üzerinde güdücüdür ve güttüklerinden sorumludur…(6) buyurmaktadır. Çobanlık, saflık ve samimiyeti ifade eder. ‘’Çoban’’ kavramı bütün kadim dinlerde ‘’doğru yola yönlendiren’’ anlamındadır. Çoban, gütmekle sorumlu olduğu sürüsünün güvenliğini sağlar ve sürüyü sahiplerine eksiksiz teslim eder.
Sonu ahirete varacak olan ve bir ikincisinin yaşanma ihtimali olmayan dünya hayatı yaşıyor insan. Kaynakları Hak veya Batıl olan çağrıcılar sürekli olarak insana heytelek (gelsene bana) çağrılarında/davetlerinde bulunuyorlar. Doğru çağrıya uymak insanı ebedi mutluluğa ulaştırırken yanlış çağrıya uymak insanı ebedi azaba götürür. İbrahim suresi 22. ayette ‘’İş bitince şeytan onlara şöyle diyecek: ‘Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vaat etti, ben de size vaat ettim, ama sonra caydım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi küfür ve isyana çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın…’ Doğrusu zalimler için acı bir azap vardır.” buyurmaktadır. Emanete sahip çıkma sorumluluğu olan erkek, hem kendisini hem de ailesini ahirette mutlu sona ulaştırabilmek için dünyada samimi niyetle doğru yola yönlenmeli/yönlendirmelidir. Hakkı tanımak ve tanıtmak ile batılı tanımak ve tanıtmak en başta gelen görevleri arasındadır. Bu anlamda evde yaşanacak ibadet hayatı fiili, sohbet ortamı da kavli yönlendirmedir.
‘’Hani Lokmân oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”(7) Bir Müslüman en önce alemlerin Rabbi olan Allah’ı bilmekle mükelleftir. Ailenin sorumluluğunu üstlenen erkek, en öncelikli olarak aile fertlerine alemlerin Rabbi olan Allah’ı, şirkten uzak, Rabbimizin kendisini Kur’an’da tanıttığı gibi tanıtmalı, bildirmelidir. Bunun beraberinde peygamberimiz aleyhisselam’ı tanıtmak, İslam’ı anlatmak için eğitim ortamı oluşturmalıdır. Ailede mümkün olduğu kadar Kur’an ve sünnetin hakim olduğu bir ortam oluşturmak gerekir.
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’’(8)
“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.’’ (9)
Onların (kulların) vazifeleri; Yüce Yaratıcının birliğini bilmek, O’nun yüce bir mâbud olduğunu tasdik ederek ilâhî zâtına kullukta bulunmaktır.(10) Namaz insanı her türlü fuhşiyat ve münkerden koruyarak ‘’ahsen-i takvim’’ sırrına yükselten ibadettir. Efendimiz aleyhisselam “Evlerinizi (nafile) namaz kılarak ve Kur’ân-ı Kerîm okuyarak nurlandırınız.”(11) buyurmaktadır. O halde evlerimizde cemaatle namaz kılınmalı, ailede herkese en az doğru namaz kılacak kadar Kur’an öğretimi yapılmalıdır.
“Hiçbir baba, evlâdına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiştir.”(12) “Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz…”(13) İnsan, insanlarla, diğer canlılarla ve tabiat ile birlikte yaşayan ve onlarla anlam kazanan sosyal bir varlıktır. Kendisi, ailesi, yakın ve uzak çevresiyle sürekli iletişim ve etkileşim halindedir. Onları etkilediği kadar onlardan da etkilenir. İnsanın ahlakının güzelliği etki gücünü artırır. Efendimizin güzel ahlakı, insanları etkilemede ve kendisine iman etmelerinde çok önemli bir etkiye sahiptir. Allah azze ve celle, O’nun ahlakını övmüş ve ‘’Muhakkak ki sen yüce bir ahlak üzerindesin.’’(14) buyurmuştur. Ahlak eğitimi insanın kendisi ile başlar ancak orada bitmez, o ailesinde de ahlaki değerlerin hakim olmasını sağlar. Allah azze ve celle ‘’Mü’min erkeklere söyle, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar…’’(15) ‘’Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar…’’(16) ‘’…Bir toplum, kendisinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimetleri değiştirmez’’(17) buyurarak ahlakın ailenin yöneticisi konumundaki erkekten başlayarak bütün aile fertlerinde, oradan da toplumun bütününde yaşanmasını emretmektedir.
Eş olarak bir erkeğin hanımına karşı;
- Eşinin kendisi için değerli olduğunu ona hissettirebilmek,
- Gerek ferdi gerekse aileyi ilgilendiren konularda eşi ile istişare etmek,
- Sert olmamak, şiddet uygulamamak,
- Onunla iyi geçinebilmenin yollarını aramak,
- Gönlünü hoş tutmak adına zaman zaman hediyeler verebilmek,
- Eşinin ailesi için çırpınışlarını takdirle ve güzel sözlerle taltif etmek gibi sorumlulukları da vardır.
Bir baba olarak erkeğin çocuklarına karşı;
- Onlara güzel isimler vermek,
- Onlara sevildiklerini hissettirmek,
- Aile içinde onlara güvenli bir ortam sağlamak,
- Eğitimleri ile yakından ilgilenmek,
- Hayata hazırlamak, zamanı geldiğinde hayırlı bir eş ile evlendirmek gibi sorumlulukları da vardır.
Allah azze ve celle, evlerimizi Efendimizin hane-i saadetlerindeki huzurdan nasipdar eylesin.
- Rum suresi 21. ayet
- Nisa suresi 34. ayet
- Kur’an Yolu Tefsiri
- Tefhimül Kur’an Tefsiri
- Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri
- Sahih-i Müslim Tercümesi
- Lokman suresi 3. ayet
- Zariyat suresi 56. ayet
- Taha suresi 132. ayet
- Ömer Nasuhi Bilmen Meal ve Tefsiri
- Beyhaki
- Tirmizi
- Tirmizi
- Kalem suresi 4. ayet
- Nur suresi 30. ayet
- Nur suresi 31. ayet
- Enfal suresi 53. ayet