İncitmemek ve İncinmemek

Müslüman merhametli, hassas ve rakik bir gönle sahip olmalı, kimseyi incitmemelidir. Çünkü Allah Resulü’nün tarif ettiği ve istediği mü’min herkesle ülfet eden ve kendisiyle ülfet edilen bir gönül insanıdır. Hz. Mevlana buna işaretle “Lütuf merhemi ol, inciten diken gibi olma” demektedir.
Hakiki mü’min her şeyden önce kendisini yaratan ve her türlü nimetler bahşeden Rabbini incitmekten şiddetle sakınmalıdır. Sonra da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi incitmemek için büyük bir titizlik göstermelidir. Zira ayet-i kerimede şöyle buyrulur; “Allah ve Resulü’nü incitenlere Allah dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.” (Ahzab, 57)
Yani bir mü’min her şeyden evvel dinini güzelce yaşamalı; haramlardan uzaklaşarak, İslam’ın kendisinden incinmediği, bilakis razı olduğu bir kul olmalıdır. Sonra da hiçbir varlığı incitmemeye gayret etmelidir. Fahr-i kâinat efendimiz Müslümanın halini şöyle beyan buyurur; “Gerçek Müslüman dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir. Asıl muhacir de Allah’ın yasaklarını terk edendir.” (Buhari)
“Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse ölümünü Allah’a ve ahirete inanmış olarak karşılasın, bir de başkalarına karşı kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın.” (Müslim)
İnsan gönlü nazargah-ı ilahidir. Yani cenab-ı hakkın nazar kıldığı mübarek bir makamdır. Dolayısıyla onu incitmek çok büyük bir hatadır. Hz. Mevlana kaddesallahu sirruhu gönlün kıymetini şöyle ifade eder; “Eğer sende basiret varsa gönül Kâbe’sini tavaf et. Topraktan yapılmış sandığın Kâbe’nin asıl manası gönüldür. Şunu iyi bil ki sen Allah’ın nazargahı olan bir gönlü incitir, kırarsan Kâbe’ye yaya olarak da gitsen kazandığın sevap gönül kırmanın günahını telafi edemez.”
Yine Hz. Mevlana bu hususu güzel üslubuyla şöyle ifade eder; “İnsanı inciten kişinin Allah’ı incittiğinden haberi yoktur. O bilmiyor ki bu su, hak ırmağının suyu ile birleşmiştir. Bilgisizliğimiz, körlüğümüz yüzünden Hakkın velilerini hor görmek ve onları incitmek istemiyoruz. Ahmaklar, insan yapısı mescide saygı gösterirler de gönül sahiplerinin gönüllerini kırmaya çalışırlar.”
Yunus Emre hazretleri ne güzel söylemiş;
Gönül çalabın tahtı,
Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahttı
Kim gönül yıkar ise
Şair bu hali şöyle ifade eder;
Cihan bağında ey âşık budur mahsud-ı insü cin
Ne kimse senden incinsin ne sen kimseden incin!
Kaynak
Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti, 2. Cilt, s. 464