İMBİK-Yeni Face Adetleri

Cemaat ve cemiyet ruhunu kaybetmeye başlayalı duçar olduğumuz kimi Batı artığı hastalıklar nedeni ile hal, harekât ve davranış değişiklikleri ile karşı karşıya kaldığımız konusunda hiçbir şüphe yoktur. Günümüz Müslümanlarının ahlak ve muamelat konusunda çeyrek yüzyıl öncesinin dindar tavırlarını gösteremedikleri aşikârdır. Bu değişiklik topyekûn gerçekleşen değişikliklerin sadece kişisel olarak nitelendirebileceğimiz kısmıdır. Sadece insanımızın yansıtma ihtiyacı hissetmek zorunda kaldığı tezahürlerdir. Yani bireysel olarak sosyal hayatta var olmaya çalıştığı yönleridir.
Meseleyi biraz daha vuzuha kavuşturmak için ecdadımızın kimi uygulamalarından örnekler verelim: Bizden bir nesil önceki İslâmî terbiye almış insanların Müslümanlıkla alakalı tavırları daha bir takvaya yönelik idi. İctimai hayatta daha çok edeb, adab ve terbiye dikkate alınırdı. Varlıkla, çoklukla, fazlalıkla ve gösteriş unsurları ile yoksulların dikkati çekilmezdi. Zenginlik paylaşılarak ifade edilirdi. Bireysel tatminler mahrem kabul edilirdi. Beğenilme hissi sadece aile içerisinde giderilmeye çalışılırdı.
Egoist duygularının gelişmemesi için daha küçük yaşlarda çocuklara hafif baskı uygulanır ve paylaşma uygulamaları evde ve mahallede gerçekleştirilirdi. Başkalarından iltifat görme ancak güzel işler sonucunda gerçekleşirdi. Rastgele işlerde insanlar kırılmasın diye teşekkür edilmezdi. Laf olsun için beğenme tabirleri kullanılmazdı. Eskilerde övünmek haram kabul edilir, övünenler kısa sürede yaptıklarının yanlış olduğunu karşı tavırlardan anlarlardı. Şov meraklıları hoş karşılanmaz ve murailikle suçlanırdı.
Son dönemlerde sosyal paylaşım sitelerinin kullanımının çoğalması bizim çevrelerde hayırlı gelişmelere sebep olmakla birlikte İslâmî terbiye konusunda büyük bir boşluk da meydana getirmiştir. Bugün bu paylaşım sitelerini kullanma şeklimiz Egoizm, Narsizm ve Bireyselliğin ortak sonuçlarının gerektirdiği biçimdedir.
İnsanımızın egoist duygularının tatmini daha ziyade paylaşım sitelerinin araç edinilmesi ile gerçekleşmektedir. Her ne şekilde olursa olsun başkaları tarafından takdir edilme hissini ifade eden yazı ya da fotoğraflar o kadar yaygın bir paylaşım oluşturmaktadır ki, siz bile acaba beni kimse takdir etmiyor mu, acaba ben de kendimi anlatacak paylaşımlar yapsam mı diye düşünmek zorunda kalıyorsunuz.
Örneğin Face’de bir profil değiştirme âdeti çıktı ki sadece bir fotoğraf değiştirmeniz en çok paylaşımı ve takdiri toplamaktadır. Sizi yakışıklı bulanlar, genç bulanlar, “aslan gibisin” diyenler, “maşallah”, “şekilsin” diyenler, dua edenler, beğenenler, Allah’ın yarattığı cisminiz nedeni ile şımarma ihtimalinizi ayyuka çıkartabilmektedirler. Bu paylaşımlardan sonra “Vay be! Ben neymişim be abi!” demekten kendinizi alamazsınız. Böylece, yavaş yavaş tevazu kanatlarını kibir semalarına yükseltmeye başlarsınız.
Paylaşım sitelerini tebliğ, haberleşme, sevgi ve üzüntülerini paylaşma vb. faydalı işler için kullanma adetleri yanında Kur’an’a göre “Lehvel hadis” kabul edilebilecek sunumlar paydaşları yormakla birlikte maddi ve manevi faydası olmayan paylaşımların kullanımını da yaygınlaştırmaktadır. Bu da vakit israfına neden olmaktadır. Riya ve murailiğe hizmet edebilecek gönderiler de yaygın bir adet halini almaktadır.
Bir de Müslümanlar arasında kin, nefret ve düşmanlığa sebep olabilecek paylaşımlar var ki hak getire! Ataması gerçekleşmeyen kardeşimiz kendi yerine atanmış kişiyi aşağılamak ve töhmet altında bulundurmak maksadı ile tahakküm edici paylaşımlarda bulunup, bu kişiyi tahkir edebilmektedir. Bunu yaparken ehliyet ve liyakatle ilgili ne kadar âyet-hadis varsa sıralamakta ve paylaşımının sonuna “o koltuk sana da yar olmayacak” tehdit notunu ekleyebilmektedir.
İnsanımız takdir edilme hissini sosyal ağlarda arar hale gelmiştir. Bu konuda toplumun git gide aralarında bir meseleyi konuşamaz hale gelmesinin etkisi elbette büyüktür. Kendi ailesinde, yakın çevresinde takdir edilmeyenler bu ihtiyaçlarını face gibi ortamlarda gidermeye gayret etmektedir. Nişanlısı ile öpüşme sahnesini paylaşan tesettürlü kızımızdan tutun da, aldığı kurbanın ne kadar güçlü bir tosun olduğunu göstermek için canlı video atan vatandaşımıza, çocuğunun herhangi bir liseden mezun olmasını büyük olay kabul edip, Türk bayrağı görüntüleri eşliğinde “çok şükür mezun olduk” yazarak paydaşlarından takdir bekleyen insanımıza varıncaya kadar birçok değişik örneğe rastlayabiliriz.
Son günlerde insanımızın kendini ifade etme ihtiyacı da anlaşılan normal ortamlarda giderilememektedir. Bunu paylaşım sitelerindeki kendini ifade etme isteklerinden anlayabiliriz. Bu ortamlardaki kişisel tezahürler maalesef anormal kabul edebileceğimiz biçimlere bürünebilmektedir. Bazen bencilliğin uç noktalarını çağrıştıran, bazen de herhangi bir ahlaki norma bağlı olmayan cehalet paylaşımlarına şahit olmaktayız.
Face ve diğer paylaşım sitelerinde paylaşımlar yaparken Müslümanlığımızın hoş görmediği riya, gösteriş, kibirlenme, ucup, övünme, tahkir etme, ma’laya’niyi aktarma ve amelleri sergileme âdeti yayılmaya başlamıştır. Bunun en önemli sebebi teknolojinin şova yönelik imkânlar barındırması yanında Müslümanların sosyal hayatta “bindik bir alamete…” havasına bürünmeleridir. Bu konuda emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker (iyiliği emretme, kötülükten sakındırma) konusunda büyük bir boşluk meydana gelmiştir. Bu paylaşım sitelerini kullanan herkes bu konuda duyarlılık sahibi olmak zorundadır.
Maalesef, ortaya çıkan boşluk sebebiyle, üzüm üzüme baka baka kararır kabilinden, daha çok nefsimizi ilahlaştıracak paylaşımlar yapmayı adet haline getiriyoruz. Oysa kalp, dil ve organlar yaptıklarından sorumludur. Sunduğumuz paylaşımlarda da ilahi naslara uymaktan kaçınamayız. Sonuçta paylaşım sitelerindeki eylemlerimiz de bir fıkha tabidir.