İLMİHAL-VAKIFLAR – 2

İLMİHAL-VAKIFLAR – 2

Vakfın Sebebi

 

Vakfın sebebi; Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak, Allah Teâlâ’nın kullarına hizmet etmektir. Bu hizmet yalnız insanlara değil, diğer yaratıklara da şâmildir. Ecdadımız, yaralı ve hasta hayvanların bakımı, göçmen kuşlardan hasta ve yaralı olmaları sebebiyle göç edemeyenlerin bakım ve tedavisi için bile vakıflar yapmıştır.

 

Çünkü onlar, çok iyi biliyorlardı ki, vakfettikleri, tasadduk ettikleri mallar az iken çoğalıyor, kendileri onu korumakta iken, tasadduk ettikleri malları artık kendilerini koruyor. Çünkü onlar, Muhbir-i Sâdık, Peygamberimiz, Efendimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Sadakanın malı azaltmayacağı, bilâkis bereketlendireceği, bela ve musibetlere kalkan olacağı” müjdesine bütün kalbiyle inanır ve tasdik ederlerdi.

 

Böylesi iman ve tasdik onları hep hayır işlerinde yarışmaya sevk etmiş, böylece İslam medeniyetinin şaheserleri vakıflar, vakıf müesseseleri, cami, medrese, kütüphane, tekke, zaviye, kervansaray, han, hamam, çeşme, köprü çeşit çeşit imaretler vücut bulmuştur.

 

Vakfın Sıhhatinin Şartları

 

1- Vakfeden kişinin mülk edinmeye, teberrû yapmaya ehil olması şarttır. Yani;

a- Akıllı,

b- Hür,

c- Baliğ olması gerekir.

 

Buna göre:

a- Delilerin,

b- Efendisinin izni olmadan kölelerin,

c- Bunakların,

d- Çocukların yaptığı vakıflar sahih olmaz. Vakıf yapmak için Müslüman olmak şart değildir. Gayrimüslim bir zımminin yaptığı vakıflar da sahihtir.

 

2- Vakfedilen şeyin malum olması ve belirlenmesi şarttır. Meselâ şu evimi vakfettim. Şu tarlamı vakfettim gibi. Şu evimin bir kısmını vakfettim dese de o kısmı belirlemese vakıf yapmış sayılmaz.

 

3- Vakfedilecek malın bizzat kendisinin vakfedilmesi gerekir. Bir evin bizzat kendisini vakfetmek gerekir. Evin kirasını vakfetmek sahih değildir.

 

4- Vakıf mülkü muvakkat bir zaman için vakfedilmez. Meselâ bir kimse şu bahçem beş yıllığına vakıftır dese bu vakıf sahih olmaz.

 

5- Vakfeden kişi yaptığı vakfı kendi rızası ile yapmalıdır. Bir kişiye bir mülkü, baskı yapılarak, zorlanarak, rızası olmadan vakfettirilse bu vakıf sahih olmaz.

 

6- Vakıf edilen mülkün vakıf anında vakfedenin mülkü olması gerekir. Başka birinin malını onun haberi olmadan veya başka birinin malını gasp ederek filan mülk vakıftır, demekle o mülk vakıf olmaz.

 

Vakfın Hükmü

 

Vakfedilen mülkün aynının Allah Teâlâ’nın mülkü hükmünde olması ve asla;

a- Satılmamak,

b- Bağışlanmamak,

c- Varislere taksim edilmemek ve vakıf gelirlerinin Allah’ın kullarına ve hayır işlerine ait olmasıdır.

 

Vakıflarla İlgili Bazı Meseleler

 

1- Vakfiyelerin şartlarına uymak ve şartlara göre hareket etmek vaciptir. Ancak şeriata aykırı bir şart varsa o şarta uymak gerekmez. Meselâ vakfedilen bir cami asla müze haline getirilemez. Vakfedilen bir medrese, kahvehane veya çarşıya dönüştürülemez.

 

2- Vakfiyenin şeriata aykırı olmayan şartlarını, vakıf tescil edildikten sonra, vakfeden kişi bile değiştiremez. Ancak vakfiyede şartların değiştirilebileceği yazılmışsa, o takdirde vakfeden tarafından veya mütevelli tarafından değiştirilebilir.

 

3- Ölüm hastasının yapmış olduğu vakıf, vasiyet hükmündedir. Malının üçte biri için muteber olur.

 

4- Vakfedilen bir arsanın üzerindeki binalar ve ağaçlar vakfedilirken zikredilmese bile vakıftır.

 

5- Bir kimse herhangi bir vakfa bağışta bulunsa, ister bu vakıf arsasına bina yapıp hibe etmek suretiyle olsun, ister nakit olarak olsun, bina yapıldıktan, nakit teslim edildikten sonra bu bağışından rücu edemez.

 

6- Vakfı maksadının dışında kullanan veya vakıf gelirlerine hıyanetlik yapan bir mütevelli derhal azledilir.

 

Vakıf işleri ile meşgul olan, vakıf yönetiminde, vakıf hizmetlerinde bulunan kişiler çok dikkatli olmalı, vakıf mallarını korumak hususunda, vakfın maksadına uygun bir şekilde hizmet görmesinde, vakıf gelirlerinin artırılıp daha geniş hizmet imkânı sağlanmasında var gücüyle, şevkle, aşkla çalışmalı, başkalarını da bu hizmetlere teşvik etmelidir. Vakıf hizmetleri çok mesuliyetli ve fakat çok şerefli hizmetlerdir.

 

Her Müslüman sadece malını vakfetmek veya kurulmuş vakıflara bağışta bulunmakla iktifa etmemeli, kendisini de vakıf hizmetlerine, Allah’ın kullarına hizmete vakfetmeli, vakıf insan olmalıdır.

 

“Rabbimizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış olan genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun. O takva sahipleri ki darlıkta da, bollukta da Allah için infak ederler. Öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik yapanları sever.” (Âl-i İmran, 133-134)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.