İLMİHAL-İmam Muhammed’in “el-Asl” Eserinde Sütre Meselesinin Değerlendirilmesi

İLMİHAL-İmam Muhammed’in “el-Asl” Eserinde Sütre Meselesinin Değerlendirilmesi

İmam Muhammed, Ebû Hanife’nin önde gelen talebelerinden olup eserleriyle Hanefi mezhebi literatüründe mühim bir harita çizmiştir. Onun “el-Asl” eserinde hitap şeklinin daha çok قلت yani “ben dedim” şeklinde olduğunu görmekteyiz. İmam Muhammed, Hanefi mezhebinin ana kaynaklarından biri olması münasebetiyle kendinden sonraki talebelere yaptığı çalışmalarla yol açmıştır. Onun “el- Asl” adlı eserinde sütre anlayışı şu şekilde nakledilir:

İlk olarak kadınların erkeklerle beraber namaz kılması meselesinde; bir kadın imama uyarak safta erkeklerle beraber cemaatle namaz kıldı. Bunun durumu ve onun yanlarında olan erkeklerin durumu nedir, ne dersin? Bu kadının namazı tamdır. Cemaatin hepsinin namazı da tamdır. Ancak sağında solunda ve arkasında onun hizasında olan üç kişinin namazı bozulmuştur; onlar bu namazlarını yeniden kılarlar. Ben niçin dedim? Çünkü dedi, bu üç kişi arkalarında olan adamlara sütre/perde olmuşlardır. İkisi ise onlardan her biri, kadın ile yanındaki erkek arasında bir duvar konumundadır.

Yine devamında üzerinde resimler olan sütrenin mescidin kıble tarafında bulunması mekruh olur mu, ne dersin, sorusuna; evet, dedi şeklindeki cevabı kitapta mevcuttur.

Burada da gördüğümüz gibi aslında namazı kılanların yani o üç kişinin orada namaz değil de sütre görevi yaptığını, namaz kılan kadına sütre yani set olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Devamında ise namaz kılan birinin önünde resimli bir sütre olmasının mekruhluğundan bahsedilip normalde de resimli kıyafet giymek mekruh görülmüş olup namaz sahihtir denilmiş, ama namazın ihtiyaten tekrar kılınması daha efdal görülmüştür.

Mekke’de ve Kabe’de namaz bahsinde bir soru; eğer Kabe’nin binası ortada olmasa ve imam insanlara namaz kıldırmak üzere ayağa kalksa, insanlar da Kabe’nin etrafında saf tutarlarsa ve imamın önünde imam ile karşıda saf arasını sınırlayan (engelleyen) bir sütre yoksa? İmam ve cemaatin hepsinin namazı yeterli olur, onların namazları tamdır, dedi. Ancak imam kendisi ile karşı saf arasına bir sütre koymayı terk etmekle kötü bir şey yapmıştır. Bir cemaat imamla beraber Kâbe’nin üstünde namaz kılsa ne dersin? Bu onlar için yeterli olur, dedi. Ben dedim: Eğer imam Kâbe’nin bir tarafına yönelmiş, cemaatten her bir kişi de başka bir tarafa yönelmiş ise? Bunların hepsinin namazı yeterli olur, dedi. Ancak onlardan birisi imamdan önce olursa ve sırtı da imamın yüzüne dönük olursa olmaz; böyle olan bir kişinin namazı yeterli olmaz. Ben dedim: Eğer cemaatten bir kısım insan imamın önünde, fakat onların yüzleri imamın yüzüne karşı karşıya ise ne dersin? Bu onlar için yeterli olur dedi. Ben dedim: Bu konuda kadınlar da aynı erkekler gibi midir? Evet, dedi, fakat bu insanlar kendileri ile imam arasında sütre koymayı terk ettikleri için kötü bir iş yapmış olurlar.

Buradan da anlaşıldığı üzere sütre, kadınlar ile erkeklerin beraber namaz kılmasında ele alınmış ve kadının namazının geçerli olduğu ancak sağında-solunda ve arkasında olan adamların namazlarını iade etmesi gerektiği, çünkü onların arkadaki cemaate sütre oldukları dile getirilmiştir.

Devamında, üzerinde resimler olan sütrenin mescidin kıble tarafında bulunmasının mekruh olduğu ve Kabe’de namaz bahsinde Kâbe’nin tam ortada olmadığını baz alınarak imamın namaz kıldırmak üzere ayağa kalkıp cemaatin de Kâbe’nin etrafında namaza durması ve imamın önünde sütre olmadığında her iki tarafın da namazının geçerli olacağı söylenmiş fakat imamın burada sütreyi terk etmesi mübah görülmemiştir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.