İLKADIM KİTAPLIĞI- İslam ve Batı / İbrahim Kalın

İLKADIM KİTAPLIĞI- İslam ve Batı / İbrahim Kalın

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ay sizlerle İsam Yayınlarından çıkan Prof. Dr. İbrahim KALIN’ın İslam ve Batı kitabını inceleyeceğiz.

“Tarihte İslam ve Batı medeniyetleri kadar yakın ilişki içinde olan başka bir uygarlık görülmemiştir. Çatışma, rekabet, uzlaşma ve birlikte yaşama biçimlerine bürünen bu ilişkinin tarihi aynı zamanda farklı ‘ben’ tasavvurlarının ve ‘öteki’ algılarının tarihidir.

Bu çalışma, iki medeniyet arasındaki ilişkileri tarihi seyri içerisinde incelemekte ve günümüz sorunlarını bu tarihi arka plana dayanarak tahlil etmektedir. İslam’ın tarih sahnesine çıktığı VII. yüzyıldan Ortaçağ’a, Haçlı Seferlerinden Endülüs’e, Avrupalı gezginlerden oryantalistlere ve günümüzün popüler kültür eserlerine kadar İslam ve Batı kavramlarının nasıl algılandığı, farklı algılama ve biçimlerin gerçekliğin yerine nasıl konulduğu ve bunların hangi gerginlik alanlarını ürettiği çarpıcı örneklerle anlatılmaktadır.”

Kitabımız on bölüm ve bir ek bölümden oluşuyor. Birinci bölümde “İslam” ve Batı” kelimeleri mercek altına alınıyor. Soyut bir insanlık medeniyeti kavramıyla, mutlaklaştırılmış bir İslam-Batı karşıtlığı tuzaklarına düşmeden iki kültür ve medeniyet havzasının dayandığı temeller inceleniyor.

İkinci bölüm, İslam’ın tarih sahnesine çıkmasıyla başlayan üç temel tehdit algısını ele alıyor. Bu tehdit algısının etkileri ileriki bölümlerde de tartışılıyor.

Üçüncü bölümde, Roma’nın doğuya bakan yüzü ve Bizans İmparatorluğu’yla genç İslam medeniyetinin etkileşimi üzerinde duruluyor. X. yüzyılın sonlarına kadar süren bu ilişki, iki medeniyet arasında dinamik bir kültür alışverişinin mümkün olduğunu gösteriyor.

Dördüncü bölüm, Ortaçağlarda Hristiyan Avrupa’da hâkim olan İslam algısını irdeliyor. Burada İslam medeniyetinin skolastik düşünce ve ardından Rönesans üzerindeki etkisi tartışılıyor.

Beşinci bölüm, İslam-Batı ilişkileri tarihinde önemli bir paranteze, Endülüs’te yaşana “convivencia” tecrübesine eğiliyor. Bu bölümde ele alınan Endülüslü bilgenin anlattıkları ilgiyle okunuyor.

Altıncı bölüm Reform, Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde bütün Avrupa’yı saran “Türko-fobia” üzerinde duruyor ve tevarüs edilen şiddet yanlısı, şehvet düşkünü ve yayılmacı İslam imajının Avrupa’daki Osmanlı ve Türk tasavvurunu nasıl şekillendirdiğini inceliyor.

Yedinci bölüm, Avrupa kolonyalizminin geleneksel “darü’l-İslam” coğrafyasının önemli bir kısmını fiilen işgal ettiği dönemi ve etkilerini ele alıyor.

Buraya alınan Napoleon’un ünlü Mısır seferi sırasında yayımladığı bir ferman ve buna Mısırlı tarihçi Ceberti’nin verdiği cevap, kayda değer bir okuma metni. Bu bölümde ayrıca Avrupa’nın popüler ve akademik İslam algısının seyyahlar ve oryantalistler aracılıyla nasıl oluşturulduğu da tahlil ediliyor.

Sekizinci bölüm, XIX. yüzyıl ve sonrasında Müslüman aydın, yazar, seyyah ve devlet adamlarının nasıl bir Avrupa/Batı tasavvuruna sahip oldukları üzerinde duruyor.

Dokuzuncu bölüm, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde İslam-Batı ilişkilerinin seyrini inceliyor ve yeni gerginlik alanlarına dikkat çekiyor.

Onuncu bölüm, ilişkilerin bugünkü seyrine bakıyor ve mevcut gerginliklerin aşılmasına yönelik çözümler sunuyor.  

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.