İLKADIM KİTAPLIĞI- Babamın Hatıralarıyla Yakın Tarih / İhsan Şenocak

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ay sizlerle Hüküm Kitap’tan çıkan İhsan ŞENOCAK hocamızın, babası Kamil ŞENOCAK Hocaefendi ile mülakat usulü ile hazırladığı “Babamın Hatıralarıyla Yakın Tarih” kitabını inceleyeceğiz.

Yakın tarihin hala karanlık tarafları var. Özellikle Müslümanlar açısından aydınlığa kavuşturulamayan birçok yön bulunmaktadır. Kadir MISIROĞLU, Burhan BOZGEYİK gibi yazarlarımız sayesinde yakın tarih ile ilgili bilgi edinebildik. Resmi tarih tamamen kendine göre bir tarih yazdığı ve okullarda da bu tarih öğretildiği için tarihin doğrusunun, öğrendiklerimiz olduğunu zannediyoruz. Anlatılanların gerçek olmadığını daha sonra öğreniyoruz. Maalesef önce yanlışı öğrenip daha sonra doğrusunu öğreniyoruz. Sistem bu şekilde işliyor.

Yakın tarih dediğimiz 100 yıllık tarih genel tarih içerisinde uzun bir zaman değil ama Müslümanlar açısından düşünüldüğünde son 100 yıllık tarih uzun bir süre olarak telakki olur. Müslümanlara ve İslam’a ait değerlerin bir bir ellerinden alındığı, hayat kitabı Kuran ile aralarına çeşit çeşit engellerin konulduğu, Diyanet İşleri Başkanının bile kendilerinden olmadığı, evrensel bir İslam şiarı olan Ezan-ı Muhammedi’nin aslından uzaklaştırıldığı, vatanı için can veren şehidlerin ya da yaralanan gazilerin cepheye gitme amaçlarından farklı uygulamaların yapıldığı yıllar olduğu için uzun bir süredir geçen 100 yıllık süre.

İşte bu geçen yüzyılın belli bir bölümünü o yılların bir kısmını yakinen görmüş bir İslam aliminden öğrendiğimiz bir eser olmuş incelediğimiz kitap. “Medreseli bir Hoca’nın gözünden 1920’lerden başlayıp 28 Şubat’a kadar uzanan dönemi anlatmaya talip olan bu hatırat, geçen yüzyıldaki din-devlet ilişkilerini sorgulamakta, muhataplarını ibret almaya çağırmakta ve İslam’ı özgürce yaşayabilmenin en büyük bir nimet olduğunu okurların bakışlarına arz etmektedir.”

Kitabımız soru cevap şeklinde hazırlanmış. Kitap ile ilgili, olsaydı daha iyi olurdu diyebileceğimiz husus, görsellere yer verilseydi çok daha iyi olacağı.

Kitabı okurken Kamil ŞENOCAK hocaya hayran kalmamak, Osmanlı Devletinden kalan âlimlere gıpta etmemek ve hayıflanmamak mümkün değil. İslam’ın izzet ve vakarını her halükarda taşımaya gayret eden bu âlimlerimizi hürmetle selamlıyoruz. Onların gayretlerini okudukça, yoruldum demeye utanmamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz.

Ümmetin gençlerinin bilinçlenmesi için daha çok çalışmalıyız. Doğru olanları doğru hocalardan öğrenmenin gayreti içinde olmalıyız. Elimizden ne geliyorsa, imkanımız neye yetiyorsa mazeret üretmeden, bize emanet edilen İslam’ı bozmadan gelecek nesillere, en sahih bir şekilde teslim etmenin endişesi içerinde olmalıyız.