İhlas

Sözlükte “arınmak, saflaşmak kurtulmak” manasındaki hulüs/halas kökünden türetilmiş olup “bir şeyi, içine karışmış ve degerini düşürmüş olan başka seylerden temizleyip arındırmak , saflaştırmak ” anlamına gelen ihlâs kelimesi, terim olarak “ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” demektir. Islami literatürde ihlas daha geniş olarak sirk ve riyadan, batıl inançlardan, kötü duygulardan, çıkar hesaplarından ve genel manada gösteriş arzusundan kalbi temizlemeyi, her türlü hayırlı faaliyete iyi niyetle yönelmeyi ve her durumda yalnızca Allah’in rızasını gözetmeyi ifade eder.
İhlas, ibadetin özü, samimiyetin göstergesi, kulluk bilincinde ulaşılan son noktanın ifadesidir. Kulluğun degeri onu yerine getirirken gösterilen ihlasa, samimiyete bağlıdır. ihlasın bu kadar önemli olmasının nedeni ise gayet açıktır. Bir işe eğer gönüllü olarak girilirse onun getirisi daha fazla olacaktır . Bu, sadece maddi olarak degil manevi olarak da kendini gösterecektir. Kisi, hem dünyevi bir ihtiyacını gidermiş olacak hem de yaptığı işten keyif alacaktır, ibadette bu sekildedir. Kul, ibadetinde ihlası olursa hem isteyerek yaptıgı için Rabbini memnun edecek hem de ibadetten aldığı zevk artacaktır.
Hz. Adem (as)den günümüze kadar insanoğlu hep samimiyet testine tabi tutulmuştur. Habil-Kabil olayında samimi olan Habil’in duası kabul edilerek Kabil, samimiyetsizliğinin ve kötü niyetinin kurbanı olmuştur . Allah (cc)’ in yolunun ihlaslı temsilcileri peygamberler, hayatları boyunca insanları samimi bir sekilde Allah(cc) a kulluk etmeye, bu kulluklarına kulluğa mani olacak şirk , riya gibi olumsuz unsurları katmamaya davet etmişlerdir.Hayat kitabimiz Kur’an, ihlas konusunu kulluğun merkezine alan ayetlerle doludur. içersinde hemen hemen hayatta karşılaşacağımız bütün konular öz bir sekilde barındıran yüce kitabimiz, yapılan islerin ancak ihlaslı olunursa deger kazanacağını , samimiyetin olmadığı bir ibadetin Allah (cc) katında herhangi bir degerinin olmayacağını bizlere haber vermektedir.
Fıkıh kitaplarında ibadetlerin abdest, niyet, tekbir, kıraat gibi zahiri şartları yanında bir de huşu, hudu ve ihlâs kavramıyla ifade edilen bâtınî şartlarının bulunduğu, mesela abdestsiz kılınan namaz geçerli sayılmayacağı gibi ihlâssiz eda edilen ibadetin de makbul olmadıgı belirtilmekle birlikte bu konu daha çok tasavvuf ve ahlâk kaynaklarında ele alınmıştır. (Gazzâli, İhya IV, 376-386).
Samimi olmak sadece dini konular için söz konusu degildir. Yaşantımızın her safhasında samimiyet testine tabi tutulmaktayız. Insanlarla olan iliskilerimizde samimiyet, dostlukların, iliskilerin saglam bir zemine oturtulmasında ve devamlılığında onemli bir yere sahiptir.
KAYNAKÇA: TDV islam Ansiklopedisi /Dergipark