Hizmet Hassasiyeti

Hizmet Hassasiyeti

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd; Efendimiz Hz.Muhammed’e, O’nun tüm aile efradına, ashabına ve onlara kıyamet gününe kadar güzellikle uyanlara salât ve selam olsun.

“(Rasulüm) deki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan, 77)

Rabbimizin kudreti karşısında aciz ve hiçiz. Bu acziyetimizi ve hiçliğimizi anlayıp Rabbimize teslim olmalıyız. Teslim olup kurtulmalıyız.

Müslüman olan, teslim olan, büyük sorumluluklar yükleniyor. Yalnızca Allah(cc) rızasını düşünecek, kullardan hiçbir şey beklemeden, hakkın hâkimiyeti için fedakarane çalışacak. “Kim Allah’a ve Rasulüne uyarsa onlarla beraberdir.” (Nisa, 70)

“Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine)  yardım ederseniz O da size yardım eder.” (Muhammed, 7)

Allah ve Rasulüyle beraber olmak, sadıklarla, şehidlerle beraber olabilmek ne büyük mutluluk. Allah’ın yardımını, sevgisini, rızasını kazanabilmek ne kadar büyük saadet. Yalnız Allah’a kulluk yapmak, O’na güvenip dayanmak, yalnız O’ndan yardım beklemek, O’na teslim olmak ve itaat etmek.

Teslim olan her Müslüman İslam’ı doğru öğrenmeli, İslam’ın bütün güzellikleriyle tam donanımlı olmaya çalışmalı. Öğrenmekle kalmamalı kesinlikle yaşamaya gayret etmeli ve İslam’ın hükümlerini her sahada hayata hâkim kılmak için çalışmak zorundadır.

Böyle büyük bir sorumluluğu üstlenen Müslüman, hayatının her anında Allah yolunda cihad şuuruyla yaşayacak ve hep diri kalacaktır.

Cihad ruhu taşıyan Müslüman, cahilî sistemlerin içinde onlarla beraber kaynaşıp yaşayamaz. Onların yönetimlerine ortak olamaz. Asla İslam’dan tavizler veremez. Müslüman, İslam’ın hükümlerini açıkça söyleyecek, ortak koşanlara yüz çevirip onlara aldırmayacak emrolunduğu gibi dosdoğru olacaktır.

Müslüman, bozulmuş hayatın, ahlakın yerine İslam’ı koymayı hedef almalıdır. Sadece sohbet ve nasihatle geçen bir hayatı olmamalıdır.

İslam’ın cahilî ortamı değiştirmesi, yalnızca camilerde, cemiyetlerde, bir mecliste konuşma yapmakla mümkün olmaz. Her alanda bir hazırlığın yapılması zorunludur.

İslam düşmanlarının İslam’ı vurmak ve Müslümanlara karşı komplolar düzenlemek amacıyla kurulmuş yüzlerce teşkilatları, binlerce hareketleri ve milyonlarca yönlendirmeleri vardır. İslam topraklarını cetvelle çizgi çizgi böldüler. Ümmeti rengine, diline, ırkına ve mezhebine göre böldüler, fitnelerle birbirlerine düşman ettiler. Herşeylerini sömürmektedirler. Bütün bunlar karşısında Müslüman şu tabloyu iyi okumalı: “Muhakkak ki Allah kendi yolunda birbirlerine kurşunla kenetlenmiş bir yapı gibi saf halinde savaşanları sever.” (Saff, 4)

Kurşunla kenetlenmiş bir bina oluşturmak ise düzenli, teşkilatlı, programlı ve disiplinli hareket etmenin sonucu ortaya çıkar. Onun zıttı ile hiçbir zaman mümkün olmaz.

Kur’anî kurallara ve yönlendirmelere bakıldığında karşımızda hep düzenli hareketin önemi vurgulanmaktadır.

Rasulullahın (s.a.v) düzenli hareket etme konusunda ne kadar titiz olduğunu, Müslümanların üç kişi bile olsalar kendilerine bir başkan seçmelerini, açık bir şekilde emretmesinden anlıyoruz. Müslümanların işleri mutlaka disiplinli ve programlı olmalıdır. Bu durumları, hayatlarının her safhasında olmalıdır. Basit kolay işlerde planlı programlı olunmaz ise hizmetler büyüdüğünde nasıl olacaktır?

Yine Rasulullah (s.a.v.) nebevi yönlendirmesiyle sürekli dinlemeyi ve itaat etmeyi vurgulamıştır: “Dinleyin ve itaat edin. Başınızda başı kuru üzüm tanesi gibi Habeşli bir köle bulunsa da …” (Buhari)

Müslümanları fitneden safların bölünmesinden sakındırırken, kendilerini zayıflatan, düşmanların iştahını kabartan ve onlara cesaret veren davranışlardan söz ederken de diyor ki: “Kim elini itaat etmekten geri çekerse kıyamet gününde Allah ile karşılaştığında elinde kendisini savunacak hiçbir delili olmayacaktır. Kim ölür de boynunda kimseye bey’atı yoksa cahiliye ölümü üzere ölmüş olur.”(Müslim)

Bunların hepsi de hizmetin, düzenli hareket etmenin önemli kurallarından, temel prensiplerinden ve vazgeçilmez unsurlarından değil midir?

Rasulullah (s.a.v.) Mekke’de olsun, Medine’de olsun peygamberliği süresince eğitimde, İslam’ın yayılmasında, savaşta ve barışta her alanda sistemli, toplu, düzenli çalışmalara büyük önem vermiştir.

Rasulullah (s.a.v.)’in hizmetlerdeki metodunu şu sözlerinden anlamak mümkündür: “Mü’minlerin birbirine karşı sevgisi, merhameti ve duygusallığı bir vücuttaki organların birbirine karşı durumları gibidir. Bedende bir organ rahatsız olduğunda bütün vücut acıyla rahatsız olur.”(Buhari-Müslim)

Mü’min ifrat ve tefride düşmeden, hizmetlerin hiçbir yönünü diğerine tercih etmeden tüm sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Hizmet eden kişilerin yaşantıları sadece İslamî çevreyle sınırlı olmamalıdır. Ailesi ile sosyal çevreyle, iş ortamıyla bir denge halinde olmalıdır. Hizmet ehli kendi nefsine karşı sorumluluğunun, ailesine karşı sorumluluğunun ve topluma karşı sorumluluğunun farkında olmalıdır.

Bu gün insanımız İslam’a aç Kur’an’a aç Efendimiz (s.a.v)’in hayatına muhtaçtır. Merhamet ve müsamaha ile kolaylaştırarak, nefret ettirmeden müjdeleyerek insanlığa hizmet etmeyi canı gönülden istemeliyiz. Ömrümüzü hizmetle geçirmeye çalışmalıyız.

İnsanlığın kurtuluşu ancak Yaratanını, Kur’an’ın hükümlerini ve Efendimizin hayatını öğrenmesiyle ve yaşamasıyla mümkündür. İslam’ın yaşanması ve yaşatılması için bütün imkânlar seferber edilmelidir. Allah’a kulluk ve kullara hizmet aşkı taşımalıyız.

Özetle hizmetlerde başarılı olabilmek için;

Hizmet ederken karşılaşılacak kötü davranışlara, meşakkat, sıkıntı ve eziyetlere karşı sabırlı olmalıdır.

Hizmet ehli sebatkâr olmalıdır.

Birlikte hareket etmek, fitneye, kargaşaya meydan vermemek gerekir.

Hizmetlerin sağlıklı yürütülmesi itaati gerektirir.

Hizmetteki sorumlulukların ciddiyeti kavranmalı, alınan sorumlulukların yerine getirilmesi sağlanmalıdır.

Sorumluluk yüklenen kişiler, çalışma arkadaşlarıyla yakından ilgilenmelidir.

Hizmetlerdeki küçük anlaşmazlıklar hemen halledilmelidir.

Hizmet birimlerinde çalışanlar, sorumlu kişilerin zaman zaman yaptığı tavsiyeleri emir telakki etmeli, yerine getirmelidir.

Hizmetlerde kontrol mekanizması etkin olarak işletilmelidir.

Hizmetlerde kişilerin kabiliyetlerine göre görevlendirilmelidir.

Her Müslüman, mutlaka dürüst olmalıdır. Verdiği sözde durmalı, ahde vefa göstermeli, cömert, cesur, doğru sözlü, güvenilir, şahsiyetli olmalıdır. Affedici olmalı, yalnız Allah için gadaplanmalı, Peygamber ahlakıyla ahlaklanmalıdır.

İslamî hizmetler dedikodu, gıybet, malayani, suizan, haset, dünya, mal-makam hırsı gibi kötü ahlakları kabul etmez.

Dedikodu, gıybet ve suizanla hareket edenler uyarılmalı, zararlı davranışları önlenmelidir.

Zahiri tedbirler alınıp hizmetler yapılırken, Allah Teâlâ’dan yardım dilenmelidir.

İslamî hizmetlerde görev alanlar arasında muhabbet ve hoşgörüye, itimat ve yardımlaşmaya dayalı bir uhuvvet tesis edilmelidir

  (Fazilet Toplumu, 365-368)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.