Herkes Ektiğini Biçer

Herkes Ektiğini Biçer

  Hamdolsun bahçemizde gonca güller açıyor..
       Hatırdan acı tatlı hatıralar geçiyor!..
  Doksan yıldır sabretti, dua etti bu millet;
       Şükür şimdi Reis-i cumhurunu seçiyor!..


   3 Kasım 2002 Genel seçimlerinde, 365 Milletvekiliyle tek başına iktidar olan Ak Parti; 29 Mart 2004’de yapılan mahalli seçimlerde de 1.771 Belediye kazanarak, yerel yönetimlerde de  iktidarı ele geçirdi!..  
   O gün itibariyle Ak Parti Ispartada 5 Milletvekilinin 4’ünü;  51 Belediyenin de İl dahil olmak üzere 36’sını  kazanmıştı. Hatta 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in köyü olan İslamköy’de bile belediyeyi Ak Parti almıştı.
   Gazeteciler Demirel’e soruyor: “Efendim, 29 Mart Mahalli seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?.. Bildiğiniz gibi, Isparta ve İslâmköy Belediye Başkanlıklarını da Ak Parti aldı.. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?”
   Avurdunu şişiren Demirel’in cevabı:
   “Bu bir  rüzgardır… Daha çooh çatı baca  uçurur!.”
   Tabi; “Artık Muhtar Bile Olamaz” diye gazetelerin manşet attıkları Tayyip ERDOĞAN’ın, 10 yıl sonra 2014’ün 10 Ağustos’unda, hedefi tam 12’den vurarak 12’nci Cumhurbaşkanı olacağını, Çankaya’nın çatısını bile uçuracağını nereden bilecekti 9’uncu Cumbaba!..
   Çankaya, her anlamda râkımı yüksek olan bir yer!.
   Kâbe’yi Araplara bırakanlar için, Çankaya ayrı bir önem taşır, ayrı bir mâhiyet arz eder!..
   Ne demişti Kemalettin Kamu:
   “Ne örümcek, ne yosun,
   Ne efsunkâr, ne füsun.
   Kâbe Arap’ın olsun,
   Çankaya bize yeter.”

   Yani Çankaya’yı “ KIBLE” ittihaz edenlerin, yönlerini Kâbe’ye dönenlere karşı olan ittifaklarını, beraber hareket etme iç güdülerini, ortak çatı projelerini, farklı çıkmaz sokaklarda  otursalar da, aynı mahallenin sakinleri olduklarını biliyoruz!..
   Uyurken aynı düşü gördüklerinin, uyanınca aynı hayali kurduklarının farkındayız!..
   Projelerini kimlerin çizdiğini, uygulamayı hangi taşeron şirketlerin yapacağını da biliyoruz millet olarak!..
   Bir ‘Mazlum’un bin ‘Zâlim’den daha büyük, daha güçlü, daha cesur olduğunu gösteren Allah (c.c.)’a hamdolsun..
   Şükürler olsun ki; değişmeyen bir  Rabbimiz, bir Peygamberimiz, bir Kitabımız, bir Kıblemiz var!.
   Seyyar kıblelerini kaybedenlerin halet-i ruhiyelerini teşhis ve tespit elbette tababet ilmine  girer. Dolayısıyla tedavi yollarını da elbette onlar gösterecektir!..
   Ama bu tip hastaların sağlıklı bir hayata kavuşabilmek için en ufak bir gayret ve  niyetleri yoksa, doktorlar ne yapsın?!.
   İbn-i Sina’yı, Lokman Hekimi de getirseniz, çaresiz kalacaklardır!.. Yapacakları bir şey yoktur.. Sonunda diyecekleri şudur:
   “Çok geç kalmışsınız.. Bırakın, ne yerlerse yesinler!..”
   Kendilerince kutsallık  izafe ettikleri birtakım zaman ve mekânların, son 12 yıldan itibaren bugünlere kadar hakir gördükleri, horladıkları, tahkir ve tezyif ettikleri, inancıyla, ibadetiyle, kılık ve kıyafetiyle dalga geçtikleri, huzura giden bütün yolların yasaklanıp, yüreğinde vatan ve millet sevdası, omuzlarında çileli bir hayatın ağır yüküyle beli bükülmüş,sürekli yokuşun dibinde beklemeye mahkûm, kısaca insan yerine koymadıkları GARİP ANADOLU İNSANI Millet olarak uyanıp da :
   “Yeter artık, yeter!..
   90 yıldır sabrettik!..
   90 yıl dua ettik!
   Bu sabrı verip de, dualarımızı kabul eden MEVLÂ’mıza şükürler olsun!
   Bundan sonra SÖZ de, İRADE de, KARAR da bizimdir!.” deyince; Mazlumların yüzü güldü!..
   Ümmetin yetimleri daha bir umutla baktı yarınlara!
   Hamdlar, şükürler, rükular, secdeler, her gece her gündüz, her seher vakti dualarla kuşanıp, sevinç gözyaşlarıyla yükseldiler Arş’ın sahibine!..
   İki yüzlü ‘Politika’ değil, Halk’a ve Hakk’a hizmet için siyaset sahnesinde giydiği idam gömleğiyle Anadolu’nun tozlu yollarında gece gündüz koşturan, ‘DÂVÂSININ DELİSİ’ dertli bir insanın yanında olunması gerekirken, karşısında ortak cephe oluşturan, “Muhalefet” değil, müzmin Husumet Partilerinin, yönetici ve mensuplarına millet olarak ne söyleyelim daha!.. Onlar kendi gövdelerinin üzerinde, kendi başlarını mı taşıyorlar sanki!..
   Hırçınlıklarını, kinlerini, tahammülsüzlüklerini, yalanlarını, iftiralarını, hayasızlıklarını görüyor, kaybetmiş olmanın acısıyla sergiledikleri nahoş tavırlar ve hezeyanlardır diye gülüp geçiyoruz!..
   Heey… Kronik Husumet Partilerine mensup olanlar!..
   Ağlamanın, zırlamanın mânâsı yok!..  Kaybettiniz!..
   Siz kaybettiniz.. Millet kazandı..
   Siz kaybettiniz…Kardeşlik kazandı!.
   Siz kaybettiniz… Türkiye kazandı, Ümmet kazandı!..
   Kılıçdaroğlu, Bahçeli, siz kaybettiniz… Tayyip ERDOĞAN kazandı!..
   Milletin sesini duymayan kulaklarınıza “Ekmeleddin İHSANOĞLU” adını kim fısıldadı?..
   Kendi partilerinizin içinden, sizler de dahil niçin bir aday çıkaramadınız?
   Demek içinizde  Çankaya’ya çıkacak, belirttiğiniz vasıfları taşıyan bir kişi bile yokmuş!..
   Peki!.. Sizler orada niçin varsınız?.. Halka zulmetmek için mi?..
   “Cumhurbaşkanı Adayı” diye  ilan ettiğiniz şahsın, doğru dürüst ismini bile telâffuz edemediniz!
   “Ekmek için EKMELEDDİN”!.. diye, içi boş bir sloganla çıktınız halkın huzuruna!..
   Aklımızla alay ettiniz..
   Güya o arpa aklınızla, Recep Tayyip ERDOĞAN’ı ekecektiniz..   
   Ama ekildiniz…  Helâl olsun Ekmel’e… Nasılda ekti hepinizi…
   Şaşkınlığınız burada sizlerin… Ağustos ayı aslında ekim mevsimi değil, hasat mevsimidir. Tayyip ERDOĞAN 10 Ağustosta önceki ektiklerini biçti. Sizler ise rüzgar ektiniz, fırtına biçtiniz… Güya 14 siyasi parti Ak Parti’nin karşısında ortak aklın (!) gereğini yerine getirmek için bir araya gelmiştiniz.
   Çok mu sarptı Çankaya’nın yokuşu,
   Hangi derde devâ yılan sokuşu…
   Davulu yarılmış aptal gibiydi
   Baktım şöyle on dördünün bakışı…
   Kim bulduysa Ekmel’i, ceremeyi çekmeli…
   Bu seçim birçok açıdan  hayırlara vesile oldu. Özellikle Kılıçdaroğlu’yla Bahçeli’nin basiretlerinin açılmasına (!) vesile olmuş gibi. İlhamları da bayağı bol geliyor. Yalanı paralel dinleyicilerin boyunlarına olsun. Bahçeli telefonda diyormuş ki :
Ne zaman aynaya baksam
Sol tarafım sağ görünür
Her bir seçim ayrı ayrı
Bana karlı dağ görünür…
   Kılıçdaroğlu da kankası Bahçeli’ye :
Ne zaman aynaya baksam
Sağ tarafım sol görünür
Hakkın helâl et Bahçeli
Bana artık yol görünür…
   İmanına, irfanına, basiretine hayran olduğum Anadolu insanı da şöyle diyor :
Köşk sırça saray sırça,
Her seçimde yer fırça
Yakında göreceğiz
6 ok 6 parça…,

İttirmeler, çekmeler…
Ne bu yumruk tekmeler,
Kurtlar sürüyle ulur
Öksüz kuzu tek meler…
   Bu milletin Fransa’nın locasına, Pensilvanya’nın hocasına ihtiyacı yok… Allah’ın izniyle millet olarak biz bize yeteriz.
   Zaferin mübarek, yolun açık, Allah yâr ve yardımcın olsun… Ey milletin dertli adamı değerli cumhurbaşkanımız ERDOĞAN ! Selam sana ve yol arkadaşlarına …

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.